Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Sercan Baylan
Sercan Baylan
@srcnbaylan
Youtube kanalım:
youtube.com/SercanBaylan
1272 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=dxF184m...
Tembellik Hakkı günümüzdeki insanların unuttuğu değerleri hatırlatan bir eser. Kapitalist sistemde insanları yıllardır bir şeye alıştırdılar. Zengin olma hayali kurdurarak daha fazla çalıştırmak. İnsan ise sadece çalışarak zengin olacağını düşünür oysa dünyaya bir kere gelen
Başucu kitapları videosu: youtube.com/watch?v=0y1IRpR...
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=dxF184m...
Bugün okuduğunuz kişisel gelişim kitaplarından çok büyük farkları olan bir kitap. Milattan Sonra 135 yılında ölmüş olan bir adamın asırlardır gelen yaşam öğretilerini barındırıyor. Bu kadar yıl geçmiş olmasına rağmen bugün hala güncelliğini koruyor. Günümüz kişisel gelişim kitaplarındaki hayali inançlar ve hayali mesajlarlardan çok, iyi bir insan olmanın temelinde yatan şeyin insanın içindeki içsel huzurla sağlanabileceğini okuyacağınız küçük bir kitap.
İnsanın kendi erdemini yaratmasıyla ilgili olarak söylediği birkaç öğüt var. Bunlardan en akılda kalıcı olanı bugün sosyal medya üzerinde yaşadıklarımızı akla getiriyor. Başkalarının size hayran olmasına bağımlı kalmayın çünkü bu durumdan güç elde edemezsiniz diyor. Eminim ki para kazanılabilir ama güç çok başka bir şey. Bu durumda olanların hemen hemen hepsi cehaletiyle ön plana çıkmaktan çekinmez çünkü parayı güç zanneder. Ben kişisel gelişim kitaplarını okumam. Benim kişisel gelişimimi romanların içindeki veya filmlerdeki karakterlerden aldığım enerjiyle beslemeyi tercih ediyorum. Fakat bu kitap bize iyi bir insan olmanın, erdemin, duyguların ve daha fazlasının öğütlerini sıralıyor. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=YVqlruX...
Türk edebiyatında en sevdiğim isimlerden birisidir Hasan Ali Toptaş. Onun naif dili sayesinde kitabı okurken su üstünde yürür gibi hissediyorum. Yazarın yazım diline özel olarak söylenen hat edebiyatının da ne kadar doğru bir tabir olduğunu, okuduğum her kitabından sonra
Okur Takip Önerileri
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=YVqlruX...
Realist roman denildiğinde akla gelen ilk kitaplardan birisidir. 1920’li yılların Fransa’sında geçen hikaye uzun tasvirlerle dolu ve yoğun duygular barındıran ve Balzac’ın İnsanlık Komedyası adını verdiği serinin en önemli eserlerinden sadece biri. Bir babanın oturduğu konutu bırakıp pis bir pansiyona taşınmasıyla başlayan ve yaptığı tüm fedakarlıklara karşılık elleri bomboş kalan bir adamın hikayesi bu. Kızlarının mutluluğunu her şeyin üstüne koyan bu babamız ne yazık ki giderek sefalete sürüklenir ama yine de karşılık beklemeden elinden geleni yapmaya devam eder. Fransa’daki sosyal durumun da bir portresidir. Zengin ile fakir arasındaki uçurumun gözler önüne serildiği, Goriot Babanın kızlarının sosyete içinde ayakta kalmak için verdiği mide bulandırıcı mücadeleyi anlatır. Arka planda dönemin Fransız burjuvazisinin doğumunu ve insanların makam mevki için kişiliklerinden ödün vermesini de işler. Özellikle Goriot Babayla aynı pansiyonda kalan ve romanın en önemli kahramanı Rastinyak’ın da bunu fark etmesiyle birlikte roman şekillenerek, bir insanın fakirlikten zenginliğe dönüşümünü hayretler içerinde okuyacaksınız.
Başta çok zor bir dil ile karşı karşıya kalabilirsiniz ama bir roman nasıl yazılır bunun cevabını çok güzel verir.
Ara ara bana roman ve hikaye yazan arkadaşlar mail atıyorlar, fakat gözlemlediğim kadarıyla hiçbiri tasvirin öneminin farkında değil. O yüzden bu kitabı mutlaka okumaları gerek. Dil işçiliğinin ne kadar önemli olduğunu bu kitapta rahat bir şekilde görebilirler.
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=YVqlruX...
Adem ve Havva’nın dünyaya gönderilmesiyle başlar hikaye. Habil ile Kabil doğduktan sonra hikaye farklı bir boyuta ulaşır. Habil ailesi tarafından doğru bir insan iken Kabil için aynı şey söz konusu değildir. Kendi üstünde baskı hisseden Kabil kardeşini öldürür ve bugün dünya
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=HBUGYl0...
Bir adam kralın kapısını çalmış ve ona demiş ki,
Bana bir tekne ver.
