Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Ayşegül Çiçekoğlu kitaplarından yine çok beğendiğim bir kitabın yorumu ile geldim. #benimhayatim okuduğum süre içinde beni çok güzel bir masalin içine götürdü. Balım ve Ömer'in uzun soluklu, inişli çıkışlı, mücadelelerle dolu masalına. 580 sayfalık kitap karakterlerin 4 senelik hikayelerini konu alıyor. Bir tarafta annesi öldükten sonra babası
Bu kitabın konusu, gerçek olaylara dayanmaktadır.
Wow, başlık titretti mi? Hımm, devam edelim o halde.
“Davacınla mahkemeye giderken yolda onunla anlaşmaya
çalış ki seni hâkim karşısına çıkarmasın ve hâkim seni
zindancıya teslim etmesin ve zindancı seni zindana
kapamasın. Söylemiş olayım, borcunu son kuruşuna kadar
ödeyene dek kurtulamazsın oradan.”
Yeni Ahit, Luka, 12: 58,59
Bu kitabı okumadan önce Dante’nin İlahi Komedyasını okusaydım kitabı daha iyi anlayacaktım, bundan eminim. Eğer sizde bu yazıyı kitabı okuyup, okumamaya karar vermek için okuyorsanız önerime kulak verin derim. Çünkü İlahi Komedya’ya atıflarla dolu bir kitap. Diyeceksiniz ki e be kardeşim madem İlahi Komedya’yı okumadan bunu okudun, ve durumu farkettin, önce onu okuyup sonra buna devam etseydin dediğinizi duyar gibiyim ;) Valla haklısınız ne diyim. Ben olsam ben de aynısını derim :) Ben kitabı ön hazırlığım olmadan okuduğumda anlayıp, anlayamayacağımı test ettim. Yani bir bakıma sizin için kendimi feda ettim :D Anlaşılıyor tabi ki. Osman Bey onu hesaba katarak yazmış kitabı, belli. Kitaba geçersek Tarot kültürü ve bu geleceği okuma muhabbetleri zekama hakaret gibi gelse de , nice mantığa uymayan kitap okudun, film izledin dedim kendime. Bunu da eklesen yanlarına ne kaybedersin. Okudum kitabı. İyi ki okumuşum. Farklı bir kitaptı ve kesinlikle okumaya değer bence. Çok akıcı, anlaşılır. Her yaştan ve okuma düzeyinden kişinin okuyabileceği, basit gibi gözüken ama derin anlamlar barındıran bir kitap. Hayvan Çiftliği tadında. Okuyanın kendi derinliği kadar derinleşen, kendi sığlığı kadar sığ bir kitap. Yani herkes okuyabilir. ;)
Tarihe Düşülen Notlar: Yalanlar, İftiralar, Sövgüler ve Cevaplar
“Herkes keyfine, fantezisine, kendi maksadına, menfaatine, aldatacağına, ve aldatıldığına göre yazar.” Dr. Rıza Nur, I. Baskı, Sayfa 523, Hayatım ve Hatıratım
Bu hatıratta okuduklarımızın temel özeti işte Rıza Nur’un kendi ifadesinde bize sunulmuştur. Yani okuyacağımız hatırat için bize şunları demektedir;
Bu hatırat, benim keyfime, benim
Erkekleri dırdırdan kurtarmanın yolu.
Evet sevgili erkekler sizin meşhur lafınız olan ve bizim hiçbir anlam veremediğimiz şu sihirli kelime “dır dır” dan kurtulmak mı istiyorsunuz? İşte size kesin çözüm. Eğer erkek beyinli bir erkekseniz şimdi burada diyeceksiniz ki “erkek başka nasıl beyinli olabilir?” tabiki sizde haklısınız eğer bu kitabı okumamışsanız ve bu konuyla ilgili herhangi
5/10 puan verdi
Efendim hikayemiz bir matruşka gibi içten içe çıkıyor ama en nihayetinde bir ümitsizlik romanıyla karşımıza gelecek ki o romanın aslında o hikayenin ana karakteri Raif Efendi.
Raif Efendi’nin başından geçen garip ve ümitsizlik aşısıyla dolu olan hikayesi başta birkaç argümanla merak uyandırılmaya gayret ediyor. Ama o gayretlerin hiçbiri sonuç
Beyaz Diş, babası kurt annesi köpek olan bir melezin hikayesi. Beyaz Dişin doğumundan neredeyse ölümüne kadar geçtiği tüm evreleri okuyoruz. Ona efendi olanların ona karşı olan tutumlarına göre Beyaz Diş'in karakterinin şekillenmesini görüyoruz..
Burada önemli bir konu devreye giriyor. Çocuk yetiştirirken veya hayvan sahiplenirlen, iplerin sizin elinizde olduğunu göstermenin iki türlü yolu var..
Bir Şiddet iki Şefkat ve Merhamet. İşte kitabın anlatmak istediği bu, bu iki kavramın çatışması. Ve bu çatışmadan hangisinin galip gelmesinin gerektiği..
