Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İşgalciler sabi sübyan öldürme peşinde, bir nesli kurutmanın hayaliyle…
Bir serçenin can verişi gibi ölüyor çocuklar. Pıt pıt atarken kalpleri, sessizce üflüyorlar son nefeslerini. Sessizce, öylece kalıyorlar, bir muşambanın kenarında, üç çocuğun uzandığı bir sedyenin ayakucunda yahut yerde boyu kadar bir kartonun üzerinde. Artık onları saklayacak dondurma araçları da yok. Kucakta gidiyor tüm cenazeler, omza alacak kadar kimsenin vakti yok. Öylece defnediliyorlar çarşı içlerine, yol kenarlarına, çocuk parklarında salıncakların altına. İşgalciler sabi sübyan öldürme peşinde, bir nesli kurutmanın hayaliyle çocuklara savaş açmış durumdalar. Tavus kuşuna tekme atan bunlar, allı pullu güzelim tüylerini kavla tutuşturanlar; tavus kuşunun güzelliğine kıyanlar onlar.
Sayfa 72 - | Süleyman CERAN
Kendime tekme atıp kendi kendimi, kendi evimden kovmak istiyorum. Keşke yapabilsem. Yakamdan tutup kendimi koysam kapının önüne. Yürü git, nereye gidiyorsan git, bıktım senden. Senelerdir pinekliyorsun aynı evin içinde defol gözüm görmesin seni desem...
Reklam
Bir insan eşyayı da suçlayamazsa, divana istediği gibi bir tekme atmazsa insanlığı nerede kalır?
Sayfa 671
küçük keremden annesine bir mektup
Beni alıp karnına sakla anneciğim Hiç doğmadan durayım Dünyaya gelince acılarım olacak benim Çoğalıp senin acılarına katılacağım Bana hep katlanmak zorunda kalacaksın Beni alıp karnına sakla anneciğim Nasıl olsa babamı görmeyeceğim. Anne babam nerede benim diye sormaya kalksam Sus konuşma kızdıracaksın şimdi onu diyeceksin. Beni sen bile
Bu sırada bir vınlama duyuldu. Hakan başını son anda kurtarmıştı. Amerikalı genç bir asker, çok yakınlarında belirmiş ve heyecanla elindeki tüfeği mızrak gibi Hakan'ın kafasına doğru fırlatmıştı. Şimdi silahsız ve gözleri korkuyla açılmış bir halde Türk askerlerinin arasında kalmıştı. Binbaşı Hakan, koşarak Amerikalı gencin yanına geldi ve göğsüne bir tekme vurarak sırt üstü yere yıktı. Boğazına bastı ayağını ve süngü takılı tüfeğini kaldırdı. "Dur!" diye bağırdı Hasan Paşa. "Ama komutanım, esir alacak durumda değiliz. Onu bırakamam, gidip bir askerimi öldürebilir." "Yarala yeter."
Sayfa 203Kitabı okudu
Ben nezaketi ağaçtan öğrendim, ona tekme attım o tepemden çiçek yağdırdı. O utanç bana ibret olarak yetti. Anooshirvan Miandji
Reklam
… bu insanlardan tekme, taş ve sopadan başka bir şey görmemişti. Kanlı bıçaklı düşmanıydılar ve ona işkenceden zevk alıyorlardı sanki.
-Tekme mi? Yani bir kıza öğretilecek bir şey mi? - Elbette peder.Tam olarak kız olduğu için, yumruk atmayı,ısırmayı, tekme atmayı öğrenmeli. - Bunlar bir inananın sözleri değil.Burada biz yanımızdakileri sevmeyi öğretiyoruz. - Kendimizi daha fazla korumamız gerekenler bize en yakın olanlardır.
dünyaya çalım atmak.
Önceki dönemlerdeki ahireti seçişin işareti "dünyaya tekme atarak" verilirdi. Yeni tavrımız bu davranışın yetersiz ve etkisiz kalışı üzerine bina edilmelidir. Dünyaya tekme atmanın dünya hayatına meylederek insan hayatını karartanların baskıcı akıl düzenine müdahalede bulunamayacağını gördüğümüz için ayırdetme ve seçme zorluğu içine düşüyoruz. Tavır alışımızın birbirine geçişmiş dünyaların karmaşıklığını küçük düşürecek bir davranışla desteklenmesi gerek. Dünyaya çalım atacağız. Bu demektir ki bizi tuzağına düşürmek isteyen dünyaya bir tuzak kuracağız. Hem de bilimin, felsefenin, sanatın yöntemleriyle
Sayfa 102
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.