Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ciddi ciddi soruyorum. Hayatta bu kitap karakterleri gibi bir kadını gerçekten bu kadar güzel seven erkek varda biz mi bulamıyoruz? Niye bizim kaderimizde de kürk mantolu madonna da olduğu gibi, Raif gibi bir sevenimiz yok? Ah Raif! Keşke gerçek olsaydın. O kadar sevdim ki seni ben. Hem Maria'ya olan aşkını, hem hissettiklerini, hem de ona böyle güzel duygular besleyişini o kadar sevdim ki.... Belki güzel bitmedi Kürk Mantolu Madonnanın hikayesi ama yinede okuduğum o güzel hisleri yaşadığım için mutluyum. Keşke bizde de Marianın şansı olsaydı da senin gibi biri kapımızı çalsaydı. Sabahattin Ali'nin okuduğum ikinci eseri oldu Kürk Mantolu Madonna ve bu hikâyenin de sonu hüzünlü bitti. Hiç böyle hayal etmezdim oysaki. Raif ve Maria'yı okumaya böyle son vereceğimi, satırlarına böyle veda edeceğimi hiç düşünmezdim. O kadar güzeldi ki. Her bir satırına âşık oldum kitabın. Keşke daha farklı bir sona sahip olsaydı. Mutlu son gibi. Sonu kötü de olsa okuduğum için memnunum yinede. Kitap da en çok Raifi kendime yakın gördüm. Hissettikleri, kendi içine kapanık oluşu, çok da yabancı değildi bana. Belki de bu yüzden çok sevmişimdir onu. Bu kitabın yeri bende çok ayrı. Herkes okusun istiyorum sadece. Gerçekten mükkemmel bir kitaptı daha da söyleyecek söz kalmaz bende... "Ah Maria, niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz? Niçin rüzgarlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? Niçin yanımda değilsin?"
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2023314,3bin okunma
Başlangıçta söz vardı. Bu söz her ne idiyse, hastalık ya da yaratı, hâlâ yayılıyordu ve yayılmaya devam edecek, zamanı ve uzamı alt edecek, meleklerden daha uzun yaşayacak, Tanrı’yı tahtından indirecek, evreni yerinden oynatacaktı. Herhangi bir sözcük bütün sözcükleri kapsıyordu – aşk, hüzün ya da başka bir nedenle dünyadan kopmuş olan kişi için. Her sözcükle akış o kayıp başlangıca doğru yönleniyordu ve bu başlangıç bir daha bulunamayacaktı çünkü ne başlangıç vardı ne de son; kendini başlangıçta ve sonda ifade eden şey vardı sadece.
Reklam
Gidene kal demeyeceksin... Gidene kal demek zavallılara, Kalana git demek terbiyesizlere, Dönmeyene dön demek acizlere, Hak edene git demek asillere yakışır. Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme, Yoksa değersiz olan hep sen olursun...
656 syf.
9/10 puan verdi
#kitabınkonusu Aileleri Beria ve Erim’i daima kardeş olarak nitelendirselerde onlar hiçbir zaman birbirini kardeş olarak görmediler, göremediler.Beria gözünü Erim ile açarken, Erim çoktan gözlerini Beria ile kapatmaya niyetliydi. Erim çocukluktan beri içindeki duygulara izin vermemiş ve kabullenememişti. Çünkü kardeşim dediği adam kız kardeşini
Melek Büyüsü
Melek BüyüsüDilara Büyük · Müptela Yayınları · 201847 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Her zaman ki yaptığım gibi bi eseri okumadan evvel yazarı okurum. Böylelikle hem kitabı hem yazarı daha kolay idrak edebiliyorum. Yazar hakkında araştırma yaparken öğrendim ki Türk yazar ve gazeteci olan Peyami Safa'nın ismi Tevfik Fikret tarafından konulmuş. Server Bedi takma adıyla romanlar yazan Peyami Safa hiç kuşkusuz Türk edebiyatının gözde yazarlarındandır. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu hem psikolojik hemde otobiyografik bi eserdir . Betimlemeler öyle kuvvetlidir ki kendinizi dokuzuncu hariciye koğuşunun koridorlarında gezerken hastane kokusunu duyarken bulursunuz desem mübalağa yapmamış olurum. Kahramanın ruh hali öylesine açık seçik okuyucuya aktarılmış ki , tamamiyle o his satır aralarından size geçiyor. Türkçenin zenginliğini,sadeliğini, kelimelerin nasıl da ustaca bi anlatış tarzıyla harmanlandığnı enfes şekilde karşımıza sunan bi kitap . Çok akıcı bi kitap elinize alıp bitirmeden bırakmayacağınız türden . Son olarak kitabın içeriğine gelecek olursak. Kitapta genç yaşında kemik verimine yakalanan bir gencin ızdırapları, çektiği aşk acısı ve yanlızlığı söz konusu. Peyami Safa bu eserini Nâzım Hikmet'e ithaf etmiştir. Nazım Hikmet bu romanı okuyup çok etkileniyor. Şöyle bir yazı yazıyor romanla alakalı: Ben, Peyami’nin bu son romanını üç defa okudum. Otuz defa daha okuyabilirim ve okuyacağım… Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nu, Çalıkuşu’na ağlayanların anlaması kabil değildir. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, on bin, yüz bin, bir milyon satardı. Eğer ızdırabı, azabı ve neşeyi çoşkun bir ciddiyetle duyan öz ve halis halk kitleleri okuma ve yazma bilselerdi. Okuyucularına şimdiden keyifli okumalar dilerim . Okuyunuz, okutturunuz...
