Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sercan Baylan

Sercan Baylan
@srcnbaylan
1272 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
191 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Tavsiye videosu: youtube.com/watch?v=J_Hj79I... Biliyorsunuz günümüz teknolojisiyle ve bilim insanlarının araştırmaları sonucu dünya var olduktan sonra gezegenimizin ilk sahipleri bitkiler ve hayvanlardı. Fakat Homo Sapiens Sapiens denen tür, yani modern insan bugün hem dünyaya hükmediyor hem de içine edebilmek için diğer gezegenlere
Hayvanların En Güzel Tarihi
Hayvanların En Güzel TarihiPascal Picq · İş Bankası Kültür Yayınları · 2003150 okunma
Reklam
355 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Tavsiye videosu: youtube.com/watch?v=cxqKr9o... Bilindik isimler; Dostoyevski, Tolstoy, Gogol, Puşkin ve Çehov’un yanı sıra belki de daha önce ilk defa okuyacağınız Karamzin, Garşin, Korolenko ve Bestujev-Marlinski gibi isimler de var. Benim fikrim okuma alışkanlığı açısından en kolay yolun öykülerden geçtiği yönünde. Böylece büyük yazarların kalemlerine aşina olmak açısından ilk adımı doğru atacağınız anlamına geliyor bu. Kitabın içinde tanıdık öyküler de var. Mesela Puşkin’in Maça Kızı adlı öyküsü. Dostoyevski’nin Timsah adlı öyküsü. Babil kitaplığı serisinin 15. Kitabındaki Rus Öyküleri kitabının içinde de yer alıyor bu öykü. Yine tanıdık öykülerden biri Tolstoy’un Bir Delinin Notları adlı öyküsü ve Andreyev’in Lazarus adlı öyküsünü okumadıysanız da mutlaka duymuşsunuzdur. Rus edebiyatının önemli isimlerine ilk adım için okuma alışkanlığı olmayan arkadaşlarımıza tavsiyemdir.
Rus Öyküleri
Rus ÖyküleriKolektif · Notos Kitap Yayınevi · 201721 okunma
250 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Tavsiye videosu: youtube.com/watch?v=cxqKr9o... Imre 1944 yılında daha 15 yaşındayken Auschwitz kampına gönderilmişti. Az önce bu toplama kampıyla ilgili bazı bilgiler verdim. Nasıl bir ortamda hayatta kalmaya çalıştığını daha iyi anlayabiliyoruz. Bu kitap kara mizah ile yazılmış bir kurgu ama otobiyografik öğeler barındırır. Kara mizah nedir bilmeyenler için de şöyle açıklayabilirim. Hiç kimsenin ağzına almak istemediği çok ciddi olayları tiye alma ve farklı bir gözle gösterme sanatıdır. 15 yaşında Auschwitz kampında hayatta kalmaya çalışan yazar bu kitapta da aynı yaşlardaki bir çocuğun gözünden anlatıyor hikâyeyi. Fakat bunu yaparken ajitasyondan son derece uzak bir şekilde anlatıyor. Çocukların birçoğu yaşadıkları olaylar ne kadar kötü ve acımasız olursa olsun bunu yetişkin bir insan gibi algılayamayabilir. Olayların içinde kalan Gyuri’de tıpkı böyle bir çocuktur. Yaşanan her acı olayı hayatın olağan akışıymış gibi algılaması bundan kaynaklı. Fakat son derece de zeki bir çocuktur, tüm yaşananların üzerine derin düşünüp enerjisini saklamayı ve hayatta kalmanın türlü oyunlarla mümkün olabileceğini bilir. O Yahudi olmanın diğer insanlardan farklı bir özellik olmadığını, her insanın en nihayetinde aynı tipte olduğunu düşünür. Aslında oldukça da haklı bir çocuk. İkinci dünya savaşı sırasında yaşanan insanlık dramının arka penceresinde genç bir çocuğun hayatını okuyacağınız ve onunla Auschwitz, Buchenwald ve Zeits gibi toplama kamplarını ziyaret edeceğiniz enteresan bir kitap. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
Kadersizlik
KadersizlikImre Kertesz · Can Yayınları · 2021518 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
248 syf.