İşte böyle başlar bu uzun öykü. Saramago’nun yazdığı en küçük ama en etkili kitaplarından biridir. Ülkede yaşayan kral aldığı armağanlarıyla vakit geçirir ama dilek kapısına pek yanaşmazmış. Fakat bir süre sonra kapıdaki adamın çıkardığı yaygaradan sonra mecburen ilgilenilmesi için katibini gönderir. Katip katibini, o katip ondan sonraki katibi ve en son temizlikçiye kadar giden silsileye varır bu olay. Temizlikçi kadın kimseye emir veremediği için mecburen adamın yanına gidip ne istediğini sorar. Fakat adam makam mevki yerine kralla konuşmak istediğini söyler. Ondan Bilinmeyen Adayı bulmak için bir tekne talep eder. Bilinmeyen bir adanın kalmadığını savunsa da kral, adam kulak asmaz ve talebini kapı önünde yatmak pahasına yinelemeye devam eder.
Bilinmeyen Adanın öyküsü bilinmeyeni yani insanın birkaç adım önündeki kendisini arayış hikayesidir. Çünkü insan geleceği göremediği gibi gelecekteki kendisinin nasıl biri olacağını tahmin dahi edemez. Kendimize olan yolculukta dümene çıkmadan önce elde edilmesi gereken tekne için çabayı ve bunun için gösterilen kararlılığı anlatır. İnsan ancak yapmak istediği her ne ise, ona bir adım atmadan yolu yarılamış sayılmaz. Bu küçük kitap kimine göre adaleti kavramını, kimine göre ise inanç kavramını irdeler. Fakat ben benliğe yapılan yolculuğu ve bu yolculuk için kararlı bir adamın gerekirse kralı bile dize getirecek güce sahip olabileceğini gördüm. Belki yarım saatte bitireceğiniz bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=HBUGYl0...
Kitabın yazarı hakkında 6.yy yüzyılda yaşayan filozof ve asker olmasının dışında çok fazla bir şey bilemiyoruz ki bu bilgiler de net değil. Kitap binlerce yıl önce yazılmış savaş stratejisi ve hazırlığı hakkında öğütler içeriyor. Türkçeye çevrilmesi ise 20. yüzyılda ancak yapılmış. Savaş sanatı sadece savaş değil aynı zamanda politik ve siyasi savaş hakkında da bilgi sahibi olabileceğimiz bir kitap. Ve günümüzde sıkça iş dünyasının ilham aldığı bir eser olarak sivrildi. Gerçek hayata çok kolay bir şekilde yorum katılabilen öğütler olduğu için günümüz şirketlerinin girdiği savaşlar için de başucu rehberi olabiliyor.
On üç bölümden oluşur kitap ve her bölümde farklı bir konuyu işler. Mesela Strateji, taktik, enerji, maliyet ve irade gibi konulardan öğütler içerir. Kitabın ismi her ne kadar savaş sanatı olsa da özündeki mesaj çok anlamlıdır. Savaşı kazanmanın cesaret ve akılla olabileceğini savaş başlamadan önce çoktan kazanılmış olması gerektiğini anlatır. Bir bölümde der ki; akıllı olan savaşı önceden kazanır, oysa cahil olan kazanmak için savaşmak zorundadır.
Bazen bana kişisel gelişim ile ilgili kitaplar soran arkadaşlarımız oluyor. İşte size bu küçük kitabı tavsiye ediyorum. Mutlaka okuyun.
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=HBUGYl0...
Bir zamanlar sahafta çalışan George Orwell’ın gözlemlerini ve hayat deneyimlerini paylaştığı, aynı zamanda içerisinde siyasi ve politik göndermelerin de bulunduğu muhteşem bir kitap. Kitap okuma oranına hayıflandığı ve sigara ile fiyatlarını karşılaştığı bölüm çok güzeldir.
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=HBUGYl0...
De Papalagi yani göğü delen adam kitabı medeniyet adını verdiğimiz, teknoloji ile donattığımız ve taş kabinlerin içinde yaşadığımız uygarlıklara yazılan bir mektuptur. Bu mektup modern dünyayı inceleyen kabile şefi Tuiavii tarafından kendi insanlarına yazılmıştır. Gelişen
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=TxuTD83...
Dünyada şu ana 48 farklı dile çevrilmiş ve toplamda 20 milyondan fazla satan çok enteresan ve bir o kadar da cezbedici bu roman 1985’de yazılmış ve Türkçe’ye 1987 yılında çevrilmiş. Jean Baptiste Grenouille adında koku duyusu mükemmel derecede iyi fakat kendisine ait bir kokusu
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=TxuTD83...
Sınırsız hayal gücü olan son derece zeki, yer geldiğinde olgun yeri geldiğinde olması gerektiği gibi yaramaz olan 5 yaşındaki Zeze adlı çocuğun insanı derinden sarsan hikayesidir Şeker Portakalı. Bir çocuk için en önemli hazine olan merakı Zeze’nin iyi bir çevrede büyümemesi ve yoksul bir ailesi olması sebebiyle göze batar ve bundan dolayı zaman zaman aile içinde gördüğü şiddetten dolayı 5 yaşında olgunlaşmak zorunda kalır. Yoksulluğun aileye sunduğu hayat onların bulunduğu yerden taşınmasına sebep olur. Çok üzülse de Zeze’nin yapacağı bir şey yoktur ama bu taşınma sayesinde Miunginho yeni bir dost kazanacaktır. Bir portakal fidanıdır Miunginho ve dertleşebileceği yeni bir dosttur.
