Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
640 syf.
10/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Aslen bir elektrik mühendisi olan, kendisinin yaşadığı kronik hastalıklar sonucunda iyileşme sürecine ruhsal şifalanma yöntemlerini de katan psikoterapist Jacques Martel, duygular ve fiziksel semptomlar arasındaki bağlantıya yönelik araştırmalar yapıyor. Doktorlar, metafizik uzmanları, psikologlarla çalışıyor ve ortaya “Hastalıklar ve Rahatsızlıklar Ansiklopedisi” ( orijinal: Le Grand Dictionnaire des Malaises et des Maladies) çıkıyor. Fizikte ısı ve elektrik akımlarının ölçülme mantığından yola çıkarak, aslen fiziksel bir yapısı olmayan duygu ve düşüncelerin rahatsızlık ve hastalık formunda fiziksel ve ölçülebilir bir reaksiyon verdiğini anlatıyor. Tıbbi bir müdahale gerektiren durumlarda hastalığın verdiği mesajı anlamak ve çözmeye yönelik adımlarda bulunmanı iyileşme sürecini hızlandırdığını kanıtlıyor. “Sahip olduğum tek gerçek güç kendi içimden geliyor ; hayatımın yaratıcısı benim. Ne kadar bilinçli olursam, isabetli değişiklikler yapmam da o kadar mümkün hale geliyor.” Bedenimiz aslında o kadar bilgece iletişim kuruyor ki, semptomları baskılayıp onu susturmaya çalışmak yerine, adeta bir çocuk gibi yaklaşıp onu dinlemeye ve ihtiyaçlarını karşılamaya daha çok özen göstermemiz gerekiyor.
Hastalıklar ve Rahatsızlıklar Ansiklopedisi
Hastalıklar ve Rahatsızlıklar AnsiklopedisiJacques Martel · Pegasus Yayınları · 201816 okunma
Proletarya
Proletarya, esas olarak sanayi işçilerine ve ikincil olarak da diğer ücretlilere atfen kullanılır. Proletarya, herhangi bir üretim aracından mahrum bırakılan ve emek gücünü üretim araçlarının sahibi olan kapitalistlere satmak zorunda olan bir sınıftır. Kapitalist işverenle- rin kendilerine ayırdığı artı-değerden çok daha küçük, az bir geçim ücreti
Sayfa 188Kitabı okudu
Reklam
Farkındalık olmadan gerçek bir sorumluluk olamaz. Batı tıbbı yaklaşımının zayıf yönlerinden biri, hekimi tek otorite kılıp, hastayı çoğu zaman sadece tedavi veya ilaç alıcı konumunda bırakmamızdır. İnsanlar gerçekten sorumlu hale gelme fırsatından yoksun bırakılmaktadır. Hiçbirimiz hastalığa veya ölüme yenik düştüğü müz için suçlanacak değiliz. İçimizden herhangi biri, herhangi bir zamanda buna yenik düşebilir; fakat kendimiz hakkında ne kadar çok şey öğrenebilirsek, pasif kurban olmaya o kadar da ha az meyilli hale geliriz.
Çin hakkında bilmediğiniz 21 Gerçek 🇨🇳 1. 1.4 milyardan fazla insanla Çin dünyanın en kalabalık ülkelerinden biri 2. Çin Seddi aslında uzun bir süre boyunca inşa edilmiş birçok duvardır. 3. Ülkenin her yerinde Çin yemekleri farklıdır. 4. Çinliler kağıt, baskı, barut ve pusula gibi şeyleri icat ettiler. 5. Çin, 2 milyondan fazla askerle en
Kuantum Fiziği
20. yüzyılın başında geliştirilen ve atomlar ve subatomik parçacıklar gibi çok küçük ölçekteki fiziksel sistemlerin davranışlarını açıklamak için kullanılan fiziksel kuramların bir dalıdır. Klasik fizik, bu ölçekte yetersiz kaldığı için, kuantum fiziği bu boşluğu doldurmuştur. Kuantum fiziği, doğanın temel yasalarını anlamamızda devrim yaratan
104 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Senelerdir onlarca senaryoya ilham olmuş bölünen zihin meselesinin tıbbi karşılığı dissosiyatif kimlik bozukluğu. Split (parçalanmış)filmi günümüzde bu rahatsızlığın işlendiği en bilindik sinema örneğidir. Çoklu kişilik bozukluğu halkın oldukça ilgisini çeken bir rahatsızlık. Filmi izleyenler veya bu hastalıkla ilgili en azından herhangi bir dizi/film izleyenleriniz anlayacaktır ki bir insanın 'içinde' birden fazla kişiliği olması hiç de kolay ve alışılagelmiş bir şey değil. Yanık'ın yıllarını verdigi hastalarıyla yasadıkları, filmlerdeki artırılmış kurmacadan cok daha net bir sekilde kitapta gözler önüne seriliyor. Yaşanmadıkça anlaşılmayacak düzeyde farklı bir deneyim olmasından dolayı okurun da seyircinin de son derece merakla yaklaştığı bölünmüş zihinler, gerçek hayatta birçok kişinin muzdarip olduğu bir psikolojik rahatsızlık aslında. Prof. Dr. Medaim Yanık yaklaşık 30 yıldır bölünmüş zihinlerle çalışıyor ve bu alanda uzmanlaşmış durumda. Gördüğü 1000'den fazla hastadan ve beraberinde getirdikleri kişiliklerinden yola çıkarak kurgusal olan bu eseri yazıyor. Saygıdeğer hoca iyi ki gördüğü hastalardan aldıklarını kişileştirmiş ve bu kitabı yazmış. Günlük yaşantınızda zihninizin içindeki düşünceler bile bazen insana bunaltıcı geliyorken kafanızın içinde, zaman zaman da sizin yerinize geçebilen, bir veya birden fazla kişiyi taşımak ne denli ağır olur bir hayal etsenize... Alanında bu kadar uzman bir hocadan alabileceğimiz çok şey barındırıyor eser içinde, okunmalı şiddetle tavsiyemdir.
