M. Kemal: Gördüğünüz gibi, İzmir'de hiçbir katliam veya herhangi bir girişim olmadı. Münferit yağına ve öldürme olaylarını önlemek mümkün değil. Bir ordu 450 kilometre kendi topraklarında yol yürüdükten sonra bir kente girer, geçtiği yerlerin yakıldığını, yağmaya uğradığını, ailesinin ve akrabasının öldürüldüğünü gözleriyle görürse, böyle bir askeri zapt etmek zordur. Bununla beraber, intizamın bugünden başlayarak tamamen yeniden kurulduğunu söyleyebilirsiniz. Biz herhangi bir intikam ve misilleme hareketi arzu etmiyoruz. Buraya eski hesapları araştırmaya gelmedik. Bizim için geçmişte yapılanlar bitmiştir. Clayton yazısının son bölümünde Türk ordusunun girişinden sonraki İzmir sokaklarını ve kentteki hayatın eski yaşam tarzına döndüğünü anlatmış: "Kemal Paşa burada gerçeği ifade ediyor. Türklerin girdiğinden beri gündüz ve gece her saatte bu kentin sokaklarında geziyorum. Hiçbir katliam olayı olmadığına tanıklık ederim. Diğer taraftan yağma ve talan sırasında münferit hadiseler olmuşsa da, herhangi birinin beklediğinin altındadır. "Dört gün süresince genel düzenin yeniden kurulmasıyla, sokaklar yeniden temizlenmiş ve dükkânlar açılmıştır. Limandaki iki Amerikan vapuru kargo indirmekte ve yüklemektedir. İzmir, alışılmış hayata tekrar geri dönmüştür."
Sayfa 57 - Alfa YayıncılıkKitabı okudu
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Berkiyaruk'un, aleyhine olan durumu düzeltmek, bunun için de ilk şart olan sultanlığı tekrar elde etmek üzere Huzistan'dan Bağdad'a doğru giderken uğradığı Vâsıt şehrinin askerleri tarafından yağma ediliş şekli, bu Selçuklu hükümdarının devlet reisi değil, bir çete reisi durumuna düştüğünü gösteriyor. Halkın malı müsadere edilmekle kalmamış evlerinin çatılarına varıncaya kadar yıkılmıştır.
Sayfa 85Kitabı okudu
İbni Kayyim, bunu izah ederek, türbeleri, ölüleri vesile etmeyi, “İmam-ı Masum" veya "Mehdî" fikirlerini reddetmektedir. Bir takım ölülerin dünyevi tasarruflarını kabul etmeyi de, bu tenkide zıt görmekte delill ve işi, şirk'e kadar vardırmaktadır. Bir adam, atasının, hocasının ve büyüklerinin kabrini hürmeten ve onlara dua
Sayfa 613
