Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yüzlerindeki kırışıklıklar güneş ışığı ve çamurla dolmuş, gülümsediklerinde bomboş kalmış ağızlarında bir iki diş kalmış adamlar sık sık ağlasalar da bu çok mutsuz olduklarından değildi. Bazen çok mutlu ve huzurlu olduklarında bile ağlıyorlardı. Elleri tozlu yollar gibi kirli ve kaba sabaydı
Taşra sessizliği diye bir şey var, bu sessizliğin içinde tozlu yollar, yıkık dökük ama bir kenarı çiçekli evler ve güneş dolanır sadece. Zaman şehirdeki gibi hızlı akmaz Anadolu’da, yollarda sürünür saatler, saat bir mi, iki mi, üç mü kimsenin işi değildir. Vakit aheste akar.
Reklam
Bizi biz yapan şey. Bu çocuklar, bu dağlar, bu tozlu yollar , bu kanaat sahibi sessiz, onurlu insanlar.
Sık sık ağlasalar da, bu, çok mutsuz olduklarından değildi. Bazen çok mutlu ve huzurlu olduklarında bile ağlıyorlardı. Elleri tozlu yollar gibi kirli ve kaba sabaydı. Gözlerindeki yaşları silmek için ellerini havaya kaldırmaları, üstlerindeki çamuru temizlemek kadar doğal bir hareketti.
Sayfa 41
Çünkü bu hayata çalıştım ben, yüzüme, her şeyime Bakışlarımda bir anlam varsa bana aittir Ellerim bütün bedenim bana aittir Tanıştığım güneş, yıkandığım ırmaklar Derin ve tozlu yollar Öptüğüm dudaklar bana aittir Bu dünyayı kendi gözlerimle görmeyi öğrendim sonunda Gözlerim bana aittir
"Günümüzde bir Hellen ya da Barbar, yüküyle ya da yüksüz kendi memleketinden başka bir memlekete gidermiş gibi istediği yere sorunsuz seyahat edebiliyor. Artık onu ne Kilikia Kapıları ne Arapların ülkesinden Mısır'a giden tozlu dar yollar, ne geçit vermeyen dağlar, geniş akarsular ya da vahşi barbar kabileleri korkutabiliyor. Siz tüm dünyayı ölçtünüz, nehirler üzerine birbirinden farklı köprüler inşa ettiniz, yol yapmak için dağları deldiniz, ıssız diyarlarda posta istasyonları kurdunuz ve her yere medeni ve düzenli bir hayat biçimi getirdiniz." -Aristeides (Roma yolları üzerine)
Sayfa 349 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
nereliyim acaba? bunu kendime sorar bir cevap bulamam. coğrafyaya mekana dair bir bağlanma bir aidiyet duygusu yok bende.zihnimi eşiyor hafızamı yokluyorum.hep yollar kıvrılıp giden tozlu yollar..
Anadolu’nun saati güneştir. Güneş kimsesiz, taşlı yolların üzerinden, gece boyunca sarındığı yün yorganını çekerek uyandırır köylüyü. Onları tarlaya doğru çeker, işe doğru, eziyete doğru çeker. Yolları boş bırakır, meydan güneşe kalır. Taşra sessizliği diye bir şey var, bu sessizliğin içinde tozlu yollar, yıkık dökük ama bir kenarı çiçekli evler ve güneş dolanır sadece. Zaman şehirdeki gibi hızlı akmaz Anadolu’da, yollarda sürünür saatler, saat bir mi, iki mi, üç mü kimsenin işi değildir. Vakit aheste akar. Günlerin geçtiği, ayların değiştiği sadece mahsullerden, yılların geçişi de yüzlerden anlaşılır. Zaman yürür ve insanların yüzleri kırışıklıklarla dolar.
Sayfa 102Kitabı okudu
Taşra sessizliği diye bir şey var, bu sessizliğin içinde tozlu yollar, yıkık dökük ama bir kenarı çiçekli evler ve güneş dolanır sadece.
Sayfa 103 - Doğan KitapKitabı okudu
376 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.