Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kurandaki tanrı tasavvuru (Allah c.c), kuranın nazil olduğu coğrafyadaki muhatabın idrâkine göre biçimlenmiştir. Kuranda bazı pasajlarda gördüğümüz antropomorfik(insan merkezli) tanrı tasavvurunun bu şekilde belirtilmiş olması, ilahi hitabın muhatabına kendisini açması, onların gönlüne işleme yoluyla politik olarak aktifleştirme (iyiye ve doğruya kılavuzlama) misyonunun bir sonucu gibi görünmektedir. Yalnız bu, bazı kendini bilmezlerin iddia ettiği üzere "tanrının muhatabını kandırdığı iddiasına" yahut "hazreti peygamberin kasten tanrıyı insanlara yanlış tanıttığı" anlamına gelmemelidir. Nitekim vahyin içerisinde zaman zaman bu antropomorfik tasavvurun dışına çıkıldığı da görülmektedir. Şüphesiz ilâhi hitabın en önemli gâyelerinden biri, insanları iyiye ve güzele klavuzlamak, sosyal nizamı ve adaleti sağlamaktır. Bunun için de inzal olduğu bağlamın antropolojik kimliğine kendini indirgemesi gerekir. Herkes bilir ki tanrı, Mekke'deki/Medine'deki topluma sadece ve sadece spinoza'nın yahut tasavvufun tanımladığı gibi tanıtılsaydı, hiç kimse tarafından kabul görmeyecek; bunun sonucunda dinin sosyal nizam gâyesi en başından başarısızlığa ulaşmış olacaktı. Öte yandan insanlığın tarihsel gelişim çerçevesinde bugün edindiği kollektif bilinç tanrıyı o dönemkinin tam aksine gökte değil, zihinde ve gönülde varsaymaya eğilimli gibi görünmektedir. Bu da hiç şüphesiz hanefi'nin dediği gibi kuran'ın nazil olduğu bağlamla aramızda bulunan antropolojik, sosyolojik, psikolojik farklılıklardan(kimilerine göre uçurumlardan) kaynaklanmaktadır.
324 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Müthiş
Cidden tasavvufu bu kadar güzel anlatan bir kitap zor bulunur... Tasavvufun asıl gayesi , yaşanma şekli , yaşarken vuku bulan durumlar... Hepsini çok güzel bir şekilde anlatmış
Feridüddin Attar
Feridüddin Attar
. Anlatılan meseleler kuşlar üzerinden anlatıldığı için çok derin anlamları var o yüzden üzerine düşünülmesi gerekiyor. Merak eden herkese kesinlikle öneririm. Güncelleme 2022 : Semerkand çevirisini tavsiye ederim. Kaknüs ve Sufi yayınlarının çevirilerinde farklı kaynaklar kullanıldığı için müstehcen kısımlar var. İş bankası yayınlarının İslam adına basılmış hiçbir kitabını zaten tavsiye etmem. Semerkand iyidir, hoştur.
Mantıkut Tayr
Mantıkut TayrFeridüddin Attar · Semerkand Yayınları · 20164,813 okunma
Reklam
Tasavvufun Gayesi
Tekkelerin temiz olduğu ve henüz kalpazanların eline geçmediği devirlerde tasavvuf, halka gerekli dinî terbiyeyi veriyordu. Gayesi kalbi kibir, kin, haset, fitne, yalan, riya, dedikodu ve çeşitli bayağı hırslardan temizleyerek ona hayır, Hakk’a ve Hakk’ın kullarına hizmet ihtirası, menfaatlardan arınma, merhamet ve adalet sevgisi, derece derece aşk halinde varlıklara hürmet duyguları doldurmak olan bu terbiyenin eseriyle Peygamber ve ashab devrinin ve müslüman Anadolu tarihinin sayısız olaylar halinde abideleri dopdoludur.
Sayfa 177 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Allah(c.c)'ı Aramak
İsrailoğulları, Firavun'un köleleriydi, tıpkı bizim bizi köleleștirerek hayatımızı yöneten içimizdeki zâlim nefsin yani " içerideki firavunun" köleleri olmamız gibi.. Tasavvufun ilk gayesi bizleri narsistik egolarımızın (nefs-i emmâre)zulmünden âzâd etmektir. Neyse ki bu mücadelede çok büyük bir müttefikimiz var. Allah(c.c) içimize bir de Musa koymuştur ve Musa içimizdeki kurtarıcıdır. Bu bizleri Hakikât Yolu'nu takip etmeye çağıran ruhumuzdur.
Sayfa 20 - R. FragerKitabı okudu
Tasavvufun gayesi ne?
Netice; tasavvufun gayesi kısaca, en üstün Peygamber’in ahlâkını kazanmak ve İlâhî Ahlâk ile sıfatlanmak ve Şer’î amelleri kolaylık ve rahatlıkla ifa etmektir.
Tasavvufun gâyesi, kötü ahlâk ve maddi-mânevi düşük vasıflardan arınmak; iyi ahlâk ve üstün vasıflarla donanmaktır.
Reklam
Dünya hayatı kendisine bir imtihan âlemi olmak üzere bahşedilmiş bulunan insanoğlu, şu murad-ı ilâhî sebebiyle hem hayır ve hem de şer temâyüllerle donatılmıştır. Menfî temayüllerin kaynağı "nefis"tir. Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: "Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilhâm edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran (tezkiye eden) kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyân etmiştir." Şems Sûresi / 7-10 Dinin ve hâssaten onu takva ölçüleri ile yaşamak demek olan tasavvufun gâyesi, nefsi Allah'a itaat ettirmek, kötü huylardan tezkiye etmek (temizlemek)tir. Nefiste en köklü menfi temâyül ise, egoizm (benlik)tir. Onu diğergamlaştırmak ise dinin gayesi olduğu gibi bu işte başarı elde etmek de en büyük mükâfatı gerektirir. Nitekim yukarıya meâlini dercettiğimiz ayet-i kerimeden bu durum açıkça anlaşılmaktadır.
Sayfa 416 - Sebil
Tasavvufun gayesi, kötü ahlâk ve maddî-mânevî düşük vasıflardan arınmak; iyi ahlâk ve üstün vasıflarla donanmaktır. Şöyle ki: «Ben üstün ahlâk değerlerini tamamlamak için gönderildim» meâlindeki hadisin işaretlerinden, en üstün Peygamberin gönderilişi ve peygamberliğindeki gayenin, yüksek ahlâkı tamamlamak olduğu anlaşılmış oluyor. Bu yola bağlı olan taifenin de maksatlarının en yükseği ve isteklerinin gaye noktası, her şeyde Peygamber’e tam anlamıyla ittiba (uyma)dır. Zahirde ve batında mahlûkatın en faziletlisi olan Allah Resûlüne hakikatiyle vâris olmaktır. Demek ki, tasavvufun ve dolayısiyle velâyetin de gayesi bu olmak lâzım gelir.
176 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.