Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şüphesiz, bu fani yolda her baharı bir hazan, her ikbâli bir düşüş, her mutluluğu bir sefalet, her zevki bir hüzün takip edip duruyor.
İki Aşk Çiçeği
Kadın dediğin iyi sevişecek arkadaş. Koyun gibi yatmayacak, kımıl kımıl olacak yatakta. Aklını başından alacak ama, aklını sadece bununla yormayacak. Delireceksin ama delirmen hastalıktan olmayacak. Uzanıverdi mi yanına boylu boyunca, göğsünde atan kalbinin yerine koyacaksın kendini, ruhunu, herşeyini. Aşksız yatmayacak yatağa ve sen bunu
Reklam
Batı merkezli tarih anlayışı, Batı'nın siyasal ve ekonomik amaçlarına ulaşmak için geliştirdiği "kurgusal tezlere" dayalıdır. Bu nedenle Batı merkezli tarih anlayışı ile "emperyalizm" arasında çok yakın bir ilişki vardır. Örneğin, Batı merkezli tarih anlayışının en belirgin özelliklerinden biri, insanlığa az ya da çok katkı sağlayan "tüm Antik uygarlıklara" sahip çıkmaktır. Şüphesiz ki bu sahiplenme, "bilimsel" olmaktan çok "siyasal" ve kurgusal"dır.
Sayfa 139Kitabı okudu
Bir gün ermişlerden birine sormuşlar: "Sevginin sözünü edenler ile sevgiyi gerçekten yaşayanlar arasında ne fark vardır?" "Bakın göstereyim" demiş, ermiş. Bir sofra hazırlamış. Bu sofraya sevgiyi dilinden düşürmeyen ama dilden gönüle indirmeyen kişileri çağırmışlar. Hepsi yerlerine oturmuşlar. derken, sıcak çorbalar ve
Müminin iyimserliği polyannacılık oyunu olmamalıdır, zira elinde delili vardır. "Elbette, her güçlükle birlikte bir kolaylık vardır Şüphesiz her güçlükle birlikte bir kolaylık vardır." İnşirah 5-6
"Ey iman edenler, bir topluluk bir diğerini alaya almasın, belki de onlar kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kadınlar da başka kadınları alaya almasınlar, belki onlar kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi kendinizi (nefislerinizi) ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İnandıktan sonra yoldan çıkmış olmak ne kötü bir addır! Tevbe etmeyenler, zalimlerin ta kendileridir. Ey iman edenler, zannın çoğundan kaçının, zira zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin suçunu araştırmayın, kimse kimseyi çekiştirmesin. Hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Ondan elbette hoşlanmazsınız! Allah'tan korkun, şüphesiz Allah tevbeleri daima kabul edendir, çok merhamet edendir."
Sayfa 57 - Hucurat - 11-12Kitabı okuyor
Reklam
Erkeklerin bir ilişkideki sorunları ortaya koymakta gösterdiği yavaşlık, hiç şüphesiz, yüz ifadesinden duyguları okumakta beceriksiz oluşlarıyla katmerlenmektedir.
Sayfa 182Kitabı okudu
7/10 puan verdi
Polisiye roman okumayı seven biriyseniz bilirsiniz, genelde cinayet romanları birbirine benzer ve başta cinayet işlenir, deliller araştırılır, konu üzerine kafa patlatılır ve katil bulunur. Hatta bu romanlarda yeni biri değilseniz kitabın başından katilin kim olacağını tahmin edersiniz ve yanılmazsınız. Ben de yanılmayacağımı sanıyordum, işte bu konuda yanıldım. Şah Mat, Mario Mazzanti' nin ilk kitabı. Yazar tüm hayatı boyunca etkilendiği durumların gölgesini düşürmüş kitabına. Satranç, edebiyat, opera, sinema ve asıl mesleği cerrahlık... Hiç şüphesiz yazarın iç dünyasına hayran kaldığımı belirtmek istiyorum. Kitap oldukça ustaca kurgulanmış, belki daha fazla ayrıntıya yer vererek okuyucuyu zorlayabilirdi fakat kesinlikle yavan değil; eksisi yok artısı var. Yazarın olayı anlatış şekli ise tam yerinde olmuş: bölümleri günlere göre ayırmış ve aynı bölümde bir çok karakterin gözünden anlatmış. Bölümlerin fazla uzun olmaması ve bir çok bölümü en heyecanlı yerinde bitirmiş olması kitaba sürükleyicilik katmış. Aynı zamanda oldukça akıcı ve bu konuda çevirmene de büyük bir pay düştüğünü söylemeden edemeyeceğim. Bir Jean Christophe Grange hayranı olarak şunu söyleyebilirim ki, Grange' ın bir çok kitabıyla eş değer belki de daha iyi. Sanırım Şah Mat'ı yazmak , Mario Mazzanti' nin hayatında yaptığı en güzel şey.
