Kimse bizim çektiğimiz acıları gerçekten bilmiyor. Kimbilir büyüdüğümüzde, şimdiki acılarımızı ve üzüntülerimizi saçma bir şeymiş diye hatırlayacağız belki. Ama yetişkin olana kadarki bu uzun ve can sıkıcı dönemi nasıl yaşamamız gerekiyor? Bunu kimse söylemiyor. Kendi hâline bırakmaktan başka çaresi olmayan kızamık gibi bir hastalık mı acaba? Ama kızamıktan ölenler, gözlerini kaybedenler de var. Kendi hâline bırakmak olmaz. Her gün böyle bunalıma girip, sinirlensek de aynı zamanda yoldan çıkarak geri dönüşü olmayan bir hâle gelen ve hayatları mahvolup altüst olan insanlar, intihar edenler var. İntihar ettikten sonra insanlar, "Ah, biraz daha yaşasaydı anlayacaktı ama. Biraz daha büyüdüğünde kendiliğinden anlayacaktı," diye üzüntülerini dile getirseler de olmuyor, keşke mevzubahis kişinin yerine kendilerini koysalar. O zaman o kadar acıya rağmen yine de sonuna kadar direnip, insanlardan bir şeyler duymak için kulak kabarttığında sadece kesin uçları olmayan doğrucu öğütler ve yatıştırıcı sözlerin tekrarlarıyla karşılaşmanın, biz gençleri ne kadar utanç içinde yolun yarısında terk edilmiş gibi hissettirdiğini görebilirler. Biz sadece geçici heveslerin, ânı yaşamanın peşinde değiliz ama çok uzaktaki bir dağı işaret edip, "Oraya kadar giderseniz, göreceksiniz," diyorlar. Pek tabii ki bunda da doğruluk payı olduğunu biliyoruz ancak sanki şu an çok kötü bir karın ağrın olmasına rağmen ağrıyı görmezden gelip, "Hadi biraz daha dayan. Dağın tepesine çıkınca tamamdır," gibi bir şey öğütlüyorlar. Kesinlikle biri yanılıyor. Kötü olan sizsiniz.
Paranın şıngırtısına irkilen çocuk ürkek ürkek bakındı, parayı benim attığımı sanmış olacak, yanıma koştu. Elleri titriyordu. Kâğıdı bana uzatıp "mektup!" dedi. Sesi de titriyordu. Açtım baktım, baktım, içinde bildiğimiz hikaye: "Sayın hayırsever, hasta bir kadınım ben, son günlerimi yaşıyorum. Üç çocuğum aç biilaç! Yardımınızı
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
Sonuçta, hep şöyle olmuş, böyle bitmiş diye biliyoruz; ama "Her şeyde bir hikmet var." diyebilmemiz de, "Bana düşen şudur." diyebilmemiz de mümkün olmuyor. Oysa, bu dünyaya şu şöyle, bu böyle, diye bilmek için gönderilmiş değiliz. Bir Rabbi ve O'nun emirlerini kalben tasdik edip dilimizi de şahit tutarak "Bu böyledir" diyebilmek için buradayız. Diye bilmekle kalmayıp, diyebilenlere ne mutlu!
. .besin alışkanlıklarımız doğrudan beynimizin sağlığını da etkiler. Neden biliyor musun? Bağırsaklarında milyonlarca mikroorganizma yaşamakta ve bu minik canlılar birtakım kimyasallar üreterek, doğrudan beynini etkilemektedir. Mesela biz sinir bilimciler uzun yıllar boyunca depresyonun beyinden kaynaklanan bir durum olduğunu düşünmüştük ama şu an biliyoruz ki bağırsaklarda yaşayan bir grup bakteri, senin yaşadığın depresyondan sorumlu olabilir.
Sayfa 208Kitabı okudu
10. Bölüm
“Annemle bazen kelimeler olmadan konuşuyoruz. Tavanı işaret ediyorum ve her nasılsa o tavandaki fan hakkında mı, ay ya da geçen seferki fırtınada su akan yerde oluşan lekeden mi bahsettiğimi anlıyor. Mutsuz olduğum ve kucaklanmaya ihtiyacım olduğu zamanları hissedebiliyor. Gergin ve üzgün olduğumda sırtımı okşayıp beni rahatlatıyor. Babamın dinlemediği zamanlarda da fıkralar anlatıyor ve ikimiz de çok gülüyoruz.” (s. 76-77)
TİMAŞ YayınlarıKitabı okudu
Hiç çalışmayan rastgele on üniversite öğrencisini sorgulayın, itirafları şu olacaktır; önceleri lisede öğretmenimiz yapmamız gereken ödevleri söylerdi. Yapmamız gerekenler netti. Tarih kitabının şu sayfasından şu sayfasına kadar çalışın ; şu geometri teoremini öğrenin; şu ödevi yapın; şu sayfaları tercüme edin. Bu ödevleri yaparken öğretmen motive eder,ödevler yapılmazsa da azarlardı. Şevkle bizi destekler, takip ederlerdi. Bugün bu durumdan eser yok. Ödev de yok. Günümüzde zamanı istediğimiz gibi kullanıyoruz. Çalışma planımız yaparken inisiyatif kullanmayı öğrenmediğimiz için ve bize zaaflarımızla ilgili hiçbir şeyde öğretilmediği için adeta teoride can yeleğiyle yüzmeyi öğrenip sonra korumasız vaziyette suya atılmış gibiyiz. Doğal olarak boğuluyoruz. Ne nasıl çalışacağımızı bilmiyoruz ne de içimize çalışma isteği var.
Sayfa 21 - Ediz yayıneviKitabı okuyacak
Reklam
1.000 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.