Felsefe tarihindeki tüm şüpheciler Pyrrhon kadar uç noktada değildi. Her zaman her şey kuşku altındaymış gibi yaşamak yerine, varsayımları sorgulayan ve inandığımız şeylere dair kanıtlara yakından bakan muazzam bir ılımlı şüphecilik geleneği de vardır. Bu çeşit bir şüpheci sorgulama, felsefenin özünde yatar. Aslında bu anlamda tüm büyük filozoflar şüphecidir. Bu dogmatikliğin karşıtıdır. Dogmatik olan biri gerçeği bildiğinden çok emindir. Filozoflar dogmaya meydan okurlar. İnsanların yaptıkları şeye neden inandıklarını, sonuçlarını desteklemek için ellerinde ne gibi kanıtlar olduğunu sorarlar. Sokrates ve Aristoteles'in yaptıkları buydu, günümüz filozofları da aynı şeyi yapar. Ama bunu sadece huzursuz etmek adına yapmazlar. Ilımlı felsefi şüpheciliğin amacı gerçeğe yaklaşmak, en azından ne kadar az bildiğimizi ya da bilebildiğimizi göstermektir.
Bugün biz Septiklik (şüphecilik) ve Septik (şüpheci) terimlerinden "felsefede veya metafizikte insanın duyularının veya aklının yetersizliğinden dolayı gerçekliğin bilgisine erişemeyeceğini, görünüşün gerisindeki gerçekliğe ulaşmanın hiçbir şekilde mümkün olmadığını ileri süren bir öğreti"yi ve bu öğretiyi savunan kişileri anlarız.
Ancak Antik çağda, Helenistik dönemde ortaya çıkan ve kendilerini Septikler (skeptikoi) olarak adlandıran bir grup insanın 'Septiklik'le kastettikleri şey belli ölçüde bundan farklı bir şey olmuştur.
Yunanca 'skepsis' kelimesi normal kullanımında 'bir şeyi ele alma, inceleme, bir şey üzerinde düşünme' anlamına gelmektedir. Kelime bu genel anlamından hareketle aynı zamanda ve daha özel olarak insanın herhangi bir konuyu araştırma ve incelemesini ifade etmek üzere kullanılmaya başlamıştır.
Bunun sonucu olarak bir süre sonra 'filozof ve bilim adamlarının herhangi bir konu üzerindeki yöntemli soruştur ması'na işaret etmeye başlamıştır. Böylece 'Septik' kelimesinin kendisi özel olarak 'felsefi araştırıcı, soruşturmacı' anlamını kazanmıştır.
Sayfa 438 - İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARIKitabı okudu
Şüphecilik bir teori ya da bir öğreti değildir, bütün teorilerden kurtulmanın bir yoludur. Şüpheci, kimi filozofların aksine, hayattaki amacımızın zevk olduğunu söylemez. Hayattaki amacımız iç huzuru ve dinginliktir: şüpheci terapiyle kazanılan bir dinginlik.
Komiser, dedektiflik eğitimi gören üç adayı görüşmeye alır. Şüpheliyi tespit yeteneklerini sınamak amacıyla ilk adaya beş saniyeliğine bir fotoğraf gösterir ve fotoğrafı hızla arkasına saklar. "Şüphelin bu," der. "Nasıl tanıyacaksın bakalım?"
Aday yanıtlar: "Kolay. Anında tanırım çünkü tek gözlüydü."
Komiser, "Salak," der, "Sana gösterdiğim fotoğraf yandan çekilmişti."
Ardından komiser fotoğrafı bu defa beş saniyeliğine ikinci adaya gösterip saklar. "Şüphelin bu," der. "Nasıl tanıyacaksın bakalım?"
"Hah!" der ikinci aday, "çok kolay çünkü tek kulağı var."
Komiser öfkelenir. "Oğlum," der, "aklınızı toplayın.Tabii tekgözü ve tek kulağı görünüyor çünkü resim yandan çekilmiş! Bu mudur elinizden gelen?"
Öfkesini kontrol etmeye çabalayan komiser, resmi bu sefer üçüncü adaya gösterir ve aynı soruyu sorar.
Üçüncü aday, "Şüpheli lens kullanıyor," der. Komiser şaşalar çünkü şüphelinin lens takıp takmadığını bilmemektedir. "Hım, ilginç bir yanıt," der. "Bir dakika bekle, şunun dosyasına bakayım."
Çıkar, masasına gider, bilgisayardan şüphelinin dosyasını inceler. Döndüğünde gülümsüyordur. "Vallahi aferin," der üçüncü adaya. "Şüpheli sahiden lens kullanıyormuş. Aferin! Böyle keskin bir gözlemi nasıl yapabildin, söyle bakalım."
"Kolay," der üçüncü aday, "hiç kimse tek kulağı ve tek gözü varken gözlük takamaz.”
Sen kendi kendinin inkârı, büyücüsü, falcısı, delisi, şüphecisi, uğursuzu ve kötülüğü olacaksın. Kendi alevinde, kendini yakmak istemelisin. Daha kül olmadan, nasıl yenileceksin!