Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
187 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
BU İNCELEME PEK ÇOK KİŞİ İÇİN BİR ŞEYLER İFADE ETSE DE EN ÇOK MERAKLISI İÇİNDİR, OKUYAN İÇİN DE MERAKA SEBEP OLABİLİR ! TARIK TUFAN, TARIK AĞABEY Kraliçenin Pireleri. Tarık abiyle tanışma kitabım, hem okur olarak hem de bizzat yazarla tanışma hikayemi paylaşmak istiyorum. Tarık Tufan’ı ilk olarak “Meksika Sınırı” isimli tv programında gördüm ve
Kraliçenin Pireleri
Kraliçenin PireleriTarık Tufan · Profil Yayıncılık · 20163,367 okunma
93 syf.
10/10 puan verdi
" Bana da yalanlar uydur hadi, yalan olduklarını bile bile inanayım.."
Zaman zaman yollarda kaybolmak, zaman zaman kendini geçtiğin yollarda bulmak gibi.. Ucu bir yalnızlığın gönül kafesinde, ihtilâl tadında bir mevsimde, bin kere ölüp bin kere dirilerek.. Bin kere unutup, vazgeçip..yeniden severek..yeniden inanmak gibi.. Bana yalanlar söyle hadi..Gitmedim, de, baş ucundaydım de..Saçlarını tarayan bendim
Saklı
SaklıAyfer Tunç · Cem Yayınevi · 1989180 okunma
Reklam
Cemal Süreya Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa. Şems-i Tebrizi Düzenim bozulur, Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Bu isteksizliğe rağmen devam etmelisin. Devam ettikçe anlayacaksın faydasını.
Acı çekerken, hep neden bunları yaşıyorum diye durmadan sorguluyorsun. Ama insanın olgunlaşma süreci düz bir çizgiden oluşmuyor hiçbir zaman. Başımıza iyi ya da kötü şeyler gelebiliyor bu süreçte. Ben insanın bu sürecini, çayın demlenmesine benzetirim hep: Sen bir susun; hep çaya ulaşmayı ve demlenmeyi arzuluyorsun. Bu süreçte yavaş yavaş pişmeye
Bir Distopya Öykü Denemesi: "Yıkık Ülke"
* Bölüm: 1 “İnsan varmış ya da yokmuş sistem varmış ya da yokmuş hepsinin canı cehenneme. Bir gün var bir gün yokuz, ölümün yerine yeni doğum, yeni sistemler var olduktan sonra, işleyiş değişmedikten, dünya pisliğe battıktan sonra neyin ne önemi var. Çoğunluğun itaat ettiği, azınlığın baskı gördüğü, güçlünün güçsüzü yok ettiği bu düzende var
256 syf.
3/10 puan verdi
Şöyle bir paradigması var. Diyor ki insanın diyor doğal özellikleri itibariyle şu altı tane temel özelliği vardır. Bu altı temel özellik ilahidir, o yüzden Allah vardır. Allah korusun, Allah kimseyi düşürmesin ama ateist olsam ateist arkadaşlarımın eline aldığında hani böyle çocukla oynar gibi oynayacağı ifadelere geldik. Sebep ne? Çünkü dini
Allah Felsefe ve Bilim
Allah Felsefe ve BilimCaner Taslaman · İstanbul Yayınevi · 2013400 okunma
Reklam
Çoğu sorunu hikayeleştirdim. Keyifli okumalar dilerim.
Kar-u Beladan bir ışık dünyaya düşer. Hangi kıta, mekan, şartlar nedir, fark etmiyor. Tanrının zarı döner ve ivmesi ne zaman biterse orada filizlenirsiniz. Hiç bilmediğin, anımsayamadığın bir pencereden dünyaya gözlerini açarsın. Sevmelerle, sevinçlerle, çalgı ve çengilerle karşılanırsın. Ağıtlarla, türkülerle de yolcu edilirsin. Doğarken
İnsanlar neden başkalarından onay görmek ister? Bu çoğu zaman, ödül ve ceza eğitiminin etkisinin sonucudur. Kişi uygun eylemleri gerçekleştirirse, övgü duyar. İstenmeyen eylemleri gerçekleştirirse, ceza alır. Adler ödül ve ceza eğitimini çok eleştirmiştir. İnsanların, Kimse beni övmeyecekse, uygun eylemlere başvurmam ve kimse beni cezalandırmayacaksa, uygunsuz eylemleri gerçekleştiririm, diye düşündüğü hatalı yaşamlara neden olur. Kimse tarafından övgü duymazsan bir daha asla böyle bir şey yapmamaya karar verirsin. Bu durumda bir terslik olduğu belli. Başkalarının beklentilerini tatmin etmek için yaşamıyoruz. Şöyle bir söz vardır: Hayatını kendin için yaşamıyorsan, kim senin için yaşayacak? Kendi hayatını sadece sen yaşarsın. Hayatını kimin için yaşadığına gelince, tabii ki cevap yine sende. Hayatını kendin için yaşamıyorsan, senin yerine kim yaşayabilir? Sonuç olarak, 'ben' konusunu düşünerek yaşarız. Bu şekilde düşünmememiz için hiçbir neden yoktur. İnsan başkalarından onay görmeyi istediğinde ve sadece başkaları tarafından nasıl yargılandığı önemsendiğinde, sonunda başkalarının hayatını yaşamaya başlar. Onay görmeyi çok istemek, 'bu tür bir kişi ' olmanı isteyen insanların beklentilerine bağlı bir hayat yaşamana neden olur. Bir başka deyişle, gerçekten kim olduğunu bir tarafa bırakır ve başkalarının hayatını yaşarsın. Ayrıca, lütfen şunu unutma: Başkalarının beklentilerini tatmin etmek için yaşamıyorsan, başkaları da senin beklentilerini tatmin etmek için yaşamıyor demektir. Birisi senin istediğin gibi davranmayabilir ama bunu seni öfkelendirmek için yapmaz. Bu, doğal bir şeydir.