Zeze’nin hayatını sonsuza kadar değiştirecek olay Portekizli Valaderes ile gelişen dostluğu olur. Orta yaşlı bu adamı Zeze babası gibi görür hatta ona bu düşüncelerini açıklamaktan çekinmez. Daha çok küçük yaşta olmasına rağmen ailesinden gördüğü şiddetin dozunun artması, aldığı kötü haberler karşısında Zeze’nin zayıf düşmesiyle birlikte küçük bir bedenin yaşamaması gereken tecrübeleri okuyacağınız masal tadında ve bir o kadar da üzücü bir klasik. Şu an yaşınızın bu kitabı okumak için hiçbir önemi yok, 10 yaşında da olsanız, 40 yaşında da olsanız henüz bu kitapla tanışmadıysanız mutlaka bir tane edinip okuyun.
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=TxuTD83...
Kitabı okurken aklıma sık sık Paulo Coelho’nun Simyacı kitabı geldi. Tıpkı İspanya’daki çoban Santiago’nun kişisel menkıbesini araması gibi Siddhartha’da benliğindeki sırrı, doğruyu ve ruhunun özgür olması için erdemli bir insan olmanın yolunu aramakta, bunun için çok uzun bir
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=-ip0v0e...
Gabriel Garcia Marquez’in On İki Gezici Öykü kitabından ilham alınarak Buket Uzuner’in 300’den fazla yaptığı yolculuktan cımbızla çekip 7 farklı şehir, 7 farklı insanın hikayesini öyküleştirmiş. Öykü ve yolculuk kitabı severler için gerçekten kaçırılmayacak bir kitap. Buket Uzuner Türk Edebiyatı için çok değerli bir kalem ve değerinin bilinmesi gerekiyor. Bu 7 farklı şehirdeki 7 farklı insandan öğreneceğiniz çok şey var. Ayrıca kısa kısa şehirlerden ve şehirle özdeşleşmiş ne varsa onları öğrenmeniz mümkün. Marakeş’ten Helsinki’ye, Honolulu’dan Madrid’e, Berlin’den Hiroşima ve Montreal’e kısa bir yolculuk yaparak sıradan insanların sıradan olmayan öykülerini okumanızı tavsiye ediyorum.
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=-ip0v0e...
Kitap herkesin bildiği üzere çocuk kitabı olarak piyasada yer almakta ama yazarımız Jonathon Swift bu kitabında hiciv sanatını çok iyi kullanmış, dönemin hükümet yöneticilerine göndermeler yapmıştır. Yine aynı şekilde dönemin toplumunu da hedef tahtasına koymuş ve eleştirmekten
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=-ip0v0e...
Portekiz Kralının Avusturya İmparatoruna Süleyman adında bir fil hediye etmesiyle birlikte Lizbon’dan Viyana’ya büyük bir yolculuk başlar. Her Saramago kitabında olduğu gibi yine eleştirel bir yaklaşımla yazılmış özel bir kitap. Hintli bakıcısıyla birlikte bir de özel bir kafile vardır bu yolculukta. İlk bölümdeki kafilede kralın özel gönderdiği korumalar varken ikinci bölümde bizzat Avusturya İmparatoru kafileyi devralır. Avrupa insanının ilk defa doğudan gelmiş bir insanı ve devasa hayvanı görmeleri ve onlarından etkilenmelerini eğlenceli ve mizahi bir dille anlatırken, Hıristiyanlık ve Hinduizm efsanelerine de değinerek kitabı rengarenk bir hale getirmiş yazarımız. Filin ve bakıcısının ruhen dokunduğu herkes artık hiçbir zaman eskisi gibi olmuyor. Bu öyle bir yolculuk ki bu seyahati yapan sadece bir fil değil, aynı zamanda daha önce eşi benzeri görülmemiş bir kültür de yürür gider. Kitabı daha önce araştıranlar görmüşler, eminim. Kitap Kanuni Sultan Süleyman döneminde geçer ve bir bölümden sonra Fil Süleyman’ın ismi Muhteşem Süleyman olarak değişir. Doğal olarak akla İstanbul’dan kalkıp Viyana kapılarına dayanan Muhteşem Süleyman gelir.
Uzak coğrafyalardaki insanların daha önce hiç bilmediğimiz özelliklerini ve kültürlerini harmanlayarak insan psikolojisini ve bu insanların toplum içindeki sınıfına değinen, Saramago’nun tek mizahi eleştiri kitabıdır. Daha önce Saramago okumadıysanız tavsiye etmem ama daha önce herhangi bir romanını okuyup beğendiyseniz bu kitabı da atlamamanızı tavsiye ederim.
