James Joyce dan etkilendiği çok aşikar.Dostoyevski den romanında çok sık bahsederken, Joyce un ise meşhur bilinç akışı tekniği kullandığını görüyoruz.Aynı zamanda kendisi Postmodernist bi yazar.Bunu kısaca sorunsallaştırma, yadsınma olarak 20.yıl ve sonrası için kabul edebiliriz.
Spoiler içermektedir:
Kitapta işlenen temel konulardan biri olan 'bastırılmış cinsellikle', kitabın müstehcen içerik nedeniyle 100 temel eser arasından çıkartılmış olması durumu sebep-sonuç ilişkisi bakımından çok anlamlı..
Yusuf Atılgan bu kitabı için 'çok tehlikeli şeyler yazıyorum, göreceksiniz' demesine rağmen kendisini
Tatar Çölü, yalnızlığın, yanlış tercihlerin, alışmanın, vazgeçememenin, beklemenin, umut etmenin, acı çekmenin, özlemenin, yaşamın, ölümün kitabı... Kısacası insan hayatı içerisinde yer alan en gerçek duyguların kitabı.
Yalnızlık ömür boyudur. İnsan ne kadar büyük kalabalıklar içerisinde bulunursa bulunsun yalnızdır. Ne yaparsa yapsın bu uçsuz
Ahh Muazzez Akkaya hanımefendi ahh..Nasıl bir sevdadır bu yaşarken sonsuz olacak bir sevdaya düşmek..yaşarken ölmek..yaşarken kendini öteli görmek..Bir bakışın ölmem için yetecek diyebilmek..onu biraz daha görebilmek için karşı komşunun bahçesinde yok pahasına çalışabilmek..tatilini heba etmek..Olmayacağını, kazanamayacağını bildiğin bir savaşa
Merhabalar!
Tam 5 ay önce okumaya başladığım ve 4 defa okumaktan vazgeçip, sonunda bitirdiğim bu kitabı sırf çok okunuyor diye bende kendi düşüncelerimi yazmak istedim.
Yazarın bu kadar çok Klişeyi bir araya nasıl getirdiğini merak ediyorum. :))
Bu aşk mı? Asla değil. Olsa olsa takıntı ya da bağımlılık. Başka türlüsü benim düşünce yapıma ters.
"...Duygusal taciz/istismar/şiddet çoğunlukla kadınların maruz kaldığı ve kadınların ruh sağlığının önemli boyutlarda etkilemesinde belirleyici olan travmatik bir yaşantıdır. Duygusal tacize uğrayan kişinin bu durumu yakınları ile paylaşamaması ya da hayatın bir gerçeği olarak kabullenmesi bu konu ile ilgili sorunların önemli bir parçasını
Hikâye içinde hikâye içinde hikâye...
İsmail Abi'nin deyişiyle "Olaylar olaylar!"
***
Aşina olduğum bu kalemi okumanın sevinci, tekrarının ne zaman olacağına dair bekleyiş ve belirsizliğin hüznü. Kendisi de diyor ya, "Beni umutsuzluktan ziyade belirsizlik çürütüyor. (Sf. 379)"
***
Butimar, Uzakların Şarkısı ve Dünyasızlar.
Kitabı, eski bir baskı olan İletişim Yayınlarından okuyorum. Bu okuduğum yayına ait yeni baskı basılmamakta. Yeni baskıları bildiğim kadarıyla sadece Yapı Kredi Yayınları çıkarmakta. Okuduğum baskıdan diyebilirimki kitap gayet akıcı. Okurken sıkmıyor tabi benim için öyle.
Roman birbiriyle bağlantılı 83 ayrı başlıktan oluşmakta. Şu an itibarıyla