-Hadi bakalım, bana hayat görüşlerini anlat, kardeşim diyordu ona. Rusya'nın bütün gücü, geleceği sizmişsiniz. Tarihin yeni çağı sizinle başlayacakmış! Siz bize gerek bir dil, yeni yasalar getirecekmişsiniz!
Köylü ya hiçbir karşılık vermiyor, ya da: "Biz yaparız... Elbette... işte, demek oluyor ki... Bize nasip olan... diyelim ki alınyazımız!" gibi sözler ediyordu.
Bazarov onun sözünü keserek: "Sen bana şunu anlat." diyordu. "Sizin dünyanız nasıl bir şey? Bunu bilmek istiyorum. Yani, sizce dünya üç balığın sırtında mı duruyor?"
Köylü, babacan, candan bir tavırla, türkü söyler gibi konuşuyor, onu yatıştırmak ister gibi: "O senin dediğin yer yuvarlağıdır, balığın sırtında duran odur, beyim" diyordu. "Bizim dünyamıza gelince, onun karşısında, bildiğin gibi, beylerin emri var; işte onun için, sizler bizim babamızsınız. Bir bey ne kadar sert davranırsa köylü onu o kadar çok sever!"