9/10 puan verdi
Gerçekten Bunlar da mı İnsan?
Tavsiye videosu: youtube.com/watch?v=cxqKr9o... Yazar Primo Levi, Nazi Almanya’sı tarafından II. Dünya Savaşı sırasında kurulmuş en büyük toplama, zorunlu çalışma, sistematik katliam ve Yahudi başta olmak üzere insanların imha edildiği Auschwitz toplama kampında kalmış, oradaki insanlık dışı olaylara bizzat şahit olmuş, çok ağır
Bunlar da mı İnsan
Bunlar da mı İnsanPrimo Levi · Can Yayınları · 2018668 okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tavsiye videosu: youtube.com/watch?v=0y1IRpR... Bu kitabın faydasını geçen hafta bitirdiğim Saramago’nun Mağara adlı kitabıyla örneklendirmek isterim. Saramago Platon’un mağara alegorisine selam çaktığını söylemek isterim. Hali hazırda Mağara Alegorisini biliyordum ama istemsiz bir şekilde tekrar etme ihtiyacı hissettim, kitabı elime alıp alegoriyi okuyup hafızamı tazelemiş olduk. Felsefe istesek de istemesek de hayatımızın içinde var. Fakat benim hiçbir fikrim yok diyorsan sana fayda sağlayacak yegâne kitaplardan bir tanesinin bu olduğunu söyleyebilirim. Kitabın içinde Mağara Alegorisinin yanı sıra 49 tane daha fikir var. Bunlardan bir tanesi de Descartes “Düşünüyorum o halde varım” felsefesi. Eminim içinizde duymayan yoktur ama ne demek istediğini bilmeyenler de eminim vardır. Her birini anlatmam pek mümkün değil elbette ama size en ilgi çeken bölümlerden biri olan Amerikalı filozof John Rawls’un Bir Adalet Kuramı adlı kitabının içinde yer alan Fark İlkesiyle ilgili bölümün başındaki soruyu okumak isterim. Rawls’a göre toplumdaki tüm malları eşit dağıtarak değil, kişinin yeteneğine bağlı olarak hem ondan faydalanmak hem de ondan daha az yetenekli kişilere yardım etmesini sağlayarak hak ettiğini kazanmasına yardımcı olmaktan geçiyor. Kısacası filozofumuz fırsat eşitliğini ilke edinirmiş. Böylece yetenekli kişiler hakkını alırken diğerleri de bu yeteneğe ulaşmak için fırsat bulabiliyor. Adil bir toplum düzeni için son derece önemli bir görüş.
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Felsefe Fikri
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Felsefe FikriBen DuPré · Domingo Yayınevi · 2014246 okunma
Reklam
156 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İnceleme videosu: youtube.com/watch?v=0y1IRpR... Okuduğum alıntıyı videodan dinleyebilirsiniz. Bu kitabı yorumlardaki tavsiyelerden inceleyerek okumaya karar verdim, bu yüzden bana yazdığınız her tavsiyeyi incelemeden geçmediğimi bilmenizi isterim. Marcus Aurelius 161 ila 180.yıllar arasında yaşamış Stoacı filozof ve siyaset adamıdır. Aslında bir imparatodur. Stoa doğayla bütünleşmiş bir hayat ile mutluluğa ulaşmanın temel prensip olduğu bir felsefi tür diyebilirim. İmparatorun bu kitapta kendisi için aldığı notları var ve bugün günümüz için oldukça faydalı bir öğüt kitabı. Aradan geçen yüzlerce yıldan sonra bile günümüzden farklı bir yaşamın olmadığını, insanın aynı amaç ve dürtülerle hayatını sürdürdüğünü görebilirsiniz. Kitap 170 ila 180 yılları arasında savaşta olduğu bir dönemde yazıldı. Duygularının bu kadar yoğun olmasının en büyük sebeplerinden biridir. Doğayı bugün göz ardı eden insan için muhteşem tavsiyeler var. İnsanın yaşama amacını ve bu amaç doğrultusunda neler yapması gerektiğini, erdemli bir insan olmanın kişiye kattıklarını, dürüstlüğün önemini ve belki de en önemlisi bir kere gelinen şu dünyayı boşuna yaşamamak için kendine verdiği öğütleri koskoca cihan imparatorunun kaleminden okuyorsunuz. İşin en ilginç noktası da bu zaten. Asırlar öncesinden gelen güzel bir mektup fakat kişinin kendisine yazdığı bir mektup bu.
