Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Fikir öfkesine saygı duyarız. Ama, öfke fikre bağlılığını yitirdi mi, ondan tiksinti veren bir başka şey daha yoktur.
Sayfa 197Kitabı okudu
"Bugün artık sadece şu duyguların çekim gücü kaldı: nefret, tiksinti, alerji, iğrenme, hayal kırıklığı, bulantı, antipati, bıkkınlık. Artık insanlar neyi istediklerini bilmiyor. Neyi istemediklerinden daha eminler. Günümüzün süreçleri ret, soğukluk, sevgisizlik, alerji duygusu. Nefret de bu tepkisel boşalmaya, içindekini dışa atmaya yönelik paradigmanın bir parçası: reddediyorum, istemiyorum, uzlaşmıyorum."
Reklam
tiksinti
"Tiksinti öylesine güven vericidir ki; ahlaki bir kanıt gibi gelir. Tiksintiyle sabitlenmiş bir ahlaki düşünceden vazgeçmek zordur. Bütün bir doğru-yanlış değerlendirmemizi sarsmadan bunu yapamayız; sanki bütün binayı destekleyen bir kolonu yıkıyormuşuz gibi."
416 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Tess Gerritsen, adli tıp üzerine kurulu öyküleriyle bana Robin Cook'u hatırlatan bence iyi bir yazar. Ancak yazarın kitapları kesinlikle ve kesinlikle Martı Yayınevi dışındaki yayıncılardan takip edilmeli. Muhafazakar görüşlerine sonuna kadar saygı duysam da kendilerinden en azından kilisede geçen kitaplar yayınlamamalarını rica ediyorum. Zira bir rahibenin "tövbe tövbe der gibi başını sallaması", "sunağın önündeki cesedin secde eder gibi yatıyor olması" gerçekten tiksinti verici. Yine aynı şekilde küfürlerin o..çocuğu, ağzına ...tığımın herifi diye sansürlenmesi ile tam bir rezalet. Utanıyorsanız basmayın arkadaşım.
Günahkâr
GünahkârTess Gerritsen · Martı Yayınları · 20126,5bin okunma
Burada da bir taraftan toplumun gerçek, insana tiksinti veren sefaletini, öte yandan daha iğrenç olan uydurma sefaleti görüyordu.
Sayfa 57
siddhartha ormanda yürüyordu, hayli uzaklaşmıştı kentten, bildiği tek şey varsa o da artık geri dönemeyeceğiydi, pek çok yıldan beri sürdüğü yaşam geçmişte kalmış, tiksinti verecek kadar tadı çıkarılıp sömürülmüştü. düşünde gördüğü şakıyan kuş ölmüştü artık. gönlündeki kuş ölmüştü. sansara'nın iyice gömülmüştü içine, tiksinti ve ölümü dört bir yandan soğurup içine almıştı, bir süngerin suyu, sonuna kadar içine çekmesi gibi tıpkı. bıkkınlıkla, perişanlıkla ve ölümle dolup taşıyordu, onu cezbedecek, onu sevindirip avutacak hiçbir şey dünyada yoktu artık.
Reklam
İşte yaşam bu! dedi. Görüyor musun insanları nasıl birbirlerine karşı kışkırtmışlar,budalalık ve korku sayesinde onları kör etmişler,ellerini,ayaklarını bağlamışlardır. Onlara zulmediyorlar,ter döktürüyorlar,eziyorlar,birini öbürünün eliyle vurduruyorlar. Onları tüfek , cop , kaldırım taşı haline getirmişler,sonra da : BU DEVLETTİR! diyorlar. Bu bir cinayet,ana! Milyonlarca insanın öldürülmesi , ruhların katili.. Anlıyor musun ? Ruhu öldürüyorlar. Bizlerle onları arasındaki farkı görüyorsun: Bizden biri bir insana vurdu mu , utanıyor , acı çekiyor,özellikle tiksinti duyuyor! Oysa ötekiler , acımadan , kılları kıpırdamadan, rahatlıkla binlerce kişi öldürüyorlar,zevkle öldürüyorlar! Kendilerini insanlara egemen kılma olanağını sağlayan parayı , altını önemsiz kağıt parçalarını, bir sürü ıvırzıvırı korumak için boğuyorlar. Düşün bir kez : kendilerini savunmak,korunmak için değil , varlık aşkına yapıyorlar. İçerden değil , dışardan sakınıyorlar.
Sayfa 136Kitabı okudu
'' ... Konuştukları şeylerden biri yalnızlık gereksinimiydi. Bu mantıklı geliyordu bana. Bu gereksinim. Yani, masada oturmuş kitap okurken biri gelip masama oturduğunda rahatsızlık duyardım. Neden yanıma oturuyorsun? Etrafıma bakındığımda başka boş masalar görür gerçekten tiksinti duyardım. İnsan kardeşlerimi sevmem gerektiğini biliyorum, ama sevmem. Onlardan nefret de etmem; haz etmem genellikle, etrafımda olmasınlar yeter. Yalnızken kendimi daha iyi hissederim. Tapardım yalnızlığa. Hala öyle. Yalnızken artarım. İnsanlar beni eksiltir. Özellikle erkekler, özgünlükten o kadar uzaklar ki. Kadınlar, bazen, yararlıdır. Aynı zamanda gülünç ve trajiktirler. Fakat onlarla çok fazla saat ve gün geçirmek deliliğe yol açabilir. ''
Sayfa 161
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.