Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun
1- Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı,
Özellikle zehir damarlarına yayılırken Hz. Ali'nin söylediğini unutamıyordu Hasan. Hz. Ali oğullarına, "Bu dünyanın size davrandığı gibi davranmayın siz ona," demişti. "Sizden alınan bir şey için ağlamayın sakın. Uyumlu ve iyi olun. Fitneden ve kavgadan kaçının." Sonra Kuran'dan bir ayet okuyarak, "İnsanları suçlarken Allah korkusunu düşünün," diye eklemişti.
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
1 Hayatı bir gömlek gibi sıyırsam mı üstümden? Yüreğimde, kuyruğunu bırakıp giden bir kertenkelenin tedirginliği Ya da yollar, yollar, yollar boyunca Bastırıp dursam mı yarama ellerimi? O kadar kolay değil unutmak Ölüm bile istemez olur adamı gün gelir Son anda göze ilişen bir çiçek, Uzaktan duyulan bir çocuk sesi... Kan mı tutuyorum
Sayfa 76 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Not: Bu Şiiri Uygun Bir Müzikle Beraber Sakin Sakin Okuyun ve Bir Kadının Ruhunu Hissedip Tüyleriniz Diken Diken Olsun 1- Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı,
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,  Biraz kolonya sürünsem,  Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra:  Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı,  Bir şiire böyle başlanmazdı.
"Böyle ağlamayın Rosa," dedi mahkum; çünkü gözyaşlarınız beni kısa süre sonra ölecek olmamdan daha çok üzüyor.
Sayfa 82 - TÜRKİYE İş Bankası Kültür Yayınları 4.Basım
Reklam
"Böyle ağlamayın Rosa," dedi mahkum; "çünkü gözyaşlarınız beni kısa süre sonra ölecek olmamdan daha çok üzüyor..."
Sayfa 82 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 1. BasımKitabı okudu
"Böyle ağlamayın Rosa," dedi; "çünkü gözyaşlarınız beni kısa süre sonra ölecek olmamdan daha çok üzüyor."
La Fontain, tören sonrası ikinci raporunu da üst makamlara bildirecektir: (F.O 371/4173/72743) “Cenaze törenini Kadıköy, Mecidiye, Üsküdar, Dergah Şeyhi Münip Efendi yönetti. Münip Efendi, törene katılmaları için mollalara emir vermiştir. Törende, tıbbiyeli öğrencilerden başka çok sayıda subay ve er de bulundu. Elinde bir buket çiçek bulunan
Kaymakamın Mezarı başında önce hariciyeci Fahrettin Bey “Ağlamayın, ölenlerini hürmetle yad eden bu millet ölmeyecektir” diyecek, ardından Deniz subayı İsmail Hakkı Bey söz alacaktı: “Her Türk’e yolumuzu gösteren bir ışıktır” diye konuşmasını bitiren subay, albay rütbesine kadar ulaşır ama ne var ki 1920 yılının Nisan ayında Kadıköy’de yaya kaldırımında bir araç tarafından ezilir. Yolda değil, yaya kaldırımında, üstelik ezildikten sonra, geri dönüşle tekrar çiğnenen İsmail Hakkı‘nın ölümü sonrasında faillerin Ermeni olduğu açıklanır. Ama yakalanmaları mümkün olmamıştır. Bu da hadisenin bir başka yönüdür.
143 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.