"İspanya Kralı II.Felipe'nin, Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından bin yıl sonra, 1584'te Hollandalı Oranj Prensi I.William'a suikast düzenlemesini teşvik etmesine kadar Batı'daki hiçbir suikast girişimi başarılı olamamıştı."
• bağıntının karıştırılması ve neden gösterme:(örneğin, bir kamuoyu araştırması, eşcinsellik oranının üniversite mezunları arasında, daha az eğitimlilerden daha yüksek olduğunu gösteriyor; demek ki eğitim insanları eşcinselliğe itiyor. Ya da: And depremleri, Uranüs gezegenine yakınlaşmalar ile bağıntılıdır; dolayısıyla -daha yakınımızda bulunan
Yalnızlık Allah'a mahsus derler ,lakin devir ve yaşananlar Sultanımın yalnızlığını her geçen gün daha da artırıyordu.Onca suikast girişimi ,onca satılık insan vardı ki çevresinde ,sarayın içine çekilerek dış dünyayla doğrudan munasebetini mümkün olduğunca aza indirmişti.Ne kadar da zor bir hayattı onunkisi.
Bu sürekli tehditten kurtulmak için, es-Salih'in danışmanları Haşşaşilerin yardımına başvurmayı kararlaştırırlar. Reşideddin Sinan'la temas kurarlar, o da onları Yusuf'tan kurtarmaya söz verir. Zaten Şeyhü'l-Cebel de Fatimi hanedanın mezarını kazan adamla hesaplaşmaya can atmaktadır. 1175 başında ilk suikast girişimi yapılır: Haşşaşinler Selahaddin'in ordugâhına sızar, çadırının önüne kadar gelirler; ama orada bir emir onları farkeder ve yollarını keser. Emir ağır yaralanır, ama alarm verilir, muhafızlar yetişir ve amansız bir dövüşün ardından Batıniler öldürülür. Suikast ertelenmiştir. 22 Mayıs 1176'da Selahaddin yine Halep civarında sefere çıkmışken, bir Haşşaşin çadırına dalar ve hançerini başına indirir. Neyse ki son suikasttan beri tetikte olan Sultan fesinin altına, örme zirhtan bir başlık takmayı âdet edinmiştir. O zaman katil kurbanın boynuna yönelir. Ama oraya da bıçak işlemez. Çünkü Selahaddin'in uzun gömleğinin yüksek yakasının içi de zırhlıdır. O sırada ordu komutanlarından biri gelir, bir eliyle hançeri tutup diğer eliyle Batiniyi vurur ve yere yıkar. Selahaddin daha yerinden doğrulama fırsat bulamadan ikinci, sonra üçüncü katil üzerine atılır. Ama muhafızlar yetişmiştir ve saldırganların hepsi öldürülür. Yusuf şaşkın bir halde sendeleyerek çadırından çıkar; hala sağ olduğuna inanamaz.
Atatürk Nutuk’ta: “…..Bu İngilizlerin amacı, para İle memleketimizde propaganda yapmak ve Kürtlere Kürdistan kurma sözü vererek aleyhimize ve bize karşı suikast düzenlemeye yöneltmek olduğu anlaşılmış, karşı önlemler alınmıştır.”
Bir başka suikast girişimi 1921'de yine Ankara'da yaşandı. Bu defa İngiliz istihbaratı bizzat denemişti.
Mustafa Sagir adındaki Hintli, çocuk yaşlarında Londra'ya getirilmiş, Oxford Üniversitesinde okutulmuş, İngiliz gizli servisi tarafından eğitilmişti. Türkçe, Arapça, Almanca, Farsça öğretilmişti.
Afganistan'daki görevi sırasında, bağımsızlık mücadelesi veren Afgan emiri Habibullah Han'ın suikastla öldürülmesini organize etmişti.
1920 yılında Hint Hilafet Cemiyeti kisvesiyle İstanbul'a geldi. Yoksullara bol keseden para dağıttı, halk arasında sevilen sayılan biri oldu. Kuvvacılarla temas kurdu. Kuvvacılara güven sağlamak için düzmece bir baskınla İngilizler tarafından güya tutuklandı, 17 gün hapis yattı. Serbest kalır kalmaz Ankara'ya geçti,
İngiliz zulmüne uğramış bir Müslüman olarak (!) milletvekilleriyle dostluk kurdu. Hint Hilafet Cemiyeti olarak üç milyon altın topladıklarını, bu altınları Ankara'ya getireceğini filan söylüyordu.
Aslında, İstanbul'dan, Mim Mim Grubu'ndan çoktan haber uçurulmuştu... Mustafa Kemal, hayırsever Müslüman'mış gibi davranan bu Hintli'nin örtülü kimliğini biliyordu, “mükemmel casustur, dikkatli olmalı" dedi. Gizli ilişkilerini saptamak için takip edilmeye başlandı.
Piyer, 1809 yılında, Viyana'da bir Alman üniversite öğrencisinin Bonapart'a suikast girişimi hakkındaki tüm ayrıntılarını biliyordu, bu öğrencinin kurşuna dizildiğinden haberi vardı.