Yanlış, tepeden tırnağa yanlış! başarısızlık varsa,sorumlusu biziz: Ne örgütlenmesini becerebildik; ne de, örgütlenebildiğimiz kadarıyla, gücümüzü gereken eyleme yöneltmeyi! Susulacak yerde konuştuk, konuşulacak yerde ...
Şimdi her iki konuyla da baglantılı ve bizi dogrudan etkileyen bir soruya geçelim: Bundan sonra ne olacak? Başka bir deyişle dünya nereye gidiyor ve bu gidişin canlılar üzerine etkileri ne olabilir? Bugün bilim insanları dünyada şimdiye kadar meydana gelen beş büyük kitlesel yok oluşun ardından, 6. yok oluşun da gerçekleşmekte oldugunu düşünüyor. Daha önceki kitlesel yok oluşun nedenleri arasında meteor çarpmaları, süper volkan patlamaları ya da oksijen seviyesindeki degişiklikler gibi nedenler gösteriise de, bu seferki yok oluşun sorumlusu dogrudan biziz. 6. kitlesel yok oluş biz insanların eseri ve şimdiye kadar gerçekleşenlerin en hızlısı. 2100 yılına geldigimizde insan aktiviteleri nedeniyle oluşan kirlilik, orman alanlarının yıkımı ve denizlerdeki aşırı avianma sonucunda, denizlerde ve karada önemli miktarda türün sonu gelebilir.
Bilim ve Gelecek Yayınları - VII. Bölüm - Kitlesel Yok Oluşlar - Bugün 6. büyük kitlesel yok oluşun eşiğinde miyiz? Tehlike altındaki türlerin durumu nedir?
Ben de katilim, sen de katilsin, katil biziz.Eğer bir saat daha az uyusa idik; bir kişi daha hak dava uğruna çıkardı yola.Çünkü bu insanlar boş bir amaç için seher vaktinde çıktılarsa yola sorumlusu biziz.Eğer biz Allah’ın davasının temsilcileri isek,sorumlusu biziz.Eğer biz Hz.Muhammed(s.a.s.)’in ümmeti isek; sorumlusu biziz.Eğer biz diyarı diclede bir kurt bir kuzuyu kapınca hesabının Hz.Ömer(r.a.)’den sorulacağına inanıyorsak; sorumlusu biziz.Bugün İslam Coğrafyası kan gölüne çevrilmişse sorumlusu biziz.
Bugün alnı secdeye giden Müslüman kardeşlerimiz ‘Kravat-gömlek konseptim nasıl?’ diye düşündüğü kadar ümmetin halini düşünmüyorsa sorumlusu biziz.Yine bugün başörtülü kardeşlerimiz ‘Başörtüm pardösüme uymuş mu?’ diye dertlendiği kadar ümmetin halini dert etmiyorsa sorumlusu biziz.
Her hastalık aslında bizim bir parçamız, bizim dışavurumumuzun bir parçasıdır. Yoga felsefesine göre, hastalıklar ve acılar geçmiş eylemlerimizin meyveleridir. Yani yarattığımız şeyin sorumlusu biziz. Acının bir alarm çanı olduğuna şüphe yoktur ama o içinde kendi çözülme ve kendini aşma tohumunu da barındırır.
Demek çektiğimiz acıların tek sorumlusu: biziz. Huzur bir tesadüf değil, bir mükâfat. Benlik dediğimiz heykeli, daha önceki doğuşlarda kendimiz yonttuk. Rastgelelik yok kâinatta. Yaptığımız her hareket, gelecek hayatlarımızın kaderini çizmekte.