Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
Merhaba arkadaşlar yine harika bir eser ve yine Yalom klasiği :)
İrvin D. Yalom'un "Günübirlik Hayatlar" (orijinal adıyla "Everyday Gets a Little Closer"), Yalom'un terapist olarak deneyimlerini ve bir hastasıyla yürüttüğü terapi sürecini detaylı bir şekilde ele alan dikkat çekici bir eserdir. Kitap, psikoterapinin
Felsefenin bir sistemi olmasa da, bir metodu vardır. Felsefeye metodik düşünceyi getiren Descartes kendini sorgulamada çığır açmış. Fakat metodu diğerlerinden çok farklı ve sarmal bir yapıya sahip. Bütün kalıplaşmış edinimlerinin köklerini koparıp yeniden bir kök oluşturmaya çalışıyor.
Bu benim için hayranlık uyandırıcı, mütaalası ise şahsım için
Hayvan Çiftliği
Hayvanlaşmış insanları fabl şeklinde ele alan George Orwell dönemin dayattığı düşünce yapısını ve bu dayatıların sonucuna en ağır şekilde ceza alıp katlananları eleştiriyor. Düşünme tembelliği ve alışmanın verdiği rahatlıktan dolayı gelen kötü günlerin fark edilmemesi de cabası. Ayrıca aydıların karanlıkta etrafını aydınlatması gerekirken, ışık kaynağı olmaktan kaçınanların değer verdiklerini kaybettiğinde, vicdanın verdiği ağır yükü, telafisi olamayan yollara girdikten sonra fark edilmesinin hiç bir şeyi degistirmeyeceğini ve düzenin bozulmaz bir süreç olduğunu, kişiler değişse de yönetimin aynı iğrençlikle devam ettiğini, sonsuz bir kısır döngüden bahsediyor. Bu sıralamalar böyle akar gider . Sessiz kaldıkça fark edilmeyen günden güne berbatlaşan yaşantıları, fikir ayrılıklarına düşmemek için kendi fikirlerini yok sayanları, ertelenen hayalleri, geçmişte yaşanılan olaylardan ders çıkarmayıp hâlâ tutsak zihinlerinden kurtulamayanların bencillik ve hırs uğruna yapılan davranışları normalleştirerek hayatlarına köle misali devam etmelerinden ve en önemlisi de düşünmenin yaşantımızda ne kadar önemli olduğundan bahsediyor. Verilen örnekler ise hayatımızdaki olayların nesneleşmiş hâlidir. Düalist bir sistem anlayışının uzun vadede etkisinin bozulacağından da bahsediyor. Uzun lafın kısası kitap sürükleyici bir anlatıma sahip. Okurken düşüneceğiniz ve sorgulama yapacağınız ve sıkılmadan bitirebileceğiniz bir kitap.
"Doğmuş Olmanın Sakıncası Üstüne", Cioran'ın felsefi düşüncelerini derinlemesine irdelediği bir eser olarak bilinir. Kitap, insanın varoluşunun sorgulanmasına odaklanır ve insanın varoluşunun getirdiği acıları, çelişkileri ve anlamsızlıkları ele alır. Cioran, varoluşun anlamını arayan insanın iç çatışmalarını ve kaçınılmaz olanın farkında olmanın getirdiği acıyı inceler.
Cioran'ın yazıları genellikle melankolik, karamsar ve nihilist bir ton taşır. Ancak, bu tonun altında derin bir düşünce ve sorgulama yatar. Onun eserleri, insan varoluşunun temel sorunlarını cesurca ele alır ve okuyucularını derin düşünmeye teşvik eder.
"Doğmuş Olmanın Sakıncası Üstüne", özellikle varoluşsal kriz yaşayanlar veya insanın varoluşunun anlamını sorgulayanlar için önemli bir okuma olabilir. Ancak, Cioran'ın eserlerinin karamsarlığı ve nihilist yaklaşımı, bazı okuyucular için ağır gelebilir.
Hayata karamsar bir pencereden bakıp kötümser düşüncelerini sivri anlatım tarzıyla kaleme alan ve Nietzsche’nin akıl hocası, batı filozoflarından Arthurcum Schopenhauer #yaşambilgeliğiüzerineaforizmalar
#okudumbitti
#filozof eserinde; yaşam bilgeliği kavramını, mutlulukla özdeşleşen bir varoluş olması üzerine aykırı betimlemelerle yaşama dair özlü ve çarpıcı tespitlerde bulunmuş.
Bir insanın başka bir insandaki bıraktığı izlenim, yarattığı hislerin yanlış oluştuğunu “ herkes bir başkasında, kendisi olabildiği kadarını görür.” diyerek, her birey, zekâsı yettiği kadar ürettiği fikirlerle kendi anlayış ve görüşüyle 'seni' tanıyabilir-i sert bir üslupla vurgulamış. Kim dostun, kim seni suistimal ediyor, siz ne kadar iyisiniz ya da çevrenize ne kadar duyarlılık gösterebiliyorsunuz? kötücül düşüncelerden arınma ve korunma fikirleri aşılamış. Arkadaş ilişkileri dostluğa nasıl taşınır? Dost olduğunda sende ve dostum dediğin kişide iyi veya kötü ne gibi değişiklikler oluyor?
hayat akışımızı yönlendiren rastlantısal olayları şansla bağdaştırmak, insanın gerçeklere karşı hazımsızlığının tepkisi mi? Bunlar vb. konularda okura bolca empati yapmak ve sorgulama isteği veriyor.“
Dünyanın anlaşılmaz, akılsız prensipler üzerine kurulu nedenselliklerinin olduğunu söyleyen #arthurcumschopenhauer ;
Okuması aşırı keyifli, bir o kadar zor yorumu olan, akıl ve anlayışın aktifliklerini birbirinden ayrıştırarak her iki kavramı yalın haliyle kullanarak yazdığı, ruha ilaç, duygu ve düşüncelere nüans veren eserini kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Yaşam Bilgeliği Üzerine AforizmalarArthur Schopenhauer · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197bin okunma
Dönüşen duygular.
