Yazarın yüzyıl sonrası için yapmış olduğu nüfus tahminlerinin çoğunun isabetli olması, 1910'a kadar hiçbir salgın dönemini tecrübe etmemesine rağmen önceki küresel salgınları iyi analiz ederek ortaya koyduğu tespitler ve insan doğasını iyi bilmesinden dolayı post modern bir dönemde yaşanacak muhtemel kıyamet senaryosundaki vahşilik ve barbarlık - COVID 19 da yaşanılan yağma ve fırsatçılıklar gibi - kitabın güçlü unsarlarıydı.
Jack London , ister adı realist ister natüralist olsun, kendine özgü yazı dilini oluşturmuş bir yazar. Diğer yapıtlarına göre sönük kalsa da, yaşadığı dönemin koşullarına göre ayağı yere basan bir dünya portresi çizmeyi başarabilmiştir.
(Spoiler alert)
1910 yılında yazılmış bir kıyamet sonrası senaryo için başarılı buldum fakat problem şu ki Jack London gibi bir araştırmacı - genellikle yaşamını anlatan kaynaklar London'ın çok iyi bir araştırmacı olduğunu söyler - bu kitabı sadece geçmişin anılarından bahseden kısa bir öykü yerine, o an karakterlerin yaşamına odaklanıp, öngörülerini daha farklı şekilde bize anlatabilirdi. Salgının başlangıcını anlatırkenki akıcılık, keşke karakterlerin durumunu anlatırken de olsaydı. Teknolojik gelişmeler ve sosyal yaşama dair neredeyse hiçbir gelecek tahmini yapmaması da kitabın başka bir eksiğiydi.