48 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Herkese merhaba. Can Yayınları’nın lacivert klasikler dizisini okumaya devam ediyorum.
Melis Ünler
Melis Ünler
‘nin düzenlediği #kısakısaokuyoruz etkinliği için aralık ayında 48 sayfalık bu kitabı seçtim. Üç Nasihat kitabındansa Ant’taki öyküleri daha çok sevdim. Yeri geldi çok güldüm yeri geldi hüzünlendim. Bu kitapta dört hikaye okurlar için verilmiş: İlk Namaz , Bahar ve Kelebekler , Ant , Falaka. Bu kitabı okurken sanki Ömer Seyfettin’in yaşadığı dönemdeki bir çocuğun hayatını okuyor gibi hissettim. Ant ve Falaka öykülerini çok sevdim. Ant beni hüzünlendirdi. Çocukların kan kardeşi olmasını ve bunun için ant içmesiyle beraberinde yapmaları gereken fedakarlıkları okuyoruz. Falaka ise oldukça güldürücüydü. Bir hocanın öğrencileri korkutmak için falakaya tutması söz konusuyken falakaya yasak gelir. Yasak olmasına rağmen talebelerinin hakkından gelemeyen hoca yine falakaya başvurur. Hocanın kurallarının ağırlaşması ve falakaların sıklaşması nedeniyle talebeler hocaya bir plan hazırlar, işler değişir... Bahar ve Kelebekler öyküsünde torununun torunu ile bahçede vakit geçiren ninenin geçmiş ve o günü karşılaştırmasını Türk Kadınını ve toplumun yaptığı etkinliklerini anlatması ile geçmişe yolculuk yaşıyoruz. Önereceğim kitaplardan biri oldu. Ömer Seyfettin’in kalemini beğendim. Diğer eserlerini de okumaya hedefliyorum. Siz bu kitabı okumuş muydunuz ? Lacivert klasikler hakkında ne düşünüyorsunuz ?
Ömer Seyfettin
Ömer Seyfettin
Ant
Ant
Ant
AntÖmer Seyfettin · Can Yayınları · 20211,598 okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
Fazla bilgi ve insanı mutlu etmediği gibi şüphelere mahkûm eder. En mükemmeli yapmak  en anlaşılmaz olmak, en iyi sanatçı olmak en yalınız sanatçı olmak demektir.  Anlaşılamayacak kadar üstün eser bırakan kişi anlaşılamadığı için üzülememeyi de bilmelidir. Ressam Frenhofer, on yıl boyunca  atölyesine kapanarak soyut bir olağan dışı resim yapmaya
Gizli Başyapıt
Gizli BaşyapıtHonore de Balzac · Can Yayınları · 20193,794 okunma
Reklam
Biliyorsunuz, para her kötülüğün kaynağıdır... O da, paranın tipik bir ürünü. Rearden, Francisco’nun bu sözü duyabileceğini sanmamıştı, ama genç adamın ciddi ve nazik bir gülümsemeyle oraya döndüğünü gördü. “Demek paranın her kötülüğün kaynağı olduğunu düşünüyorsunuz,” dedi Francisco d’Anconia. “Peki, paranın kökünün ne olduğunu hiç
Plato Film Yayınları - Çeviren: Belkıs Çorakçı DişbudakKitabı okudu
416 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
41 günde okudu
Şifasız Bir Yalnızlığa Mahkum Olanların Kitabı…
Peyami Safa mutlaka tanışmışsınızdır. O kadar farklı uçlarda gezmiş ki kitapsever bir insanın onunla tanışmaması imkansız. Çocukluğumdan itibaren eserleri sıklıkla önerildi ve her seferinde ziyadesiyle beğenmiş bulundum. Bugün yine o günlerden birindeyim. Saygıdeğer
nalkan
nalkan
’a bu muhteşem eserlerle bizi tanıştırdığı için tekrardan teşekkür
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,9bin okunma
Kandid, bilgine: - Siz, Sayın Marten, bütün bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Ruhsal ve bedensel acılar üstüne düşünceniz nedir? dedi. Marten: - Efendim, rahiplerim Sosiniyenlikle suçladılar beni; ama işin gerçeği şu ki, ben Maniciyim, diye yanıt verdi. Kandid: - Benimle alay mı ediyorsunuz? Yeryüzünde artık Manici yok, dedi. Marten: - Ben varım! Ne yapacağımı bilmiyorum, ancak başka türlü de düşünemiyorum, dedi. Kandid: - Bedeninize şeytan girmiş o halde, dedi. Marten: - Bu dünyanın işlerine o denli fazla karışıyor ki, her yere girdiği gibi, benim bedenime de girmiş olabilir; ancak bu küreye, daha doğrusu bu küreciğe bir göz gezdirince, Tanrının, kötülük yapan bir yaratığın eline bıraktığını sanıyorum dünyayı. Eldorado'yu bunun dışında tutuyorum hep.
Sayfa 166 - Cem YayıneviKitabı okudu
520 syf.
8/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Masumiyet Müzesi
Masumiyet Müzesi okurken karakterlere karşı bir çok duyguyu hissedebiliyorsunuz; kızıyorsunuz, gülüyorsunuz, sinirleniyorsunuz, neden böyle yaptı diye düşünüyorsunuz, sadakat, saygı ,sevgi ve hüznü bize bolca hissettiriyor. Kemal'in Füsun'a karşı hisleri ve hisleri için neler yapabileceğini çok net bi şekilde görebiliyoruz. Aşkın hatırası için sevgilisinin birçok eşyasını çalan ve bunları biriktirirken onlara bakarak Füsun'u düşünmesi sevgisini hissettiriyor. Bu eşyalarla kurulan Masumiyet Müzesi'ni çok merak ediyorum. İstanbul'da gezmek istediğim yerlerden birisi oldu . O eşyaların her biri ve birçok sahne okurken gözünüzde canlanıyor ki bu da yazarın o güzel kaleminden kaynaklanıyor. Akıcı ve özgün kalemi yazarı sevdiren unsurlardan. Gözümün önünden bir sinema gibi akıp gidiyor kitap. Ama 250. sayfadan sonra sanki ben okudukça kitap sayfası artıyor gibi hissediyordum. Bazı kısımların biraz fazla uzatıldığını ve bunun da okuru biraz yorduğunu düşünüyorum. Artık ne olacak, ne zaman bitecek diye bekledim bi ara. Ama sonunda çok şaşırdım hiç yani böyle bitmesini beklemediğim bir romandı. Açıkcası bu da beni etkiledi ve sevdirdi. Her kitabın okunması için doğru bir zamanı vardır ve bende Masumiyet Müzesi'ni doğru zaman da okuduğumu düşünüyorum. Çünkü bu kitabı seven olduğu kadar sevmeyen de var. Okurlar yarı yarıya ayrılmış durumda. Bazı yerler okurken beni yordu. Onun dışında sevdim. O yüzden 2 puan kırdım. Peki siz okudunuz mu ne düşünüyorsunuz bu kitap hakkında ? Masumiyet Müzesi 8/10
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202246 okunma
Reklam
97 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.