Terapistin Bir Günü Bölünmüş Zihinlerle
Terapistin Bir Günü Bölünmüş ZihinlerleMedaim Yanık · Erdem Yayınları · 202324 okunma
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
Mihail Bulgakov'un "Genç Bir Doktorun Anıları", Sovyet Rusya'nın tıbbi ve toplumsal manzarasını ustaca çizen etkileyici bir eser. Kitap, genç bir doktorun kişisel ve mesleki gelişimini, zorlu tıp eğitimini ve gerçek hayat uygulamalarını anlatırken, aynı zamanda o dönemin siyasi baskılarını ve toplumsal çalkantılarını da yansıtıyor.Bulgakov’un kendi deneyimlerinden esinlenerek yazdığı bu romanda, karakterler arasındaki karmaşık ilişkileri ve etik zorlukları ustaca işliyor. Okuyucular, doktorun içsel çatışmalarını ve sistemin sınırlarını zorlamasını izlerken derinlemesine düşünmeye teşvik ediliyor. Yazarın akıcı ve betimleyici dili, okuyucuyu hikayenin içine çekerken, tarihi detaylar ve atmosferin canlı tasviri, Sovyet Rusya'nın gerçekçi bir portresini sunuyor. "Genç Bir Doktorun Anıları", sadece tıp ve tarih meraklıları için değil, aynı zamanda insan doğası ve adalet kavramlarıyla ilgilenen herkes için etkileyici bir okuma sunuyor.
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun AnılarıMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201524,7bin okunma
Cinsel devrim olarak adlandırılan hareket zirvedeyken, (genelde istenen kişiyle istendiği kadar cinsel ilişki anlamına gelen) özgür aşk meselesi kadınları istenmeyen gebelik sorunuyla yüz yüze getirdi. Özgür aşk meselesinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için, kadınların Öncelikle güvenli, etkili doğum kontrol yöntemlerine ve kürtaja ihtiyaçları vardı. Sınıfsal imtiyaza sahip beyaz kadınlar bireysel olarak genellikle bu güvenliği sağlayabiliyorken pek çok kadının böyle bir olanağı yoktu. Genellikle sınıfsal ayrıcalığa sahip kadınlar da istenmeyen gebelik durumundan fazlasıyla utandıkları için güvenli tıbbi bakım haklarını kullanmıyorlardı. 6ofların sonlarında ve 70'lerin başlarında kürtaj hakkı için ortalığı ayağa kaldıran kadınlar, yasal olmayan yollarla gerçekleştirilen kürtaj trajedilerini ve istenmeyen gebeliklerin sonucu olarak zorla yapılan evliliklerin yarattığı ıstırabı görmüşlerdi. Birçoğumuz, yaşamları planlanmamış ve istenmeyen gebeliklerle altüst olan yetenekli, yaratıcı kadınların çocuklarıydık. Annelerimizin, hayattaki yazgılarına karşı duydukları kızgınlığa, hayal kırıklığına ve acıya tanık olduk. Kadın ve erkekler için gerçek cinsel özgürleşmenin, daha iyi ve güvenli doğum kontrol yöntemleri, güvenli ve yasal kürtaj hakkı olmadan gerçekleşemeyeceğinden emindik.
