Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Taner Demiral

Taner Demiral
@tanerdemiral52
_bizim duruşumuz söylenmeyenden yanadır..._______________________ ______________________________________
“Gözümden kayboluşunuzdan bu yana, Mısır diyarının köşe bucağını feryâd-u fîgân ile dolduran iniltim vardır.”
Sayfa 161 - ey sevdiğimKitabı okudu
Reklam
Sen de tertemiz olan Peygamberinin huylarıyla huylan; çünkü O'nda uyulacak huylar, yaslanacak kişiye yaslanacak şeyler vardır. Kulların Allah'a en sevgilisi, Peygamberine benzemeye çalışan, O'nun izini izleyen kişidir.
Bismillahirrahmanirrahim Elhamdülillahi rabbil alemine. Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil mü’minîne bimâ kâlallahul azîmu ve beşşiril mü’minîne ve ennallahe lâ yudîu ecrel mü’minîne. Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lizzekirîne bimâ kalâllahul azîmu fezkurunî

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Gökyüzünde ateşler içinde yanan Nesr- i Tair yıldızını görünce, kolu kanadı yanmış gönül kuşunun yanışını hatırla!” Divân-ı Kebir c. IV, 1944
“Görünen suret, gayb âlemindeki surete delalet eder, o da başka bir gayb suretinden vücut bulmuştur. Böylece bunları, görüşünün miktarınca ta üçüncü, dördüncü, onuncu surete kadar say dur!” Mesnevi c. IV, 2888
Reklam
çinizden, güzel halleriyle insanlar hak yolda gayrete getiren, söz- leriyle Allah'a sevkeden, onlar her eyi iiten ve bilen yüce zat müa- hede gibi en büyük hayra çaran, yüksek himmetleriyle iyilii emreden ve kuvvetli halleriyle insanlar kötülükten meneden bir grup bulunsun. Kim temiz bir kalple onlan görürse hayra koar, kötülüe son verir. Kim vefa ile onlarn sohbetine (manevi terbiyesine) girerse tam anlamyla manevi zenginlikten nasibini alr. Allah'n öyle has kullan vardr ki kim onlara iman ve sevgiyle nazar ederse, öyle bir saadet elde eder ki ondan sonra ekavet (kötü akbet) yüzü görmez. Bu büyük zatlar, dilleriyle de- il halleriyle iyilii emreder, kötülükten nehyederler.
Sizden, hayra çaran, iyilii emredip kötülüü meneden bir topluluk bulunsun. te onlar kurtulua erenlerdir.
O mutlu âşıklar asla başka âşıkları kınamazlar. Nasıl ki Hazreti İbrahim, «Ben, batan, kaybolan şeyleri sevmiyorum,» demişti.
Bil ki, bizden öncekiler güzel ahlâk üzerinde konuşmuşlar, ancak bunlardan her biri güzel ahlâkın mahiyetini tarif etmek yerine, onun bazı hasletlerini zikretmişlerdir. Örneğin, Hasan el-Basrî (ra) şöyle demiştir: "Güzel ahlâk; güler yüz göstermek, yardım etmek ve eziyet vermemektir." el-Vasiti (ra) şöyle demiştir: "Güzel ahlâk; kin ve husumet gütmemek, insanları memnun etmektir."
Kimseden, kendini bildiğin gibi bilmelerini beklememek. Çünkü onlar senin gibi, sana içinden değil dışından bakarlar. Halbuki, dışın onlar için çok şey ifade etmeyebilir. Bu durumda onları mazur görmek lâzımdır.
Reklam
Seviyorum diyenin, güzel olsa da pek, nâzlılığı bırakıp, nâz çekmesi gerek!
Yüz demet fesleğen verseler bir bülbüle, koklamaz hiç onu, yine gider bir güle.
Âşıkın gönlü bir güzele takılınca, râhat eder mi, başkasına kavuşunca? Yüz demet fesleğen verseler bir bülbüle, koklamaz hiç onu, yine gider bir güle. Nilüfer otu, güneşe olunca âşık, ondördüncü ayı görmek ister mi artık? Ciğeri yanan, arar hep suyun tadını, çok şeker verseler de, hiç beğenmez anı.
Niyet
Niyet dört şey üzerine bina edilir: Kasd, azim, irade ve meşiet. Bunların hepsi aynı manadadır. Niyetin kalbe yönelik iki şekli vardır: Biri kalbde hüsn-i teyakku­ zun bulunması; diğeri ise O'nun {Allah} katındaki ecir ve rızayı isteyerek Allah için yapılan arneldeki ihlastır. (Cami', 41)
Sayfa 777 - niyetim maksudum gayemKitabı okudu
Ahlakın dört !esası} vardır: Hikmet, şecaat, iffet ve adalet. Hikmet, bütün ihti­ yar! fiillerde, kendisiyle doğruyu yanlıştan ayıran nefse ait bir duygudur... Bu dört ahiakın dengeli oluşundan güzel ahiakın tamamı ortaya çıkar. Akıl kuvvetinin iti­ dalinden iyi düşünce, isabetli görüş, doğru tedbir, eşyanın inceliklerini anlamak; ifratından, hile, ald a tm a, mugalata ldemagoj i } ; tefritinden ise ahmaklık, kalın kafalılık ve akıl zayıflığı doğar... (Ravza, 445)
Reklam
"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."
“Ben neredeyim, boş sözlü nasihatçiler nerede? Behlûl’ün reisliğine bilge kişi ulaşamaz ki!.”
“Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah fî külli lemhatin ve nefesin adede mâ vese’ahü ilmüllah/Allah’ın ilminin kapsadığı şeyler adedince ve (yaratılan her varlığın) her göz açıp kapama ve her nefes alışverişi adedince, her an lâ ilâhe illallâh, Muhammedun rasûlullâh....” diye 3 defâ, sonra da; “Külillâhümme innî es’elüke bi nûr-i vechillah-il-azîm.” sonra da; “Estagfirullah el-azîm el-kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm Gaffâr-üz-zünûb. Yâ zel-celâli vel-ikrâm.” diye buyurdular. Sonra da Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bana; “Ey Ahmed! Yer ve göğün hazînelerini sana verdim. O da bu zikir, salevât ve istigfârdır.” buyurdular. Çok iltifât ve teveccühlere mazhar oldum.