Vesikalar Işığında Tarih Okuması
✮ ✮ ✮
Sosyal Bilimlerin en önemli alanlarından biri olan Tarih, geçmişin izini sürerek geleceğe rehberlik etme işlevine sahiptir. Geçmişe dair her türlü vesikayı okuma ve analiz etmek, şimdinin ve geleceğin yol haritasını çizmeye yardımcı olacaktır. Geleceğin yol haritası toplumların istikrarı için
Albert Caraco uzun zamandır dikkatimi çeken bir yazardı. Basılı okuduklarımla birlikte telefondan da okuduğum bazı kitaplar var. Sayfa sayısı 32 olunca, hemen e-kitap olarak başladım. İyi ki de okumuşum.
Yazarda hissettiğim en kuvvetli duygu yabancılaşmaydı. Hüznünde dahi, sanki bir başkasından bahseder bir sakinlik ve kayıtsızlık vardı. Misal,
Siyonizm İdeali Peşinde Koşan Bir Hahambaşı
Kitabın Yazılış Amacına Dair
Yazar Hüseyin Serkan Elönü, yazdığı “Haim Nahum” adlı kitabın önsözünde fikir, düşünce olarak yazma niyetini şöyle anlatmıştır: “Dinimizin ve ülkemizin kahramanları hakkında tonlarca kitap bulunurken İslam düşmanları hakkında ciddi eser maalesef bulamıyoruz.” Elönü, büyük
"Kaos'un Kutsal Kitabı" bugüne kadar yazdığım en zor incelemelerden 1i olsa gerek zira bazı durumlarda yüzleşmek zor geldiği için...
Türkiye’de yaşayan Sefarad 1ailenin oğlu olan "Albert Caraco" İstanbul da doğup 2.Dunya Savaşı döneminde önce Avrupa ya ordan da Güney Amerika'ya göç eden ailesiyle hayatını mutlak anlamda
Beyazıt Akman'ın "Dünyanın İlk Günü" ve "Son Sefarad" kitaplarını büyük bir hayranlık ve beğeniyle okudum. Bu kitabı için de aynı şekilde hissederim diye düşündüm. Fakat biraz hayal kırıklığına uğradım.
Adından da anlaşılacağı gibi Doğu ve Batı tarihsel olarak kıyaslanıyor. Bazı yerlerde yazara katılmakla birlikte bazı yerlerde katılmıyorum. Örneğin matbaacılığın Osmanlı'da bu kadar geç kullanılma sebebi. Yazarımıza göre bizim dinimiz için yazı yazmak kutsaldır. Matbaacılık bu nedenle hemen kullanılmak istenmemiştir. Ben bu yoruma katılmıyorum. Hem matbaa kullanılabilir hem de yazı sanatına devam edilebilirdi. Bence bu neden, tamamen bahane olmuş. Matbaa sayesinde Avrupa'nın atağı ortada.
Yine yazara göre doğu ve batı sentezinde doğu batıdan daha ilerde.
Evet eskiden doğuda gerçekten değerli bilim adamları yetişmiştir. Ama gelin görün ki bu kaynakları kullanan yine Avrupalılar. Bu anlamda bana göre hem yapmak hem de kullanmak önem arz ediyor.
Yazarın üslubu da pek hoşuma gitmedi açıkçası. Bir durumdan bahsettikten sonra ardından "yerse" kelimesini sık sık kullanması beni oldukça rahatsız etti.
Daha yazacak çok şey var aslında ama herşeyden bahsetmeyelim.
İspanya kral ve kraliçesi tarafından sınır dışı edilen Endülüs Yahudilerinin, Osmanlı Devletine kaçışı anlatılmaktadır. Ayrıca döneme ait önemli karakterlere de, yan öyküler ile pekiştirilerek değinilmiştir. Üç kadim dinin oluşturduğu ortak denge: Müslüman ve Yahudilerin asimile edilerek yaşanılan trajedi neticesinde bozulan dengelere, Avrupa'nın kaybettiği kültürel mirasta eklenince insanlık alemi için ne gibi sorunlar teşkil ettiğini Beyazıt Akman müthiş anlatımı ile çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermiştir. Maalesef 'Son Sefarad' tarihin şahit olduğu; gerçek, insanlık dışı vahşi yüzünü anlatmakta.
Son SefaradBeyazıt Akman · Epsilon Yayınları · 20121,965 okunma
Ben bir yıldız olsam en çok Kuzey Yıldızı olmayı isterdim. İnsanlara denizlerde, çöllerde, dağlarda ve ovalarda, uçsuz bucaksız topraklarda haritalarımın onlara bir Kuzey Yıldızı gibi yön ve güven vermelerini dilerdim.