bgst yayınları
Her ne kadar tıbbi olarak kayıtlara geçmese de bir zamanlar insanlar bibliyomaniden ciddi anlamda korkuyordu. Kimi koleksiyoncular kitapları Avrupa’nın edebiyat mirasını korumak ve sürdürmek için satın alırken kimileri de bunu yalnızca refah ve güç gösterisi olarak yapıyor. Zira o dönemde kitap imalatı kâğıt kesiminden ciltlemeye oldukça hassas ve emek isteyen bir zanaat olduğu için kitaplar oldukça değerliydi. Bu durumun ciddiyetini anlatan, bibliyomaniyle ilgili kurgusal ya da gerçek olaylara dayanarak yazılmış birçok metin var. Ancak bunların en meşhur ve en tuhaf olanı, İngiliz din adamı Thomas Frognall Dibdin tarafından yazılan Bibliomania; or Book Madness (1809) adlı bir kitap. Dibdin’e göre “kitap vebası” 1789’da Paris ve Londra’da en yüksek seviyeye ulaşmıştı. Kitabında bibliyomaniyi gerçek bir hastalık izlenimi uyandıracak şekilde tıbbi terimler kullanarak anlatıyordu. Frognall Dibdin aynı zamanda kitap tutkunlarının olduğu ve bibliyomaninin yayılmasını sağlayan bir kulüp de kurmuştu. İronik olarak bu kitap, kitap tutkunları arasında oldukça popülerdi. Dibdin, bibliyomaninin tedavisinin kitapların ticarileşmesiyle geleceğine inanıyordu. Nitekim tahmini doğru çıktı. Zaman geçtikçe gelişen ve makineleşen basın yayın teknolojileriyle beraber insanlardaki biriktirme, koleksiyon yapma ve saklama isteğinin yoğunluğu azaldı. Ancak bibliyomanlar hiçbir zaman tamamen ortadan kaybolmadı.
128 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Aklı Başında Her İnsan Biraz "Deli"dir
Not: Bu inceleme, bir incelemeden çok daha fazlasıdır. Yazım uzun olduğu için ve anlaşılma kolaylığı sağlamak adına sekiz bölüme ayırdım ve böylece daha ilgi çekici olduğunu düşündüğünüz yerlere gidip okuyabilirsiniz: – Giriş – Kitapla İlgili Düşüncelerim – Nietzsche'nin Ailesinin Sağlık Geçmişi – Nietzsche'nin Sağlık Geçmişi – Turin
Nietzsche Neden Delirdi?
Nietzsche Neden Delirdi?Ayşe Şirin Çakmakçı · Scala Yayıncılık · 20242 okunma
Reklam
Tıbbı Gerçek
Beyindeki sinir hücreleri fazla hareketlendiğinde, kontrolsüz, gelişigüzel gibi görünen sinyâller verirler. Bu sinyallerin sonucunda garip duygular hissedilebilir, farklı hareketlerde bulunabilir; hatta psişik anomaliler olabilir. Bu gibi olaylara genelde nöbet denir.
Tıbbi ilaçların kullanılmasındaki amaç hastalığı yok etmek olabilir. Ancak tıp tarihi acımasızca göstermektedir ki, sentetik maddeleri, vücuda almak bagışıklık sistemi, dolaşım sistemi, solunum sistemi ve hormonal sistem gibi sistemlerin işlevine bilinçsizce müdahale etmek akıllıca bir iş değildir. Organlarda sistemlerde ve hücrelerde, her saniye aklın alamayacağı kadar karmaşık, muhteşem ve sonsuz işlemi kontrol etmeye hiçbir insanın aklı ve gücü yetmez. Böyle bir müdahale gerekli de değildir çünkü bu işlemleri kontrol eden, hiç bir hata yapmayan, kusursuz karar veren ve insanın yaptığı hataları en az zararla bertaraf eden muazzam bir Bağışıklık sistemi vardır.
Amerikada her yıl yaklaşık 250.000 kişi tıbbi hatalar yüzünden ölmektedir. Bunlardan 127 bini hastanede, yanlış ilaç verildiğinden veya ilaçların yan tesirleri yüzünden ölmektedir. İlaçların yan tesirlerinden ötürü hastane dışında ölenlere ait istatistik yoktur. Ancak onların sayısı mutlaka daha yüksektir. İlaçların yan tesirinden ötürü hastalananlar ile ilgili de istatistik yoktur. Ancak tecrübeler gösteriyor ki ilaçlar tüm hastalıkların temelinde yer almaktadır.
262 syf.
9/10 puan verdi
OKUDUM - BİTTİ KİTAP ADI: KARISINI ŞAPKA SANAN ADAM YAZAR ADI: OLIVER SACKS SAYFA SAYISI: 270
Karısını Şapka Sanan Adam
Karısını Şapka Sanan AdamOliver Sacks · Yapı Kredi Yayınları · 20204,568 okunma
Katharine ve Margaret (Doğum kontrol hapı)
1921 yılında New York'ta, kırk yaşında iki kadın oturup birbirlerini izliyorlardı. Margaret Sanger ve Katharine Dexter McCormick, değişik Amerikalılardı, yüzyılın ilerleyen dönemlerinde kadınların hayatlarını değiştirmek için herhangi bir Amerikalı ya da Avrupalı siyasetçiden çok daha fazlasını yapacaklardı. Amaçları, kadınların kendi
Sayfa 501 - Yakamoz KitapKitabı okudu
961 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.