Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Fantazmagorinin işlevi, birinci planda yüceltici bir işlev gibidir: bu doğrultuda olmak üzere, dünya sergileri malların değişim değerini, bunların değerlerinin saptanışındaki soyutluğu aşırı göz kamaştırıcı kılarak yüceltir; koleksiyoncu, nesneleri onları mal olma özyapılarından sıyırarak yüceltir; pasajlarda ise “yüzyıl, yeni teknik olanakları yeni bir toplumsal düzenle karşılayamadığından”, demir konstrüksiyon ve cam mimari yüceltilir.
Sayfa 25
Burjuvazi ve proletarya, her ikisi de, ekonomik koşulların, daha doğrusu üretim tarzının dönüşümü sonucu oluşmuşlardı. Bu dönüşüm, ilkin lonca tezgahından manüfaktüre, manüfaktürden de makineler kullanan, su buharı ile işleyen ve bu iki sınıfı geliştirmiş olan geniş-ölçekli sanayiye geçiştir. Bu gelişmenin belli bir aşamasında, burjuvazi tarafından harekete geçirilen yeni üretici güçler -en başta işbölümü ve pek çok sayı da dağınık işçilerin bir tek manüfaktür içinde biraraya toplanmaları- bu güçler tarafından yaratılan değişim koşulları ve gerek­sinmeler, tarihten gelen ve yasaların onayladığı mevcut üre­tim düzeniyle, yani feodal toplumsal düzenin lonca ayrıcalık­larıyla ve sayısız kişisel ve yerel (ayrıcalıklı olmayan kat­manlar için de o ölçüde engel meydana getiren) ayrıcalıklar­la bağdaşmaz duruma geldiler. Burjuvazi tarafından temsil edilen üretici güçler feodal toprak sahipleri ve lonca ustaları tarafından temsil edilen üretim düzenine karşı ayaklandılar.
Reklam
Toplumsal Değişim ve Cinsel Davranış
Cinsel olarak daha aktif kızlar, kendilerinden “yararlanmaya” çalışan erkekler ve diğer kızlar tarafından kötüleniyorlardı. Nasıl ki kızların toplumsal şöhreti cinsel kurlara direnip onları kontrol etme yeteneklerine dayalıysa, erkeklerinki de elde ettikleri cinsel zaferlere bağlıydı.
Erectus, "işbirliğinin ve eylem konusunda toplumsal eşgüdümün, türün hayatta kalma stratejisi açısından merkezi bir önem taşıdığı bir toplum"da yaşıyordu. Erectus, dilden yoksun olmakla birlikte, gene de yavaş yavaş öykünmeye dayalı bir kültür geliştiriyordu: Amaçlı öykünü ve taklit, yüz ifadesi, seslerin, hareketlerin taklidi, vb. Donald, bunun nitel bir değişim olduğunu söyler; çünkü bu değişim, amaçlılığa, yaratıcılığa, referansa, eşgüdüme ve belki de hepsinden önemlisi, pedagojiye, gençlerin kültürle uyumlu kılınmasına olanak sağlıyordu. Son derece önemli bir değişim olmasının bir nedeni de, zihinlerin/bireylerin artık yalnız olmamalarıydı. "Son derece gelişkin hayvanların, söz gelimi maymunların bile, dünyaya tekbenci yaklaşmaktan başka seçenekleri yoktur, çünkü fikirleri ve düşünceleri ayrıntılı olarak paylaşamazlar. Her maymun, yalnızca kendisi için öğrendiğini öğrenir. Her kuşak her şeye baştan başlar, çünkü yaşlılar birikimleri beyinlerinde sonsuza dek kapalı kalarak ölürler ( ... ) Yalnız bir zihin için kestirme yollar yoktur.
Sayfa 57 - pdf
"Sürdürülebilir toplumsal değişim, öğretmenin gücüyle öğrencinin zihninde ve kalbinde hayat bulur ve gelişir.."
Sayfa 24 - Final Kültür Sanat
Toplumsal değişim asla düzenli bir tempoda gitmez…
Sayfa 28 - YKY
Reklam
bütün sermaye, bütün üretim ve bütün değişim ulusun ellerinde yoğunlaştığında,özel mülkiyet kendiliğinden ortadan kalkacak, para gereksiz olacak, ve üretim o denli artmış ve insanlar o denli değişmiş olacaklardır ki, eski toplumsal ilişkilerin son biçimleri de yok olabilecektir.
Bu ülkede toplumsal bir değişim yaratmaya çalışmak kellenizin gitmesine sebep olmuştur daima.
Sayfa 48 - düşbaz
Gerçekten de, başarının kanıtı, tepeden tırnağa değişen bir toplumsal dokuda yatar.Bu değişimin olağanüstü önemi, istenmiş, talep edilmiş, gerekli görülmüş olmasıdır. Bu değişim ihtiyacı sömürgeleştirilmiş erkek ve kadınların yaşamlarında ve bilinçlerinde hem, taşkın ve zorlayıcı bir halde mevcuttur. Ama böyle bir değişim olası ligi başka bir erkek ve kadın "türü"nün, yani sömürgecilerin bilincinde dehşet verici bir gelecek biçiminde yaşanır.
Çetin Özek'e göre de "hümanizmacı, eğitimci, yasacı toplumsal dayanakları bulunmayan önerilerle laiklik ve Batıcılık amaçlarının gerçekleştirilebileceği sanısı" bir yanılgıydı. Yarı feodal yapı kırılmadan, köy ekonomisi sisteminden çıkılmadan, sanayileşme sorunu çözülmeden, laikleşme gerçekleştirilemezdi. "Laiklik Batı'da belirli bir iradenin, bir yasal düzenlemenin ürünü olmayıp, belirli bir toplumsal değişimin kendiliğinden gerçekleşen verisidir. Aynı gelişim tablosunu göstermeyen toplumumuzda, toplumsal değişim yöntemleri ve amaçları sağlıklı bir biçimde saptanmaksızın, laikleşerek gelişimi sağlamak yönelişi, neden-sonuç bağlantısını tersine çevirmek anlamına gelmiş" ve sonuçta da başarısız olmuştur.¹
Sayfa 128 - Yenigün Haber Ajansı "Konferans VI: Laikleş(tir)me"Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.