Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğba Küçan

Tuğba Küçan
@tugbaakucann
“Fazla fedakarlık, fazla vefasızlık getirir.”
Şeker Portakalı
Şeker Portakalı
İstanbul Medipol Üniversitesi
Giresun
10 okur puanı
Ağustos 2021 tarihinde katıldı
“çünkü şu dünyada, dillerde gezmekten daha kötü bir şey varsa o da dillerde gezmemektir.”
Reklam
“En acı ve kırıcı olan şey, bu hayatın acılara karşılık olarak mükafatla sona ermemesi.”
Acıyı küçümsersiniz, ama parmağınızı kapıya sıkıştırdığınız vakit en yüksek perdeden inlersiniz!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Hayatın yükü altında ezilebilir, ondan nefret edebilirsiniz, ama onu küçümseyemezsiniz.”
“Başkaları istiyor diye kendi tutkusunu, kendi gereksinimini dikkate almadan, para, onur ve başka şeyler uğruna kendini yiyip bitiren insan her zaman budalanın biridir.”
Reklam
“Keşke insanlar geçip giden şimdiyi yaşamak yerine, geçmişte kalan bir sıkıntının hatıralarını anımsamak için hayal gücünü bu kadar zorlamasalar.”
“İnsanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi; kahramanlarını kendi seçer, ne kadar uyandırıcı bir çabaya girerlerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirirdi; talihin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi.”
“Ölmekten çok daha zordu bu ölüm saatini bekleyiş.”
“Ruhu zaten ölmüştü, geriye bir tek bedenini öldürmesi kalmıştı.”
Reklam
“Bir yanda doğru vardı, diğer yanda doğru olmayan vardı ve tüm dünyaya karşı gelip doğruya inancını yitirmiyorsan deli değildin.”
Sayfa 226
En iyi kitaplar zaten bildiğin şeyleri sana söyleyenlerdir.
Sayfa 209
“Ne söylediğinin ya da yaptığının bir önemi yok; duygular önemli sadece. Beni seni sevmekten vazgeçirirlerse , asıl ihanet bu olur.”
Sayfa 175
“İnsan dediğin şey değişmediği müddetçe ölüm ve yaşam aynı şeydir.”
Sayfa 142
“Küçük kurallara uyarsan büyükleri ihlal edebilirdin.”
Sayfa 135
“Bilinçlenene kadar asla başkaldırmayacaklar, başkaldırmadıkça asla bilinçlenmeyecekler”
Sayfa 76
Reklam
Bütün kayıtlar aynı masalı anlatırsa o zaman yalan tarihe geçecek ve hakikate dönüşecekti
“Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.”
Ölüm ruhumuzu ne hale getirecek? Onu nasıl şekillendirecek? Ondan ne alıp ne verecek? Onu nereye yerleştirecek? Bazen dünyaya bakıp ağlaması için etten gözler bahşedecek mi?
İnsan içinde bulunduğu umutsuz koşullarda bazen bir zinciri bir saç teliyle koparabileceğini sanır.
“İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkûmdurlar.”
Reklam
Yarınlar ne kadar karanlıksa, yarından ötesi o kadar aydınlıktı.
Tutkulu, coşkulu, duygularına çabuk kapılan bir insanım ben ufak tefek, ya da büyük delilikler, saçmalıklar yapabilecek bir tabiatım var; yaptıklarımdan az ya da çok pişman oluyorum daha sonra. Kimi kez, sabırla beklemek daha yerinde olacakken, aklıma geleni anında yapıyor ya da söylüyorum. Başkaları da aynı yanlışlıkları yaparlar kimi kez sanıyorum. Hal böyleyken, yapılacak ne var? Kendimi, tehlikeli, hiçbir işe yaramaz biri gibi mi görmem gerekir? Sanmıyorum.
Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de hiç bir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.