Sevgili Anna, en güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre; sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin. Yani bunun güçsüzlükle bir alakası yok.
Her düşündüğünü ifade edebileceğin gün, senin torunlarının torunları bile ihtiyarlamış olacak. Şimdi sır ve korku devrindeyiz, iki yüzün olmalı, birini kalabalığa göstermeli, ötekini kendine saklamalısın. Gözlerini , kulaklarını ve dilini korumak istiyorsan gözlerin, kulakların ve dilin olduğunu unut.
Bana o gün ölmek istediğini söyledin
Ben öylece kalakaldım sözlerinle
O kadar fark etmemişim ki yorulduğunu
O kadar fark etmemişim ki karanlığını
Ben öylece kalakaldım utancımla
Halbuki bu dünyada en çok ben severim seni
En çok ben özlerim seni
En çok, hep en çok
Seninle olan her şeyde ben hep en çoğum
Bu yüzden o sözleri söylediğin zaman
Ölmesi gereken en çok benmişim gibi.
Sıradan hayat en iyisi. Onunla savaş bununla mücadele et derken, sonunda hayatından oluyorsun. Mesela ben: Zor günler geçirdikçe daha işe yaramaz hale geldim, ama uzun bir hayatım oldu. Sevdiklerim birer birer öldüler, ama ben hala hayattayım.