Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1940'ların Sonları ve Atsız: 1948 sonlarında Atsız, Yeni Sabah gazetesine yazılar da yazmıştır. 03 Ocak 1949'da İsmail Hakkı Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta şöyle diyor: ( Bu mektup, Hacaloğlu'nun Atsız'ın Mektupları kitabında yoktur.) "Ben 15 aydır Yeni Sabah gazetesine yazı yazıyorum. Haftada bir yazı koyuyor ve
Bir gün sonra Gençlik ve Spor Bayramı'dır. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, bayram konuşmasının bir bölümünü ırkçılık-Turancılık konusuna ayırır: "Turancılar, Türk Milletini bütün komşularıyla onulmaz bir surette derhal düşman yapmak için birebir tılsımı bulmuşlardır. Bu kadar şuursuz ve vicdansız fesatçıların tezvirlerine Türk Milletinin
Reklam
Filistin Direnişi ve Hacı Emin El - Hüseyini
Müftü Mısır'a döner dönmez Kudüs'le temas kurup direnişin tekrar başlaması doğrultusunda direktifler verir. Bu arada Kahire de Filistin Arap devletini kurar (1948) Bu emrivaki ingilizlerden önce başta Ürdün olmak üzere tüm Arap devletlerinin tepkisini çeker (Müftünün Filistin Devleti Arap Ligi tarafından 1952'de feshedilir.)
Sayfa 217 - Yeni Şafak
4 Ağustos 1996
Enver Paşa'nın kutlu bedeni zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in özel gayretleri ile ailesinin de izni alınarak İstanbul'a getirildi. Büyük bir törenle Hürriyet-i Ebediye tepesindeki şehitliğe nakledildi.
Sayfa 268 - EFSUS YAYINLARIKitabı okudu
Böyle biline!
"Allah'a yemin ederiz ki son nefesimize kadar vatanımızı koruyacağız."
Sayfa 245 - EFSUS YAYINLARIKitabı okudu
Bakü Harekatı(15 Eylül 1918)
Azerbaycan'a çok miktarda silah ve cephane gönderdim. Genç İttihatçı zabitlere de buyruk verdim. Azerbaycan'a gidin, oranın uyruğuna girin. Asker yetiştirin. Ordu kurun ve Azerbaycan'ı savunun.
Sayfa 211 - EFSUS YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Çanakkale Geçilmez!!!
Türk topçusu etkili atışlarla vurdu düşman gemilerini. Koca koca gemiler gömüldü Boğaz'a. Yenildiler ve kaçtılar. Boğaz'ı geçememişlerdi. Büyük bir zafer kazanmıştık.
Sayfa 198 - EFSUS YAYINLARIKitabı okudu
Satuk Buğra Han
Türkistan'da zevkle okunan "Satuk Buğra Han tezkiresi" Buğra Han'ın islâmiyeti ve haleflerini tarihe yakın bir şekilde anlatır. Menkibeye göre: "Allah'ın Resûlü Muhammed Mi'râca çıktığı gece peygamberler arasında tanımadığı bir kimseyi görmüș ve Cebrâil'e hangi peygamber olduğunu sormuș. Cebrâil onun peygamber değil, 333 yıl sonra, Türkistan'ı dininize sokacak Satuk Buğra Han'ın rûhu olduğu cevabını vermiș. Hazret-i Peygamber sonsuz bir sevinç içinde yere inmiş ve Türkler arasında dinini neşredecek olan Buğra Han'a dua etmiş; eshâbı da onu görmek istemiș. Hazret-i Muhammed arzularını kabul edince başlarında Türk kulâhı ve silâhlı kırk atlı selâm vererek yaklaşmış. Bunlar Buğra Han ve arkadaşlarının ruhları imiş.
