“Muharrem Ertaş'ı dinliyorum.
Sadece bunu istiyorum ölünceye kadar
Gözlerimle tadarım, dinleyişini dinler
Seninle, içindekilerle, söylediklerinle uyurum.
Sen de uyursan....''
Kadınların özgürleşmesinden söz edildiğinde hep Süreyya Ağaoğlu'nun yazdığı bir kitabı hatırlarım. Böyle Bir Hayat Geçti adlı kitapta Süreyya Ağaoğlu çok ilginç bir olaydan söz eder. Kendisi Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra , yine hukuk alanında ilk doktara yapanlardan bir başka hanımla birlikte Ankara'da bir bakanlıkta çalışmaktadır. İşlerini
Gökyüzünde bir Süreyya'dır Kimya; görülen ama ulaşılamayan, yeryüzünde bir Firdevs, hayran olunan ama yaşanamayan... Kimya manaya aşiyandır, sırra ayandır. Senelerin getirdiği hal üzere maneviyat deryasında ilahi aşka açtır, susayandır. Susamışlığı ile suskundur.
...
Sadedir Kimya. Asudedir. Asaleti takvada bulan Fatma'dır.
...
Çölde yalnızlığı ile Yaradan'a teslimiyet gösteren Hacer'dir Kimya. İnandığına güvenen, güvendiğine "neyim varsa sana, yoluna fedadır" diyen vefakar Hatice'dir Kimya. Dünya oyuncaklarına tamah etmeyen, hayallerde yaşamayan esas zenginliği iç güzelliğinde gören bir Rabia'dır Kimya.