Kendime Düşünceler
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius · İş Bankası Yayınları · 202315,2bin okunma
682 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İnceleme videosu: youtube.com/watch?v=V4YGcPs... İçerisinde 37 farklı öykünün olduğu bu kitaptan herhangi birini seçip sesli olarak okuma yapmanızı, Rus edebiyatında hatta dünya edebiyatında öykü deyince akla gelen ilk ismi yakından tanımanızı öneriyorum. Yaşadığı hayattan aldığı ilhamla yazan Çehov, küçüklüğünden beri iyi bir toplum gözlemcisi olmuştu. Hem aldığı tıp eğitiminden hem de küçüklüğünde çalıştığı bakkal dükkanında tanıdığı insanları öykülerine yerleştiriyor. Bu sebeple birbirinden farklı konular, birbirinden farklı insanlarla hatta hayvanlarla tanışabileceğiniz, ölüm, adalet, sevgi, iyilik ve kötülük gibi birçok değerin harmanlanıp bir araya getirildiği bu kitabı tavsiye ediyorum. Çehov külliyatı içerisinde en kalabalık öyküler bu kitapta toplanmış, bu sebeple kitaplığınıza da eklemenizi öneriyorum.
Köpeğiyle Dolaşan Kadın
Köpeğiyle Dolaşan KadınAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019887 okunma
260 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İnceleme videosu: youtube.com/watch?v=V4YGcPs... Bu kitapta iki şey ön plana çıkıyor. Birincisi ikinci dünya savaşının etkileri bir ülkeyi nasıl zor durumda bıraktığıdır. O dönemin en büyük başarısıdır belki savaşa girmemek ama etkilerinden kaçmak mümkün değildi. İnsanların temel besin ve yaşam ihtiyaçlarını ancak karneyle alabildiği bir dönemi ve bu dönemde insanların psikolojisini net bir şekilde görebiliyorsunuz. Kitabın ismi de bu dönem uygulanan olası savaş tehdidine karşı karartılan gecelerden alıyor. İkincisi ise yazar Rıfat Ilgaz’ın tam olarak otobiyografik olmasa da hayatından bolca izler barındırıyor. Yazdığı bir şiir kitabı yüzünden hapis cezası alan öğretmen Rıfat Ilgaz, bu kitapta kendisini ve yaşadıklarını Mustafa Ural adıyla bize aktarıyor. Rıfat Ilgaz Sınıf adlı şiir kitabını Kırmızı Kapaklı ve Devrim Kitabevinden yayınlandığında içerisindeki şiirlere bakmadan onu suçlayan bir devletle mücadele etmişti. Oysa şiirlerinde hiç suç unsuru yoktu. O öğretmenliği ve öğrenciliğinden aldığı ilhamla yazmıştı şiirlerini. Kitaptaki Mustafa Ural’da aynı şekilde yazdığı şiirlerden dolayı aranan bir isim olmuştu. İçinde bulunduğu durum ve sağlığı onun hapse girmesine müsaade etmiyordu bu yüzden karartılan gecelerde Mustafa Ural’ın kaçış hikayesini okuyorsunuz. Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutan, halkın içinde bulunduğu sosyo-ekonomik durumu ve bir öğretmenin yasakçı zihniyetle mücadelesini okuyacağınız nadide eserlerden birisidir Karartma Geceleri. Mutlaka kitaplığınızda olması ve okunması gereken çok değerli bir eser.
Karartma Geceleri
Karartma GeceleriRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 20174,466 okunma
289 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İnceleme videosu: youtube.com/watch?v=V4YGcPs... 15 yaşındaki otizmli Christopher Boone’un gözünden anlatılan hikaye komşularının köpeğinin öldüğünü görmesi ve bu olayın açıklığa kavuşması için Christopher’ın dedektifliğe soyunmasıyla başlıyor. Yani bugün çok fazla empati kuramadığımız otizmli insanlar için bize yeni bir bakış açısı
Süper İyi Günler
Süper İyi GünlerMark Haddon · İş Bankası Kültür Yayınları · 20163,220 okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mağaradan çıksak mı?