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,7bin okunma
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İlk kitabın sonunda Alina, Karanlıklar Efendisi'nden bir şekilde kaçmayı başarmıştı. Kuşatma ve Fırtınanın başlarında bu kaçak hayatı devam ediyordu. Ancak bir şekilde yine Karanlıklar Efendisi'nin eline düştüler ve yine bir şekilde elinden kurtuldular. Bu kez Karanlıklar Efendisi çok daha güçlüydü. Alina ise boynundaki büyüteçin ağırlığı ve
Kuşatma ve Fırtına
Kuşatma ve FırtınaLeigh Bardugo · Martı Yayınları · 20144,530 okunma
Reklam
Nietzsche’den Salome’ye ANLADIM… Öyle bir hayat yaşıyorum ki, Cenneti de gördüm, cehennemi de Öyle bir aşk yaşadım ki Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de Bazıları seyrederken hayati en önden Kendime bir sahne buldum oynadım Öyle bir rol vermişler ki Okudum okudum anlamadım. Kendi kendime konuştum bazen evimde Hem kızdım hem güldüm halime Sonra dedim ki ‘ söz ver kendine ‘ Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım Öyle çok değerliymiş ki zaman Hep acele etmem bundan, anladım… Freidrich Nietzsche
94 syf.
·
Puan vermedi
Beyaz Geceler, St. Petersburg'ta mayısın son haftası başlayıp 15 Temmuz tarihine kadar devam eden ve geceleri havanın bir türlü kararmaması olayına verilen isimlendirmedir. Dostoyevski de yine İnsancıklar gibi gençlik döneminde (26 yaşında) yazdığı bu kısa romanına Beyaz Geceler adını vermiştir. Romanın ana karakterlerinden olan anlatıcının ismi
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 201874bin okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Hani Selim İLERİ “Ateşten Gömlek“ için yazdığı ön söz de diyor ya; “Bir roman, muhakkak ki, sadece “roman”dır. Ama bazı romanlar, yazarlarını “fazla” tanıtırlar. İşte, bu cümle gibi Ateşten Gömlek romanı da bize Halide Edip hakkında fazlasıyla bilgi veriyor. Yazıldığı dönemi tüm samimiyetiyle içtenlikle anlatıyor. Halide Edip ki, Milli Mücadelenin susturulamayan haklı haykırışı. Ayrıca, Türk Edebiyatı içerisinde romanı mühim kılan, Kurtuluş Savaş'ının o sefalet, yokluk zamanlarında ve canla, başla verilen bir savaşın içerisinde doğmuş olmasıdır. Okunan her satır, adeta dönemin günümüze tutulan aynası niteliğindedir. Romana isim olan “ Ateşten Gömlek “ hem vatana duyulan hakki muhabbeti, sevgiyi ve Hemşire Ayşe karakterine İhsan'ın, diğerlerinin özellikle de İhsan'ın duyduğu sevdadır. Sevda diyorum çünkü aşk gibi içi boşaltılmış âmiyâne bir tabir değil. Sevda öyle bir vecd ki ruhun başka bir ruh’da kendini eritip, onda bütünleşip onda tekleşmektir. İşte İhsan'ın sevdası böyledir. Mum misali kendi varlığını eritmiştir…. Vatan sevmesini bilmek; sevdanın başlangıcıdır.Sevdaya düşecekseniz vatana meftun olanlara gönül verin. Son olarak yerli edebiyatımız içerisinde mühim eserler vardır Ateşten Gömlek gibi. Bunlar okunmalı okutulmalıdır.
Ateşten Gömlek
Ateşten GömlekHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 201923,4bin okunma
76 syf.
10/10 puan verdi
"Bittim, yaşamını kapattım."
Tezer Özlü Kalanlar Tezer Özlü'den okuduğum ilk kitap. Aslında bu kitap yazarın ölümünden sonra oluşturulmuş. Kenarda köşede kalıp, basılmamış yazılarını içeriyor. Bazı yazıları da kimi yayınlarda basılmış. Bir başka bilgi de bu kitapta yer alan birçok yazının Almanca yazılmış olmasıdır. Ön sözden önce bununla ilgili küçük bir not düşülmüş.
