Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Hayatımdan nefret ediyorum." "Hayır, etmiyorsun. İşinden nefret ediyorsun sadece." "Şükran Günü'nde sabahın dördüne kadar çalıştım. İşim hayatım olmuş zaten."
Sayfa 164Kitabı okudu
Sana bir sürprizim var, baba dedim. Mehtap ile birlikte Şükran Günü'nde aranızda olacağım.
Reklam
Bir sonraki işim de fazla sürmedi. Şöyle uğramak gibi bir şeydi. Noel malzemeleri üstüne uzmanlaşmış küçük bir şirketti: Işıklar, kâğıt süslemeler, Noel Baba, kâğıt ağaçlar falan. İşe girdiğimde Şükran Günü'nden önce beni çıkarmak zorunda olduklarını söylemişlerdi. Şükran Günü'nden sonra iş olmuyordu. Bu koşulla işe alınmış yarım düzine adam vardı. Kamyonları yüklüyor, yükü indiriyorduk daha çok. Hülyalı dolanıp sigara içiyorduk bir de. Ama Şükran Günü'ne dek dayanamadık altımız da. Her gün öğle tatilinde bir bara gitme fikri benden çıkmıştı. Öğle tatili giderek uzamaya başlamıştı. Bir gün geri dönmedik. Ertesi sabah, bütün iyi işçiler gibi iş başındaydık. Artık istenmediğimiz söylendi. "Şimdi," dedi müdür, "yeni bir kadro bulmalıyım." "Ve Şükran Günü kapıya koyarsınız herkesi," dedi birimiz. "Dinleyin," dedi müdür, "Bir gün daha çalışmak ister misiniz?" "Yeni adamlar bulabilmen için mi?" dedi biri. "İşinize gelirse," dedi müdür. İşimize geldi ve bir gün daha çalıştık, kahkahalar atıp kutuları havalara fırlatarak. Sonra çeklerimizi alıp odalarımıza, sarhoş kadınlarımıza döndük.
Sayfa 160 - Metis Yayınları, 9. Basım. Çev: Avi PardoKitabı okudu
Muhteşem...
Bir solukta yaşadım ve tükettim tümünü Bir solukta gördüm elli üç yılda gördüğümü .. Sonunda yorgun yürek "duy" dedi işte, Sessiz sedasız gidilecek günü.
... Şükran Günü. Savaşlara, enflasyona, işsizliğe, hava kirliliğine ve başkanlara rağmen bir yıl daha hayatta kalmayı başardığını kanıtlıyordun. (...)
Sayfa 261 - Parantez Gazetecilik ve Yayıncılık, 9. Baskı. Çev: Avi PardoKitabı okudu
Uzun yazı ama İLGİNÇ bir olay
“Eski ve kapanmış bir çocuk kaçırma dosyası yeniden açılmış ve önüme gelmişti” diye devam ediyor hâkim bey. “O davadan yaklaşık dokuz yıl önce, İzmir’de ticaretle uğraşan, otuzlu yaşlarında Serdar Yolaçan’la eşi yirmi dokuz yaşındaki Sibel Yolaçan’m iki çocuğundan biri olan Ebru kaçırılmıştı. Kaçırılma olayı da şöyle olmuş: Bir haziran günü Sibel,
Reklam
Bu şey değil mi ya, ben? :D
"Geçen hafta Şükran Günü'ydü. Okul yoktu ve harika bir yemek yedik. Ben börek, kızartmış hindi, meyvalı kek, donut, peynir, reçelli ve çukulatalı kek yidim. Marilla öleceğimi söyledi ama ben ölmedim."
Sayfa 174 - Davy'nin mektubu
Etçil miyiz
Ayrıca etçil ve hepçil memelilerin mideleri son derece büyük­tür; bu büyük mide onların çok fazla miktarda yemek yemelerine izin verir. Ortalama haftada bir kez avlanma eğiliminde olan hay­vanlar için bu özellik önemli bir kapasite anlamına gelmektedir. Diğer yandan bu hayvanların midesindeki PH değeri çok düşük­tür (Bu da midelerindeki asit
Sayfa 140 - Yeni İnsan Yayınevi, 1.Baskı, 2020
- Hanımefendiler, beyefendiler! Her gecenin sonunda, gözlerimizin önünde, apaçık bir mucize yaşanır. Uyumamız ve dinlenmemiz için üzerimize örtülen o koyu lacivert ve inciler gibi yıldızlarla işlenmiş gece örtüsü, sabaha doğru usul usul kaldırılır. Allah'ın sıcak sarı güneşi, erguvan renkli serin merhabalarla, tatlı esintili günaydınlarla,
Hayat garip ve acımasızdı. Kendi bilincinizin daracık çemberinde yaşıyordunuz ve, hani derler ya gözden ırak olan gönülden de ırak oluyordu. Zavallı bir işçi size ait bir kuyunun içine düşüverdi diye Şükran Günü yemeğiniz mahvoluyordu ama bütün ülkedeki kuyularda yaralanıp ölen onlarca, belki yüzlerce işçi umrunuzda olmuyordu.
208 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.