İnceleme videosu: youtube.com/watch?v=V4YGcPs... Kitabın adıyla aklınıza gelen ilk şey Platon’un Mağara alegorisi ise doğru düşünce içerisinde olduğunuzu söylemek isterim. Kitabın asıl beslendiği konu budur. Bu alegoriyi bilmeyenler için kısaca anlatmak istiyorum. Mağara alegorisi Platon’un devlet kitabında anlattığı bir fikir. Bir
Mağara
MağaraJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 20221,289 okunma
Reklam
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=eCFZg4D... Victor Hugo bu kitabında insanların vicdanlarına dokunmayı ve kimsenin daha önce düşünmediği bir şeyi denemek istemiş. Bir İdam Mahkumu idama giden süreçte neler hisseder, neler düşünür, psikolojisi nasıldır. Victor Hugo insanların idam edilmesi yerine onların rehabilite edilmesini savunur. Bu kitabın çıkmasının temel nedenlerinden biri de budur. Kitap aslında adıyla her şeyi ortaya koymuş. İçeriğinde neler olabileceğini az çok tahmin edebilirsiniz. Çok kısa bir kitap olmasına rağmen verilen mesajın çok net olduğu aşikar. İnsanın hayatı bir başka insanın kararıyla bitmeli mi? İdam mahkumunun giyotine kadar giden süreçte yaşadığı korkular, zaman kavramının yarattığı sıkışılık gibi ancak idama gidecek bir insanın yaşayacağı duyguları ne kadar doğru anlatıyor bilemeyiz. Çok zor bir süreç. Fakat buradan sonra artık kendi fikirlerimi söylemek istiyorum. Günümüzde öyle acılar öyle kötü olaylar yaşanıyor ki bazı insanlara idam bile ödül olabiliyor. Çocuğa, bebeğe, kadına ve hayvana yapılan zulüm ve tecavüzün inanılmaz boyutlara geldiği bir dünyada bunu yapanlara idam sizce de ödül değil midir? Bu kitap için sadece bu soruyu sormak istiyorum.
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023120,6bin okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=QVlqyk_... Lermontov her ne kadar zamanımızın dese de başroldeki Poçorin Tüm Zamanların Kahramanı oldu. Aslında ismiyle tezat yanları yok da değil. Kahramanımız Peçorin egoyla beslenen ama aynı zamanda kendisini de pek sevmeyen anti kahramandır. Mutlu olmaya ihtiyacı olan ama bunun için herhangi bir çaba sarf etmeyen, umutları olan ama umutlarını beslememeyi tercih eden, sevgiye ihtiyacı olan ama karşısındakinin duygularını içindeki bencillikten dolayı önemsemez gibi görünür. "bütün dünyayı sevebilirdim, beni kimse anlamadı ben de tüm dünyadan nefret ettim." Diyen edebiyat dünyasının Albert Camus’nun Mersault adlı karakteriyle paralel olarak en enteresan insanlarından birisini yaratmıştır Lermontov. Bu kitabı okuyanların aklına gelen ilk isimdir Mersault eminim. Aynı şekilde Yabancı kitabını da okurken Peçorin akla gelecektir. Lermontov bu kitapta yarattığı karakter gibi askerdi. Puşkin’in bir düello sırasında ölmesi üzerine Şairin ölümü adında şiirleri mevcuttur. Puşkin’in ölümünden Çarlık Rusyasının sorumlu olduğunu dile getirdiği için Kafkasya’ya sürülmüştür. Ve bu kitaptaki Kafkasya betimlemeleri sürgün sırasındaki gözlemlerinin eseridir. Ve en kötüsü de Tıpkı o da Puşkin gibi düello sırasında, daha 27 yaşındayken ölmüştür. Yaşasaydı daha nice kitaplarını okuyacağımız bir adamın geride bıraktığı bu romanı okumanızı tavsiye ediyorum.
