Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
☆ DİLSİZ YARA || MELTEM GÜDEMEZOĞLU ☆
Merhabalar dostlar… Ben bugün de şiire düştüm ama nasıl düşmeyeyim. Yüreğim titreyerek okudum yine Meltem hanımın dizelerini..
Hani birisi gelir önce yâr olur sana, sonra da tutar en büyük yaran olur. İyileşmesi çok zor, her gün kabuk tutan ama hatırladıkça kanayan bir yara… Ne yapsan ne etsen kurtulamazsın bundan, kendi içinde çığlık olup büyürken acıların etrafa sessiz bir fısıltı gibi gelir, anlamazlar seni… Zaten ne kadar uğraşsanda tam anlatamazsın… Çünkü bazı acılar dilsizdir.. çünkü bazı sevdalar dilinin varmadığı kadar derinlerdedir… Kelimeler cümleler yetmez aşkında, acının da büyüklüğüne… Ne senden gidene ulaşır nede anlaşılmak istediklerine… hani diyor ya ‘söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil’ öyle bir şey bu. Bir türlü kelimelerin yetmediği, çığlık çığlığa haykırmaktan vazgeçmediğin, dizelere sığınan ama iyileşmeyen dilsiz bir yara…
Ve lütfen yaralamayın kimseyi, hayat zaten çok zor…merhem olmayacaksanız yeni yaralar açacaksanız uzak durun, üflemeyin de yaralarına insanların… O nefes acıdan başka bişey vermez derdi derinde olana…
Cumhuriyetimiz ve Deprem için yazılan şiirler ise ayrı duygulandırdı beni. Sonsuz teşekkür ederim. Yine şahaneydi.
Sömürge dönemi sonrasında, Afrikalı yazarlar, sömürge dönemi ve sonrasında yaşadıklarını anlatmalarıyla dünya edebiyatında önemli yer edinmişlerdir. Emperyalizm ve barbarlığın ön planda olduğu bu sömürge sonrası eserlerde, toplumdan soyutlanmış ve duygularını ifade etmekte zorlanan karakterlerle karşılaşmak oldukça muhtemeldir.
Admiring Silence
Okurların ve yazarların en büyük ortak paydası kitaplarken, ben dün gece #hercumaşiirgecesi rutinime hem meslektaşım hem de ikiz babası olan #ahmettevfikkaraaslan ‘ın #mevsimevveli kitabını konuk ettim. Mesleğimiz; hakkıyla yapıyorsanız çok yorucu üstüne bir de ikiz babası olmak ki onu zaten anca yaşayan bilir, hal böyleyken bu güzel şiirleri
Öyle bir kitapla geldim ki konuşsam kelimeler yetersiz, sussam gönül razı değil. Aziz.. Cânım Aziz, yaralı, korkmuş, ürkek ve hep suskun Aziz. Konuşursa taş olacağından korkan Aziz. Anasının sarı kuzusu, ablalarının göz bebeği, arkadaşları arasında kız Aziz. Küçücük bedeninde tarifsiz acılar yaşayan, acılarını, korkularını annesiyle bile
Söylesem tesiri yok Sussam gönül razı değil
Kırgız bozkırlarından uzak bilim kurgu tarzındaki bu roman dili ve içeriği açısından Aytmatov”un diğer eserlerinden çok farklı bir yerde duruyor .
Kassandra Damgası Aytmatov tarafından sonraki nesillere vasiyet edilmiş bir uyarı romanı gibi . Eserde kendisiyle yüz yüze getirilen insanoğluna hayattaki rolünü hatırlatılıyor . İnsanlık için asıl tehditin kaynağını arayan yazar cevabı yine insanın kendisinde buluyor .
Savaşlar, çevre felaketleri, soy kırımlar, gibi insanı yok eden unsurların
insan kaynaklı olması bir tesadüf değil .
Eser dünyanın geleceği açısıdından önemli fikirler içeriyor.
Modern hayatın çözülemeyen sorunlarına temas eden yazar okuru bu problemler karşısında bir tercihe zorluyor . Bu tercih insanın , eğitimi , ailesi, çevresi, sosyal statüsü, dini , dili ne olursa olsun çözüme katkı sağlamaya zorluyor .
Aytmatov’un diğer eserlerinden ayrı bir yerde konuşlanan bu önemli eseri okurlara tavsiye ederim .
Eleştirilecek biiir ton şey var, konuşsam olmayacak sussam gönül razı değil neyse, çok kötü kitap parasına ve ağaçlara yazık. Olay örgüsü, olaylar o kadar saçma ki. Gerçekten yazık ağaçlara.
