Şahıs Kadrosu-Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Bozkurtlar Diriliyor'da ön plana çıkan tarihî şahsiyetler şunlardır. Bilge Tonyukuk, İlteriş Kutluk Kağan, İmparatoriçe Vu, Çinli komutan Hoay-i. Kurmaca kişiliklerin başlıcaları da şunlardır: Urungu, Ay Hanım, Binbaşı Pars, Deli Ersegün, Kadır Bağa, Karabuka (Yin-şao), Taçam, Buluç.
Masonik Hiyerarşi _LUCİFER(İblis) : Mason İlahı _RT : 3 Kabbalistten oluşan En Üst Komuta Kademesi. (Tüm ezoterik bilgilere sahip Baş Hamam ve iki yardımcısı) ___ _13’ler Kraliyet Konseyi (Varlıklı Aileler) _33’ler Konseyi (Kıdemliler) _300’ler Konseyi - SANHEDRİN En Üst Yönetim Meclisi(Olimposlular) ___ _B’NAI B’RITH & BILDERBERG
Reklam
_Maske takarak yaşıyoruz ve maskenin içindeki gerçek beni unutup, ideal benliği gerçek sanıyoruz. Gerçek benliğimizle çatışma sonucu hastalanıyoruz. _Ortaçağda felsefesinde Tanrı, insanı kurgulayarak yaratır ve insan, tanrıya ulaşmak için uğraşır. Bu kurgu dünyası bir sınavdır. Ortaçağ ilkel insanı bu yüzden bir maske takar. Rönesans özgür
“Evet, bak işte ‘tercih’ ve ‘direnç’ denilen iki bela yaşamımıza böyle giriyor. Normalde bilinç sadece o deneyimi yaşasa ve içinden geçip gidebilse, bir deneyim olarak bıraksa zenginleşecek. Hayır, kayıtlıyor: ‘Kedi istemiyorum. Köpek istiyorum.’ Neden? Çünkü üç yaş civarına geldiğimizde fark ediyoruz; burası güvenli bir yer değil, burada her şey değişiyor, burada acı var. Korkuyoruz. Acıdan kaçma odaklı oluyoruz. Her an geleni anlamaya ve tanımlamaya çalışıyoruz ki, daha çok güvende hissederim. Bu iyi, bu kötü.” “Ama tecrübe değil mi bu?” “Değil canım. Bu anlam yüklemek, bir anlamla birleştirmek ve limitlemek. Hem tecrübe ne? Kedilerden kaçmak lazım, doğru bir bilgi mi?” “Değil tabii ama...” “Aması yok Mina, tecrübe dediğin bir tanımlama. ‘Bu, budur!’ diyorsun. O deneyimi bırakamamak... Bir genelleme. Zihne o tanımla hapsediyoruz. Olumlu da olsa,olumsuz da olsa genelliyoruz ve kapatıyoruz. Ben bunu istiyorum da, istemiyorum da, o şeyi bir tanım vererek kayıt altına almak. Görebiliyor musun? Her yeni deneyimi yaşayıp içinden geçmek yerine, zihinde dosyalar oluşmaya başlıyor.”
Sayfa 206Kitabı okudu
Siz hiç çocuklarınıza kızmıyor musunuz?" diye so-ruyorlar. Ben de onlara, "Ben çocuklar anneleri büyü-tür diyorum, melekleştirir değil" diye cevap veriyorum.nasıl hiç günah işlemeyen biri yoksa, elbette çocuklarıyla kurduğu ilişkide hata yapmayan insan-lara denk gelmek de mümkün değil. Ancak herkes günah iş-liyor diye günahı meşrulaştır-madığımız gibi, çocukla olan iletişimimizde de yaptığımız yanlışları meşrulaştıramayız. Hata yapana düşen hata-sından ders almaktır. Israrla hata yapıp, ders çıkarmı-yorsak o zaman biraz durup düşünmek gerekir.Hâlbuki tecrübe dedi-ğimiz şey yaş almak-tan değil, yaşadığımız senelerin bize kazan-dırdıklarıyla ölçülü-yor.
yaş almak hiç bu kadar iyi anlatılmamıştı.
ben yaşlandığımı nasıl fark ettim biliyor musun? sana anlatayım: artık mutlu anlarımın olabildiğince tadını çıkarmaya, mutsuz anlarımı ise baskılamaya çalışıyorum. gençlik zamanlarımda ise tam tersini yapıyordum. bedbahtlığı kutsal emanet gibi göğsümde taşıyıp coşkulu sevinçlerimden pişmanlık duyardım. yine de, onca hayat tecrübeme rağmen, bu dünyada hâlâ tecrübe edinmediğim bir şey olduğuna ve bu “şey”in diyebilirim ki, en önemli şey olduğuna inanıyorum…
Reklam