Burada bir vaka zikredeceğim: Umumi harp başlamıştı. Cepheye sevk olunmazdan evvel ihtiyat zabit namzetleri talimgahının son devresinde muallim takım zabiti idim. Devre nihayetinde takımımda bulunan efendilerin derecei ehliyetlerine nazaran rütbelerini gösterir listeyi tanzim ederek bölük kumandanına vermiştim. Hararetli bir Türk Ocağı mensubu olan bölük kumandanı listeye bir göz gezdirdikten sonra hiddetle listeyi masanın üzerine attı ve bana "bu nasıl liste, Arabı, Çerkesi, Kürdü A sınıfına yazmışsın" dedi. A sınıfı alüyyülalâ derecede zabit namzedi demekti. Bugün millet meclisinizde aza olan bölük kumandanının noktai nazarınca bir adamın künyesinde Halep, Şam, Harput veya Diyarbekir'in... bulunması iyi numara almasına bile mani teşkil eylemeliydi. O tarihte Nuri Paşa ordusuyla Bakô(Bakü)'da bulunuyordum. Ordu menzil karargâh kumandanı idim. Karargâh tabldotunda her gün 30-40 zabit bulunuyordu. Türk Ocaklarında terbiye almış olan birçok zabitlerden defalarca aynen şu sözleri işittim: "Gelirken ZU'leri bitirdik, dönüşte nöbet LO'lerindir." Zo ile Ermenileri, LO ile Kürtleri kastediyorlardı. Osmanlılık ve hilafet devirlerinin "Gavura bakınca Kürt müslümandır" darb-ı mesali mana ve mefhum ifadesinde zaafe uğramıştı. Şimdi aranılan ne gâvur ne de müslümandı. Devrin aradığı Atilla, Cengiz ve Timur'un ahfadı idi. Birçok milletler arasında eskiden beri dolaşan KAVMİ NECİP tabiri artık Türklüğe hasıl ve tahsis edilmişti. Harbin beklenilen neticeyi vermemesi üzerine İttihat ve Terakki'nin, esasen başa çıkmamağa mahkum olan Yeni Turan planı kendiliğinden akim kaldı.
Sayfa 20
Birisi tehcir mi demişti... Kışın ortasında yüzbinlerce insan sürgün edildi
İttihat ve Terakki hükümetinin Yeni Turan planını umumi şekilde ve muhtasaran zikrettikten sonra, planın Kürtlere ait kısmını takiben ilerliyelim. Bu plana nazaran Kürtler taktil değil temsil kısmına dahil olan milletler meyanında idiler. Kürt unsuru, Yeni Turan, güzel ülkeye giden yolun üzerinde yaşayan bir millettir. Türkleştirilmeleri mühim, belki müstacel ve her halde derecei vücutta idi. Kürtlerin temsiline bir de kanun yapıldı. Zamanın bedbaht padişahı Sultan Reşat'a da tasdik ettirildi. Mezkur kanunda vilayeti şarkiye ismiyle yad olunan Kürdistan'da sakin olan halk yani Kürtler o araziden kaldırılarak garbe yani Türk vilayetlerine nakil ve ahali kısmı mahalli nüfusun %5 ini tecavüz etmiyecek surette Türk köylerine tevzi, beyler, ağalar ve şeyhler ise derece-i ehemmiyetlerine göre vilayet, liva ve kaza merkezlerine iskan olunacaklardı. Ahalinin bey, ağa ve meşayih ile münasebeti tamamıyla kesilecekti. Bu suretle Kürtlerden tahliye edilecek olan Kürdistan'a da şuradan buradan getirilecek olan sözde Türkler yerleştirilecekti. Bir iki batın sonra Türkler arasında ve onlara karışarak lisan ve adetlerini kaybedecek olan Kürt muhacirleri de sözde türkleştirilecekti.
