377 syf.
8/10 puan verdi
Ortaçağda Müslümanların Yaşayışları Nasıldı?
Ortaçağda Müslümanların Yaşayışları başlığını taşıyan bu kitap, adının hakkını vererek kapsamlı bir çalışma ortaya koymuş. Yazarı Ali Mazaheri, çevirmen ise Bahriye Üçok. Yazar hakkında kitabın arka kapağında sadece Fransız bilgini ifadesi yer alıyor. Keşke yazarın hayatı ve eserleri hakkında kapsamlı bir biyografi sunulsaydı. Kitabın
Ortaçağda Müslümanların Yaşayışları
Ortaçağda Müslümanların YaşayışlarıAli Mazaheri · Varlık Yayınevi · 19725 okunma
Başını kaldırma! Gittiğimi bil yeter. Uzaklarda uyuyan bir deniz var; Gri saatler,kirli geceler beni çağırıyor. Ardımdan su dökmeden de olur; Yalnızca affet beni, Seni yine terk ediyorum Çocukluğumun büyük kenti.
Reklam
448 syf.
·
Puan vermedi
Yine akıcı , hayal dünyası geniş ,olayları birbirine bağlarken yorulmadığınız, kendinizi o hikayenin içinde hissettiğiniz bir roman.. Güneydoğuda yaşayan çeşitli kollara ayrılmış bir ailenin her bir ferdinin hayat hikayeleri anlatılıyor .Elif Şafak ,aile bireylerin kimin çocuğu , kim kiminle evlendi gibi ayrıntılarının şemasını bile yapmış . Naze
İskender
İskenderElif Şafak · Doğan Kitap · 201119,2bin okunma
124 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Ne Rüzgarda Yapraklar
Ne toprakta insanlar Kaldı. Şairler ve de yazarlar, bir ülkenin tarihini edebi bir dil ile tutarlar. Bazen acıları yansıtırlar, bazen aşkları, bazen naturelize tutumuyla doğayı/ya olan aşklarını dile getirirler.
Rüzgarda Yapraklar
Rüzgarda Yapraklar
` şiir kitabıyla,
Adonis
Adonis
ülkesinde olan-biter
Rüzgarda Yapraklar
Rüzgarda YapraklarAdonis · İyi Şeyler · 1998421 okunma
ŞAİRİN biri (Ahmet Haşim) ”Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz” buyurmuş. Bir diğeri (Hilmi Yavuz) onun fikrini pekiştirmiş: ”Hüzün ki en ziyade yakışandır bize.” Deriz ki; hüzün, su ve ateştir, gülünü de gülistanın da, ırmağı ve lalesini de ateş ve suya döndürür hayatın... Hüzün kalpte başlayan bir yanıştır ve göz pınarları yağmur yağmur... Kelimeleri tutsak olmuş zamanları sürükler dalga dalga, inatla ve kasıtla. Sonsuz hürriyete benzer uzayan bir şey vardır uzaklarda, hep uzaklarda... Yağmayan yağmurların altında, yalınayak, antik güzelliklere tutkun papatya tarlalarını seher yürüyüşleriyle geçerek beyaz saatler yaşamaktır hüzün. Damla damla arınmadır, kirli sulardan. Kirlerden arınmak için onu anlamayan nesle âşinâ olmayız, onu kendimize pek yakıştırırız. Hüzün, kelime anlamıyla ”kalbin içindeki gam ve keder"dir. Keder bir kalp kırığından olabildiği gibi bir sorumluluk hissinden de kaynaklanabilir. Eğer bir sorumluluk hissiyle hüzün sahibiyseniz kalbinizi tebrik edin; çünkü hüzün ancak duyarlı kalplerde bulunabilir. Tıpkı melâl gibi. Hani Namık Kemal, ”Kendi derdi gönlümün billah gelmez yâdma" der ya!..
Sayfa 190Kitabı okudu
Sarkaçlı saatler, halılar, üniformalı uşaklar ne de güzel! Böyle bir ortam çok can sıkıcı olmalı! Kulağıma hiç durmadan: Aç insanlar var! Üşüyen insanlar var! Yoksullar var! Yoksullar var! diye fısıldayan şu gereksiz eşyalardan tek birine bile sahip olmak istemezdim.
Sayfa 55 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları(1.cilt)
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.