Zamanımızın Bir Kahramanı
Zamanımızın Bir KahramanıMihail Yuryeviç Lermontov · Can Yayınları · 20204,446 okunma
119 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=QVlqyk_... Fyodor Dostoyevski’nin 24 yaşındayken yazdığı ve borç harç içine girip yayınlattığı ilk kitap İnsancıklar. Varlık yayınlarından çıkan baskısını öncelikle tavsiye ediyorum. Hatta bulabilirseniz çevirmen mutlaka Nihal Yalaz Taluy olsun. Rus edebiyatında tercih edilecek ilk
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Varlık Yayınları · 201662,1bin okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=QVlqyk_... Son derece çalışkan, hiçbir şeye hayır diyemeyen ve etrafına iyilik saçan Mümin dede ile anne ve babası tarafından terk edilen ve romanda bir adı olmayan çocuğun hazin hikayesidir. Tıpkı Toprak Ana kitabında olduğu gibi halk hayatını en güzel şekilde yansıtır bu hikayede. Dedesi tarafından türlü hikayelerle büyür ve onun verdiği dürbünle göldeki beyaz bir gemiyi izler, o geminin içindeki kaptanın babası olduğunu düşünüp hayal kurmayı çok sever, doğanın içinde gördüğü kayalarla konuşur ve doğa ile dost olur. Saflığın sembolüdür bu çocuk ve geleceğin bir imgesidir kitapta. Dede ise geçmiştir ve anlattığı maral ana hikayesinin geçmişi çok da parlak değildir. Uzaktan izlediği o beyaz gemi çok uzaklarda kalmış bir ailenin siluetidir sadece. Çocuğun dürbünle izlemekten başka çaresi yok. Bu sebeple yazar aile kavramının ne derece önemli olduğunu gösterir. İyi veya kötü insan kavramanın yeniden şekillendiği, küçük çocuğun hayallerini arayışı ve hayatın en büyük parçalarından biri olan hayal kırıklığı ile tanışmasına şahit olacağınız son derece akıcı ve bir o kadar sarsıcı bir son ile biter. Yozlaşmış toplum ve aile ilişkileri, iyi olan Mümin Dede ile kötü olan Orozkul arasında kalmış bir çocuğu, onun umutlarını ve hayallerini okumanızı tavsiye ediyorum.
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,4bin okunma
158 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=QVlqyk_... Kitap, yazar olma hayali kuran bir gencin açlık ve yoksulluk içindeki hayatını anlatır. Kitapta açlık ve gurur birbiriyle çatışma halindedir. Genç adam ihtiyaçları için hiç kimseden bir şey beklememekte ama içten içe onu kemiren yoksulluk kimi zaman gururundan ödün vermemeyi öğretse de genç yazarımız bazı zamanlarda gururunu ayaklar altına da almak zorunda kalabiliyor. Yine kitabın verdiği en güzel mesaj onca yoksulluğa ve sefalete rağmen bir insan için dürüstlüğün ne derece kıymetli olduğu. Çünkü dürüstlüğü kaybedince insan, geriye çok bir şey kalmıyor. Yazarın tasvirleri o kadar etkileyici ki kahramanla bir beden olmanız, onunla açlığı yaşayıp yerde bulduğunuz bir kemiği dişlemeniz çok olası. Yine de kahramanın onca sıkıntıya rağmen yazmayı bırakmıyor oluşu ve yer yer yazdıklarından kazandığı 3-5 kuruşun verdiği mutluluğu görünce sanki tüm bu olanlar gerçekmiş gibi mutlu olmamak elde değil. Söylendiğine göre romanın otobiyografik tarafı var. Açlık kitabı; "Yumruğunu yemedikçe kimsenin bırakıp gitmediği o garip şehir, Kristiania'da aç gezdiğim günlerdeydi. Tavan arasında uyanık yatıyordum. Alt katta bir saatin altıya vurduğunu duydum. Hafif aydınlanmıştı ortalık; insanlar merdivenleri inip çıkmaya başlamışlardı..." diyerek başlıyor ki en iyi kitap girişlerinden biri oldu benim için. Daha önce giriş cümleleriyle ilgili bir video yapmıştım ona da bakmak isterseniz yukarıdaki karta ekliyorum ve bu kitabı da henüz okumayan varsa öncelikle olarak tavsiye ediyorum.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201727,9bin okunma
148 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.