Eleştirilecek biiir ton şey var, konuşsam olmayacak sussam gönül razı değil neyse, çok kötü kitap parasına ve ağaçlara yazık. Olay örgüsü, olaylar o kadar saçma ki. Gerçekten yazık ağaçlara.
Kahraman Tazeoğlu- Vazgeçtim
Ah Mehmet beni ne kadar sinirlendirdin bilemezsin.
Yani tamam senin hesap söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil hesabı ama yani gördüğün köyünde kılavuza ihtiyacı yoktu be adam.
Koray, Ah deli Koray seni okumaya başlar başlamaz çok çok sevdim. Umarım mutlu sona ulaşabilirsin diyerek okudum seni.
Ama gel gör ki kendine ve Feza'ya yaptıklarına hala sövüyorum.
Arif bey varlıklı bir adam olmasına rağmen asla tevazuyu elden ve gönülden bırakmayan, yaptığı iyiliklerin konuşulmasından hoşlanmayan bir adamdı.
Yıllardır yurt dışında yaşayıp sonunda kendi ülkesine Türkiye'ye dönmüştü.
Bir de Mehmet adında çocuğu vardı. İstanbul'a döndüğünde Arif beyi bir kaç kötü niyetli adamın elinden Saadettin bey kurtarmıştı.
Arif bey ,Saadettin'in bu gözü karalığını sevmiş, dürüst bir insan olduğunu anlamıştı.
Saadettin ve ailesine kendi oturduğu yerin bir alt katındaki daireyi karşılıksız vermişti.
Saadettin beyin bir kızı olmuş, Arif bey ve ailesi en az onlar kadar mutlu olmuşlardı.
Yıllar geçmiş Mehmet ve Feza büyümüşlerdi.
Feza'nın tüm okul masraflarını Arif bey üstlenmişti. Zaman su gibi akıp giderken Arif bey ahirete göçmüş.
Mehmet babasının işlerini devralmıştı.
Feza 22, Mehmet 32 olduğunda- Mehmet'in annesi onun evlenmesini ve temelli Türkiye'de kalmasını istemişti.
Mehmet, o tuhaf iş temposuna alışmış gitmeye karar vermişti ama bu karar Feza'yı yeniden görene kadardı.
Söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil..
Gözümüze kaçan eğitim içimizi sızlatıyor.. Biliyoruz ki eğitimde atılan her yanlış adım geleceğimizden çalıyor.Kaygımız ,derdimiz çocuklarımız,geleceğimiz.. Degisim için kulak vermemiz gerekenler var.. Gönül gözüyle okunmalı Çokça tavsiye.
sussam gönül razı değil , konuşsam silivri soğuk
ERDOĞANİN ÇALINAN DOSYASI KAYIP SİCİL
soner yalçın çok sevdiğim ve haddim olmasa da affına sığınarak takdir ettiğim gerçek araştirmacı yazar gazetecidir.. kitaplarını özetlemek ne mümkün ? Her satırının bilgilerle, her kelimesinin gerçeklerle dolu olan eserlerini okudukça dudağım uçukluyor , bir sonraki yolsuzlugu ögrenmek için gözlerim inatla direniyor uykusuzluğa... Aksiyon macera gerilim hepsini barındıran bir başyapıt film izler gibi ,soluksuz okuyorsunuz adeta .
Mola vermek namümkün..
Acaba bir sonraki yolsuzlukta yine kaç milyon insanın hakkı yenmiş, vatan parsel parsel kilere peşkes cekilmiş , kimler vatandaşın vergileriyle haramdaze olmuş, din nasıl kullanılarak siyaset yapılmış , toplumumuz ne kadar cahilmiş, yıllardır nasıl sömürülüyoruz , kandırılıyoruz , manipüle ediliyor , korkuyla yönetiliyoruz , sözde düsünce özgürlüğün olduğu ancak fikrini söyleyenin solugu nasıl silivri de aldığını , despot bir yönetimle yüzyıllardır korkusuzluğumuzla övünürken nasıl suspus olduğumuzu lal gibi kaldığımızı öğrenmek istiyorsaniz
OKUMANİZİ ŞİDDETLE TAVSİYE EDERİM..
NOT SUSSAM GÖNÜL RAZİ DEĞİL , KONUŞSAM SİLİVRİ SOĞUK..
#okudumbitti bu kitapın adı toprak ana mı? evet toprak ana, ama bence toprak ve ana olmalı. Hayatımda gördüğüm en güçlü canlı, ANA dır.