Sayfa 137Kitabı okudu
"Çalışkanlığın güçlüklerinden kaçınırsan ihmalkarların şanssızlıklarını yaşarsın." Onunla ilgili kötü konuşan birine şöyle demiştir: "Nasıl ki ben seninle ilgili iyi şeyler söylediğimde kimse bana inanmazsa sen de benimle ilgili kötü şeyler söylediğin de kimse sana inanmaz." Bizim de atalarımız şüphesiz boşuna, "Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz" dememişlerdi. "Düşmanından nasıl intikam alırsın? İyi ve dürüst bir adam olarak."
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Reklam
Ne diyor Diyojen: " Çalışkanlığın güçlüklerinden kaçınırsan ihmalkârların şanssızlıklarını yaşarsın." Ya da belki de sizinle ilgili söylenen, hoş olmayan şeyler duydunuz. Bir kez daha dönüp Diyojen'e bakmanızı önereceğim. Onunla ilgili kötü konuşan birine şöyle demiştir: " Nasıl ki ben seninle ilgili şeyler söylediğimde kimse bana inanmazsa sen de benimle ilgili kötü şeyler söylediğinde kimse sana inanmaz." Bizim de atalarımız şüphesiz boşuna, "Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz " dememişlerdi.
Şahsen hiç düşmanım olmadı. Daha doğrusu düşmanlarım olduysa bile ben bunu anlamadım. Zira biri bana nasıl bir kötülük yapabilir bilmiyorum bile. İnsanın kötülük görebilmesi için önce incinebilir olması gerekir. Onu yaralayacak bir şeylerin olması. Oysa Diyojen'in öğretileriyle yaşarsanız yaralanacak bir zayıf noktanız da kalmıyor. Açıklamaya çalışayım. Çok çok iyilik yaptığınız bir arkadaşınız gün gelip de sizi yarı yolda bıraktıysa bundan incinebilirsiniz, ancak o arkadaşınıza yapmış olduğunu ve aslında size göre iyilik olan şeyleri unutmak üzere yaptıysanız umursamazlığı da sizi yaralamaz. Hayatınız boyunca çok iyi bir öğrenci olmuş, çok çalışmış, elinizden gelenin en iyisini yapmış ama istediğiniz mertebeye ulaşamamış olabilirsiniz. Yine aynı şey. Zaten bir mertebenin peşinde olmamanız, zaten çok çalışmanız gerektiği için çalışmanız gerekiyor. Ne diyor Diyojen: "Çalışkanlığın güçlüklerinden kaçınırsan ihmalkârların şanssızlıklarını yaşarsın." Ya da belki de sizinle ilgili söylenen, hoş olmayan şeyler duydunuz. Bir kez daha dönüp Diyojene bakmanızı önereceğim. Onunla ilgili kötü konuşan birine şöyle demiştir: "Nasıl ki ben seninle ilgili iyi şeyler söylediğimde kimse bana inanmazsa sen de benimle ilgili kötü şeyler söylediğin de kimse sana inanmaz. Bizim de atalarımız şüphesiz boşuna, "Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz" dememişlerdi.
Sayfa 61 - destek yayınlarıKitabı okudu
Pugaçev;sana küçüklüğümde bir Kalmuk kocakarıdan dinlediğim masalı anlatayım. "Kartal bir gün kargaya sormuş: - Söyle bana karga kuşu, niçin sen üç yüz yıl yaşarsın da benim ömrüm otuz yıldır? - Çünkü demiş karga, sen sıcak kan içersin, oysa ben leşle geçinirim. "Kartal düşünmüş düşünmüş, haydi deneyim şunu!" demiş. "Birlikte uçmuşlar. Yolda ölü bir at görmüşler, inip üzerine konmuşlar. Karga hemen gagalamaya koyulmuş, bir yandan da yediğini övüp duruyormuş. Kartal bir gagalamış, iki gagalamış sonra kanatlarını açmış, kargaya - Vazgeçtim karga kardeş, demiş. Üç yüz yıl leş yemektense bir kere canlı kanı içeyim - ötesine Allah kerim! "Nasıl, beğendim mi Kalmuk masalını? - Hoş bir masal. Ama bence asıl soymak,asıp kesmek leşle geçinmeye benzer.
Sayfa 93 - Varlık yayınlarıKitabı okudu
Bir kartal kargaya sormuş:"Karga kardeş, söyle bana sen nasıl olur da üç yüz yıl yaşarsın da benim ömrüm topu topu üç yıldır?" demiş. Karga da:"Çünkü, sen canlı kanı içersin, bense leşle beslenirim" demiş. Kartal düşünmüş, "Bunu bir de ben deneyeyim" demiş kendi kendine. Bir gün kartalla karga uçmuşlar. Birden yolda ölü bir at görmüşler. İnip üzerine konmuşlar. Karga bir yandan gagalamaya koyulurken, öbür yandan da yediklerini övüyormuş. Kartal bir kere gagalamış, iki kere gagalamış;sonra, kanatlarını çırparak kargaya:"Hayır, karga kardeş!" demiş. "Üç yüz leşle beslenmektense, bir kere canlı kanı içeyim, sonrasını."
Sayfa 140Kitabı okudu
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.