Şah Mat
Şah MatMario Mazzanti · Sonsuz Kitap · 20167,6bin okunma
Tutku nedir? Kişinin var oluşudur, şüphesiz... Tutkuda, beden ve ruh ifade arayışındadır.. O tutku ne kadar yoğun hissedilirse ve ne kadar dışa vurulursa, yokluğunda yaşam da o kadar katlanılmaz bir hal alır. Bu bize tutkuyu yitirdiğimiz ya da görmezden geldiğimiz taktirde kısmen öleceğimizi ve kısa süre sonra, ne olursa olsun, büsbütün yok olacağımızı hatırlatır.
Sayfa 1 - John Boorman-Yönetmez
Tanbûrî Cemil'in Ninni'sini bir musikî şaheseri saymak epeyce güçtür. Fakat o plağı bulursanız iyi dinleyin. İktisadî denkliliği bozulmuş, mihrabı çökmeğe yüz tutmuş, gururunu yapan geleneklerin duvarı çatlamış bir topluluğun iç benliğini en canlı yerinde verir. Tanbur, san'atın hududuna girmeyen bir taklitle de olsa bütün havayı nakleder. Şüphesiz eski İstanbul sadece bu hüzün, bu hislilik değildi, sanıldığından çok fazla eğleniyordu. Belki de bu ninni, Hüseyin Rahmi'nin hayatımızın her safhasını alaya alan romanları gibi biraz da eğlenmek için yapılmıştı. Bununla beraber, bu fakirler cemiyetinde, saadeti bir ruh muvazenesinde arayan saf ve ahenkli insanların hayatında, her şeyin peşine bu gölge iyiden iyiye takılmaya başlamıştı. Doğrusu istenirse bu 'hüzün' biraz da kendiliğinden gelen bir şeydi. Tıpkı boş bir tiyatro sahnesinde seyredilen bir akşam saati gibi hayatın bazı unsurlarından doğuyordu. Petrol lambası, hava gazı ile yarı aydınlanan sokak, dilenci sesleri, bekçi sopası, yangın korkusu, acı vapur düdükleri, fazla dindar hayatın verdiği o garip psikozlar adeta matematik şekilde onu hazırlayıp besliyordu. Fakat ne de olsa vardı ve etrafımızdaki havayı elle dokunulacak şekilde kesifleştiriyordu. Onu kaybettiğimiz zaman kendimizi çıplak bulmamız, sarsılmamız da hayatımızda büyük bir yeri olduğunu gösterir.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
"Üzülme. Çünkü senin gerçek ömrün; mutluluk ve gönül huzuru içinde geçirdiğin zamanındır. Günlerini hüzünle harcama. Gecelerini kaygı ve tasa içinde geçirme. Zamanını gam ve kederle saçıp savurma. Hayatını müsrifçe bitirme. Şüphesiz Allah israf edenleri sevmez."
Şeriat ehlinin, ruhun hakikatini bilmeye işaretleri olmadığı için, din yolunun başlangıcında yine bu işe başlayanlar için onu bilmeye lüzum yoktur. O safhada lazım olan mücahadedir. Bir kimse şartlarına uyarak, rükunlerini yerine getirerek mücahade yaparsa, şüphesiz hiç kimseden işitmeden onun kalbi ruh marifetine sahip olur. Zira ruh marifeti, mücahededen sonra hasıl olan Allahu Teala hidayetlerindendir. Nitekim Kuranı Kerim'de "Ama bizim uğrumuzda cihad edenleri elbette yollarımıza eriştireceğiz."(Ankebut/69) ayetiyle işaret buyurulmuştur.
Sayfa 22
382 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Wilkes isimli sevimli karakterimizi King gerçekten de çok güzel kurgulamış; bir yazar bir kadını ancak bu kadar sadist olarak tanımlayabilir ve bir erkeği bir kadından ancak bu kadar tiksindirebilir. King çok basit bir konuyu efsane roman denilebilecek bir statüye yükseltmiş ama tabii ki de yazar sonuçta Stephen King. 9 SENE SONRA GELEN
Sadist
SadistStephen King · Altın Kitaplar · 20194,570 okunma
705 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dünya edebiyatında özellikle de Rus Edebiyatı'nda 19. Yüzyıl içinde "topluma uyum şağlayamayan kişi" örneklerinde şüphesiz en baş örnekler Raskolnikov ve Oblomov'dur. İki karakter de ustaca yazıldığından ötürü okurun psikolojisini değiştirmede kendi psikolojilerini okura yaşatmada da 1 numaradır diye düşünüyorum. Şuç ve Ceza hakkında ise herhangi bir yorum yapmak yersiz diye düşünüyorum sonuçta Dostoyevski ve Şuç ve Ceza. Bu zamana kadar herkes gibi bende Dünya Klasikleri okumanın anlaşılması zor olduğunu sayfalarca ağır tasvirler ile sıkılmamanın imkansız olduğunu düşünür okumaya yanaşmazdım ama her şey kötü beceriksiz çevirmenler yüzündenmiş ki onu anladım, başta İletişim Yayınları (Can Yayınları' da dahil) olmak üzere yaptıkları kaliteli tam metin çevirileri ve baskıları ile okunmayı sonuna kadar hak ediyorlar özellikle de ben dahil herkesin sürekli okuduğu piyasada kaynayan çerez niyetine okunan gerilim romanlarından sonra.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,7bin okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.