Şefkat ve Merhamet, güce sahip olanların kullanmakta zorlandığı iki şey. Çünkü şiddet sabır istemiyor, çünkü şiddet çok kolay, çünkü şiddet öğrenmeyi hızlandırıyor, çünkü şiddet otorite sağlıyor . Fakat sahte bir otorite ve sahte bir öğrenme. Asıl güzel olan sabırla, tüm ciddiyetinle, kızmadan sinirlenmeden şefkat ve merhametle, gücünün onu alaşağı edeceğini bildiğin halde ufak bir fiske bile vurmadan, o gücü ona kol kanat germede , o gücü kendininden korkutmak için değil kendini sevdirmek için kullanmada..
Sizde benim gibi okumakta geç kaldıysanız listenizi güncellemeniz şiddetle tavsiye edilir. Haklısınız şiddet bu cümleden bile koparılmalı, Her türlü şiddetin hayatımızdan kopması dileği ile.. Otoritesini şefkat ve merhamet ile sağlayan insanlara..
Selam.
Okurken aşırı zorlandığım bir kitapla geldim. Konu çok hassas, yaşananlar çok sarsıcı!
Öncelikle kitabın yazarlarının çok iyi araştırmacı gazeteciler olduğunu ve okuduğumuz her şeyin gerçek olduğunu belirtmek istiyorum ki zaten bu gerçeklik okumayı zorlaştırdı.
Arkadaşlar konu tecavüz! Hani tecavüzü edenin değilde tecavüze
Bir insanın geçmişi, kimliği neden önemlidir? Yaşamı boyunca bazı insanlar bunları düşünmez mi zaten?Ben kimim, neler yaptım, neler bıraktım, nasılım vs. Biz insanlar geçmişimizi kim olduğumuzu düşünmezsek başkasına itaat ederken buluruz kendimizi. Kitaptaki deyişle"MANKURT" olup çıkarız. Sorgulamadan sadece itaat ederek. Çok kötü bir şey olarak görüyorsunuz şimdi evet haklısınız. Ama hayatı boyunca mankurt olarak yaşayan geçmişini atasını bilmeyen inkar eden o kadar çok insan var ki aramızda saymaya kalksak sonu gelmez.
İşte arkadaşını son yolculuğuna uğurlarken bunları da düşünüyor Yedigey. Yolculuk esnasında bir ömür boyu yaşadığı olaylar bir film şeridi gibi akıp gidiyor ve okurken sizde buna tanıklık ediyorsunuz. En ufak mutluluğun kıymetini bilip şükreden insanlarla tanışıyorsunuz kitapta. Oysa günümüz şartlarını düşününce belki bazılarımıza imkansız gibi geliyordur.
Birbirlerinin acılarına, mutluluklarına ortak olan insanlarla karşılaşıp kimi zaman yüzünüzde hafif bir tebessüm kimi zaman içinizde burukluk hissediyorsunuz. Anbean hissediyorsunuz olayları ve yazarın kalemine hayran kalıyorsunuz en azından ben kalıyorum. Ben çok beğendim ve şiddetle tavsiye ederim okuyun okumakla kalmayın okutun derim.
Şimdiki çocuklar gerçekten harika!
Aziz Nesin hakkında şöyle bir yazıya denk gelmiştim; 1934 soyadı kanunu geldiğinde herkes kendi soyadını kendisini seçiyor, ve tembel olan çalışkan, cimri olan eliaçık, korkak olan cesur gibi kendilerine tam zıt soyadları seçmişler. Kendisi Nesin soyadını aldığın da, ''Nesin diye sorduklarında kim olduğumu bilip kendime geleyim'' diye bu ismi seçtiğini söylemiş..
Kitaba gelirsek, iki arkadaşın birbirine yazdıkları mektuplardan oluşuyor. Ahmet ile Zeynep'in dostluğu, bağlılığı, paylaşımları hissettikleri yer yer bizi güldürüp yer yer İstanbul-Ankara arası mekik dokutsa da aslında onların gözünde ne olduğumuzu, ve bize karşı kendilerini savunmalarını okuyoruz. Verdiğimiz öğütlere kendimizin de uymadığını farkettim.. Sözde öğütler vermişiz, ama rol model olamamışız. Bu gerçekler öyle çarptı ki onlara hak vermemek elde değil.. Gerçekten böyle miyiz dedim. Sonra dedim ki, ''Çocuklar yalan söylemez, bilmezler ki'' onlara yalanı öğretende bizleriz aslında.. Tabi ki bu kasıtlı değil ama bir yerlerde bir şeyler eksik işte. Çocuklar gerçekten haklısınız. Bizim sizden öğrenecek çok şeyimiz var, insanlığın sizden öğrenecek ne çok şeyi var..
Biz masumiyetimizi kaybetsek de siz kaybetmeyin.
Birkaç saat gibi kısa bir sürede okudum, eminim sizde sevecek ve elinizden bırakamayacaksınız. Kitapla kalın..