Sayfa 19
Reklam
Çağdaş edebiyatımızın birçok önemli simaları, eski ve uzak uygarlıkların şiirlerinden çeviriler yapmışlardır: Orhan Veli Kanık, Asaf Halet Çelebi, Oktay Rifat, Sabahattin Eyuboğlu, Can Yücel, Ülkü Tamer, A. Turan Oflazoğlu, Cemal Süreya, A. Kadir ve Azra Erhat, Selahattin Batu, Tahsin Yücel, Said Maden... Çeviri sanatındaki ustalıklarıyla tanınmış olan Said Maden, Cevat Çapan, A. Sami Akalın, Bülent Ecevit, Rüştü Şardağ, İsmet Zeki Eyuboğlu, Gürkal Aylan, Yekta Ataman, Mustafa Canpolat, Sami Ferliel, Musa Baran ve başkaları bu alanda Türk şiirine büyük yararlar sağladılar. İsmail Hikmet Ertaylan, Samim Sinanoğlu, Nihad Çetin, Muhaddere N. Özerdim, Ali Nihat Tarlan ve Cemil Meriç'in kitapları ya da makaleleri bu edebiyatların tarihini ve geniş estetik çerçevesini verdi bizlere. Kitaplarıyla en değerli katkıları yapanlar, çin ve japon şiirinde A. Sami Akalın, Homeros'tan çevirileriyle A. Kadir ve Azra Erhat, Hint edebiyatı tarihiyle Cemil Meriç, Yunan ve Latin antologyalarıyla Oktay Rifat, Latin ozanlarından çevirdiği kitaplarıyla İsmet Zeki Eyuboğlu, Yunan trajedi yazarlarından çevirileriyle Sabahattin Eyuboğlu ve Güngör Dilmen, Sappho kitabıyla Cevat Çapan ve kapsamlı antolojileriyle Said Maden olmuştur.
Birinci Arap İsrail savaşında yaşananlar
Dört bir taraftan Filistin'e giren Arap birlikleri eksiklerine rağmen ilk başlarda önemli ilerlemeler sağlarlar. Ama liderlerin isteksizliği kısa sürede kendini gösterir. Siyonistlerin en fazla çekindikleri Glup Paşa komutasındaki Arap lejyonunun çatışmalara müdahil olmak istemeyişi Kudüs'ün savunmasını tehlikeye sokar. Yeni şehir diye tabir edilen bölgedeki tüm Arap mahalleleri Siyonistlerin eline geçer. Arap lejyonunun şehre girmemesi durumunda Kudüs'ün tamamını düşmesi an meselesidir. Böyle bir sonucu düşünmek dahi istemeyen; Arap Birliği Genel Sekreteri Abdurrahman Azzam Paşa; toplantıya katılan tüm yöneticilerin gözleri önünde Irak Kral naibi ve Abdullah'ın yeğeni Prens Abdullah'a dönerek "Eğer Kudüs düşerse, dar ağacında sallanma pahasına bütün dünyaya Haşimilerin hain olduklarını açıklarım" demekten kendini alamaz.
Sayfa 181 - Yeni Şafak
Rusya'dan İstanbul'a gelen Hüseyinzade Ali Bey, Tıbbıye'de Türkçülük esaslarını anlatıyordu. Turan ismindeki şiiri, Turancılık idealinin ilk dışa vurumu idi. Yunan savaşı (1897) başladığı sırada, Türk sari Mehmed Emin Bey: "Ben bir Türk'üm,dinim, cinsim uludur" dizesi ile başlayan ilk şiirim yayınladı. Bu iki şiir Türk hayatında yeni bir hareketin başlayacağını haber veriyordu. Hüseyinzade Ali Bey, Rusya'daki milliyetçi lik akımlarının etkisiyle Türkçü olmuştu. Özellikle, daha kolejde iken, Gürcü gençlerinden, son derece milliyetçi olan bir arkadaşı ona milliyet aşkını aşılamıştı.
Kurban olsun Turan'a! Biz hara, Farslar hara! Asya boğulsun kana! Biz hara, Farslar hara! Gök Tanrı bizden yana! Biz hara, Farslar hara!
Sayfa 15
"Memleketin kaybedilmek üzere olan küçük parçasını feda etmeyeceğim diye en büyük parçasını hesapsızlık ve bilgisizlik yüzünden feda eden idarecilerimizin bir de mevki ve şöhret peşindeki hırsları yüzünden ne hale geldiğimiz aşikârdır. Bu mevzuda fazla izahata lüzum görmüyorum. Bundan sonra da fena günler göreceğimizden şüphe edilmemelidir.
Sayfa 13 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.