Franz Kafka'nın "Dönüşüm" (Almanca orijinal adıyla "Die Verwandlung") adlı eseri, modern edebiyatın en etkileyici ve simgesel novellalarından biridir. İlk kez 1915 yılında yayımlanan bu eser, Kafka'nın varoluşsal ve toplumsal temaları işlediği önemli bir yapıt olarak kabul edilir.
Kafka, eserin baş karakteri Gregor
Toplum Zorbalığı!!!
Tabuları yıkan eserlerde bugün :)
Nihan Kaya'nın "İyi Toplum Yoktur" adlı kitabı, toplum ve birey arasındaki ilişkiyi, bireyin toplumsal normlar ve baskılar karşısındaki konumunu derinlemesine inceleyen çarpıcı bir eserdir. Kitap, bireyin özgürlüğü, toplumsal dayatmalar ve bu dayatmaların insan psikolojisi üzerindeki etkilerini ele
Selamlar. Bugün sizlere şahane bir kitaptan bahsedeceğim. İtiraf etmeliyim ki kitabı, adından dolayı aldım (eşimin adı Kenan da), ama iyiki almışım çok sevdim kitabı. Bu kitabın bir anlamı daha var benim için. Kitaptaki sevdalılar Palandöken’de tanışıyorlar sanırım yada orda başlıyor aşkları. Bizde eşimle Erzurum da tanıştık kısacası benim için içiyle dışıyla her şeyiyle özel bir kitap.
Kitabın içeriğinden bahsedecek olursak, roman olarak geçiyor türü ama bana daha çok deneme gibi yada felsefik, varoluşsal sorgulama gibi geldi. Yar aşkının aslında yaradan aşkına bağlayan bir köprü görevi gördüğünü çokça hissettim bu kitapta. Çokça kendi duygularımı okudum. O kadar çok altını çizdim ki kitabın, bırakacağım alıntılardan da anlarsınız zaten. Tavsiyemdir, kitaplarla ve sevgiyle kalın
Benlik, Kimlik ve Özgürlük Ruhun Gizemlerini ÇöZ
Sayfalar arasında kaybolurken, insan ruhunun derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Bu yolculukta bize rehberlik eden, bilgeliği ve keskin bakış açısıyla tanınan bir usta...
Yazarın ustalıklı kaleminden dökülen kelimeler, varoluşun gizemli labirentine adım atmamızı ve insan olmanın karmaşıklığını tüm çıplaklığıyla görmemizi sağlıyor. Yalın ve samimi bir dille, karmaşık psikolojik kavramları basit bir şekilde ele alıyor ve zihnimizde derin izler bırakıyor.
Kitap, okuru adeta bir aynaya tutarak, kendi iç dünyasıyla yüzleşmeye ve gerçek benliğiyle hesaplaşmaya davet ediyor. Yazar, varoluşsal sancımıza, özgürlüğümüze ve sorumluluklarımıza değiniyor. Benlik ve kimlik kavramlarını irdeliyor, bilinçaltının gücünü ve insan davranışlarını nasıl etkilediğini açıklıyor.
İnsan Olmak, sadece bir psikoloji kitabı değil, aynı zamanda bir felsefi sorgulama, bir varoluşçu manifesto. Yazar, okuru yaşamın anlamı ve amacı üzerine düşünmeye teşvik ediyor, bireyin sorumluluğunu ve özgür iradesini sorguluyor.
Bu eser, her yaştan ve her kesimden okura hitap ediyor. Yaşamın anlamı üzerine sorgulayanlar, kendi hayatlarının sorumluluğunu üstlenmek isteyenler, daha sağlıklı ve anlamlı insan ilişkileri kurmak isteyenler ve kendini tanımak ve geliştirmek isteyenler için ideal bir eser.
İnsan Olmak, okurlarını derin bir keşif yolculuğuna çıkaran, varoluşsal sorgulamalara ve içsel dönüşüme ilham veren, unutulmaz bir kitap. Bu eşsiz deneyimi yaşamanızı ve yazarın bilge sözlerini keşfetmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
Arka kapak yazısında "Müslüman bir bakışla, Hz. İsa'nın göğe yükselişini ele alıyor" denmiş ama ben bu kitabı bu kadar basite indirgeyemem, Ortadoğu'nun En Uzun Günü bir sorgulama, bir vicdan muhasebesi. Bir roman okuyacağımı düşünerek elime aldım, bir romandan daha fazlası karşıladı beni. Yazar, diyaloglar vasıtasıyla İsa'nın çarmıha gerilişini aktarırken dinler tarihine ve din felsefesine de göz kırpmış.
Ortadoğu; medeniyetlerin, dinlerin ve tarihi tekerrürlerin coğrafyası... Kaosun da aynı zamanda... Yazar Ortadoğu'nun en uzun gününü bu göğe yükseliş olayı olarak belirlemiş. 1977'de vefat etmiş olmasaydı günümüz Ortadoğu'sunda en uzun günün aynı kaos ve aynı vicdani yoksunlukla devam ettiğini görecekti. Bu arada Kamil Hüseyin'in gerçek mesleği doktorluk, Mısır doğumlu yazar bu kitapta yazdıkları fikirleri ile batı dünyasında fazlaca dikkat çekmiş.
Farklı bir okuma oldu benim için, severek okudum. Bahsettiğim konular ilginizi çekiyorsa bi bakıverin a dostlar.
..