Kalanlar
KalanlarTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 20196,1bin okunma
Reklam
119 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
97 günde okudu
https://youtu.be/Ah392lnFHxM
Kitabın neredeyse başından sonuna heryerinde adı geçen Goldberg varyasyonları. 30 parçadan ibaret bu kompozisyon yalnızca kitabın değil, kitabın ana karakterleri olan 3 virtüözün hayatını etkiliyor. Bunlardan birincisi Glenn Gould, gerçek hayatda var olan bir virtüöz, Kanada kökenli, piano eğitimini de neredeyse hayatının büyük bir bölümünü geçirdiği Kanadada almış, fakat kitap Austurya Mosarteumunda aldığından söz ediyor. Anlatan şahıs, ki 3 ana karakterden biri aynı zamanda, Gouldun deha seviyyesinde bir virtüöz olduğunu belirtiyor ki, ben de haklı buldum. Piano, pianocu ve müzik bir bütün sanki. Alet mi virtüözün virtüöz mü aletin bir parçası çözebilene aşk olsun. Gelelim Bitik adama... Wertheimer isimli bir virtüöz daha. Son derece başarılı bir pianist,diye düşündüm. Ama yetmiyor, diye düşündüm. Gouldun bitik adam diye hitab etmesi, zaten Wertheimerin kendisinin Gouldu daha başarılı bulmasıyla üst üste gelince bir hayatın çöküşünü tetikliyor, diye düşündüm. Bukadar spoiler yeter, diye düşündüm. Bide kitabın bazen bunaltacak kadar sıkıcı, bazen adam tarzını ortaya koyuyor dedirtecek kadar olumlu bi tarafı bu "diye düşündüm" ler baştan sona neredeyse tüm cümlelerde var. Gelelim eserin kaidesine.. Hayatın anlamının dayalı olduğu sütunlar, prensipler başarı üzerine inşa edilmemeli bence. Bukadar prensip tutumlu bi hayat baştan sona kısıtlı ve zevksiz geçer mutlaka. Hep farklı taraflardan bakmalı hayata. Güzelliklere tutunmalı. Kusursuzluğa çırpınmak anlamsız bence. Zaten bigün öleceksek, ve dünyaya yalnız bir kere gelebiliyorsak, tadını çıkarmayı seçerim ben. Ha başarılı, ha başarısız.İyi okumalar.
Bitik Adam
Bitik AdamThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 20201,451 okunma
İade garantili romantizm siparişi
Benim sevme ve sevilme arzum ancak ve ancak onu tam bir 'iyi günde kötü günde' durumu olarak görmeye getçekten hazır olmamla ve gerektiğinde kendi özgürlügümü sevdiğim kişinin özgürlüğünü ihlal etmeksizin feda etmemle yerine getirilebilir. Eflatun' un Şölen'inde Mantineali Diotima (Prophetville`in korkulan kadin peygamberi)
NEYİ YAŞAMAK İSTİYORSAN ONU YAŞA
Öyle bir hayat yaşıyorum ki, Cenneti de gördüm Cehennemi de.. Öyle bir aşk yaşadım ki, tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.. Bazıları seyrederken hayatı en önden, Kendime bir sahne buldum oynadım. Öyle bir rol vermişler ki, Okudum okudum anlamadım.. Kendi kendime konuştum bazen evimde, Hem kızdım hem güldüm halime, Sonra dedim ki "söz ver kendine" Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin, Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin, Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de seveceksin, Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin. Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım. Öyle çok değerliymiş ki zaman, Hep acele etmem bundan, anladım.
724 syf.
·
Puan vermedi
Oğuz Atay
Tehlikeli Oyunlar, Oğuz Atay’ın ilk baskısı 1973 yılında yazılmış bir romanıdır. Bu romanı Oğuz Atay ’ın Tutunamayanlar adlı romanından sonra yazılmış olan ikinci romanıdır. Oğuz Atay’ın Tehlikeli Oyunlar adlı romanın James Joyce’un Ulysses ’i ve Vladimir Nabokov’un Solgun Ateş adlı romanları gibi birçok kitaptan ve kaynaktan etkilenerek
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,6bin okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Sayfa sayısı 77, türü öykü. Çevirisi güzel ve anlaşılırdı, kitap oldukça akıcıydı. Merak içinde okudum. Yazarın ruhsal betimlemeleri çok iyi. Karakterlerin psikolojisini ve ruh halini okura hissettiriyor. Başkarakteri karısının cesedi başında oturmuş, düşüncelerini toplayıp ne olduğunu çözmeye çalışırken buluyoruz. Olayları adamın gözünden,
Uysal Kız
Uysal KızFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 20238,2bin okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.