Cengiz aytmatov un geç kalarak okuduğum ilk eseri. Her satırı duygu yüklü. Bir kez daha savaştan nefret ettim. Gidene mi zor kalana mı, nerden tutarsan tut elinde kalan kötü bir olay savaş. Savaşı anlatmanın en iyi yolu cephe, silah, tank, tüfek değil, geride kalanlardır. İyiki de savaşa erkekler gidiyor, çünkü kadınlar savaşa gitse geride kalan erkekler dayanabilirmiydi emin değilim, bir ana kadar güçlü olunursa ancak dayanılır.
Konuşsam olmuyor, sussam gönül razı değil cümlesi kitabı okurken dilimizde. Bu kitapta çocuklarında ne kadar güçlü olduğunu göreceksiniz. Dayanışma olunca, toplum açık aramak yerine, yaraları sarınca hayatın katlanılır bir yer olduğunu da göreceksiniz. İyi birer insan olmalı, belki şirinleri göremeyiz fakat güzel günler görebiliriz. Bu kitapta bir çok iyi insan var, okuyup örnek alabiliriz. 136 sayfaya çok güzel bir hikaye sığdırılmış, herkese şiddetle tavsiye ediyorum.
Hikaye Tolstoy'un dediği gibi ("tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar ya bir insan bir yolculuğa çıkar , ya da şehre bir yabancı gelir" ) başlıyor. Yani şehre ( kapı komşusu) bir yabancının gelmesiyle başlıyor.
1920 avusturyası kozmopolit viyana sokakları ispanyol gribinin 50milyon can aldığı zamanlar. Anlatıcının ( bilinmeyen
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,2bin okunma
"Sussam Gönül Razı Değil"
Her şeyin zıttı ile kaim olduğu şu âlemde, Suskunlar’ı anlatabilmek için konuşması gerekiyordu birilerinin. Bu maksadı hâsıl eylemek niyetiyle aldım sazı elime. Sâkitini, kimi zaman dilsiz şeytan kılan kimi zamansa Hakk’a ulaştıran sade ama çetrefilli ‘susmak’ eylemi üzerine temellendirilmiş olan bu kitabı konuşmak zor olacak. Biliyorum, “söylesem
Ah hayalperest!.. Spoiler var.
"Beyaz Geceler Öyküsü Yazısı"
Ah Tanrım, nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Merhaba demedim, çünkü duyguluyum ve sinirliyim biraz. Dostoyevski’den okuduğum ikinci kitap. İlk İnsancıklar romanını okudum, pek sevemedim. Ama bu, bu mükemmeldi. 62 sayfalık öykü iki günde ruhuma ilmik ilmik işlendi. Bu dünyada kadınlara- daha doğrusu bütün
#enelkitapileokuyoruz ,Felsefe Grubu #1
Bir yerde gördüğüm tavsiye üzerine bu yayından okudum siz siz olun kesinlikle böyle önemli bir eseri böyle yalapşap böyle baştan savma böyle bariz hatalarla okuma zevkinizi düşüren ‘Sentez Yayıncılık’tan ‘ okumayın asla.
Bu yayınevinde editör yok mu kimse şöyle eline alıp bir inceleme yapmıyor mu okura saygınız yok mu bilmiyorum bir de ‘Felsefe Kitaplığı’nız ‘ var şaka gibi.
.
Sokrates.... ne desem bilemiyorum.
Konuşsam tesiri yok,sussam gönül razı değil.
Başta Meletos şerefsizi olmak üzere,Anytos ve Lycon’un da içinde bulunduğu salaklar takımının vay efendim Sokrates gençlere kötü örnek oluyor vay efendim Tanrılara şirk koşuyor vay efendim gençlere parayla ders veriyor bilmem ne diye şikayet edip ,itin köpeğin önüne atmasıyla ;Sokrates’in de ben bu salaklarla mı uğraşıcam diyerekten istiyosanız savunmamı kabul edin istiyosanız öldürün zaten yaşım geldi bi ayağım çukurda diyerek bu gerizekalılara meydanı bırakmasını anlatıyor.
Sokrates bu salaklar için değer miydi sadece soruyorum sen herkesi kendin gibi sanmışsın ,bu kadar da ileri gitmezler demişsin ama insanlar tahmin ettiğinden çok daha salak Sokrates.
.
Ve binlerce yıl sonra bu salakların adı değişiyor ;Sokrates’lerin yerini başka günahsızlar alıyor ,özneler değişiyor olaylar değişmiyor.
Bu gerçekten çok ilginç hırsına yenik düşüp insanları bozuk para gibi harcayanların,riyakarların ,vasıfsız yalancı iftiracıların canı cehenneme.
Sokrates öldü,yiyin birbirinizi.
