Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Rousseau ve Voltaire'in ortaya çıkışını coşkuyla karşıladık; Karamzin'in 1789'da "Ulus-devletler" çağrısına derin bir duygulanmayla sevindik, yüzyılımızın ilk çeyreği sonunda, boşa çıkan hayalleri ve düşünceleri için Avrupalı öncülerle beraber umutsuzluğa kapılsak bile inancımızı yine de yitirmezdik, üstüne üstlük
Sayfa 662 - 663 Yapı Kredi Yayınları
Dünya bazen bir tütün dumanında, bazen bir göz kenarında, bazen bir ana bekleyişinde saklıydı.. Dönen duran dünya. Geçer deriz geçmez de çoğu şey, pelesenk olmuş işte dile..’
Reklam
"Yanmaktır efendim biricik çaresi aşkın" Sarılmış bir tütün gibi dolanıyorum sokakta
Sayfa 8 - YAĞIZ GÖNÜLLER / Düşen OmuzKitabı okudu
Dönen duran dünya
Dünya bazen bir tütün dumanında, bazen bir göz kenarında, bazen bir ana bekleyişinde saklıydı… Geçer deriz geçmez de çoğu şey, pelesenk olmuş işte dile…
Herkesin bir İzmir'i vardır, herkesin bir İzmir'i olmalı aşıkların İzmir'i Buca oracıkta bir yerde kazdıkça yeni aşıklar çıkan deli bozuk bir yürek yanık rüzgarlar, yanık kahveler,yanık türküler 5 18 treni ile alsancak'tan gelen tütün kokusu atların şahlanışı cezaevinde şarap evinde kızıl ve deli
Reklam
"Yap işlet devret ile çök kapan tutun arasında geçip gitti ömrümüz…"
Sayfa 4 - Leman Dergisi YayınlarıKitabı okudu
EKSİ BİLMEM KAÇ
Ekmeği banıp yemeğin suyuna doysak, Delik çoraplarımızdan sıkılmadan Ayağımızı uzatsak, Bir cigaranın da kırk yıl hatrı var, Uzun çarşaf tütün sarsak. Uyusak, Uyansak… Kış geçti desen,korkmasak. Uyusak, Uyanmasak. Dündar Hızal
Bir cigaranın da kırk yıl hatrı var, Uzun çarşaf tütün sarsak.
Zaman askıdadır, her şey zamanda askıdadır.
Dünya Artık Büyüden, tılsımdan, gecenin bilinmezliğinden ve renklerin hikâyesinden yoksun bir dünya. Dünyanın kendi dilinde bir rengi vardır oysa. Her gün, sabah kızıllığı yerini öğle güneşinin dünyevi sarısına bırakır. Bu sarı ikindiyle birlikte kendini sepya bir şiire çevirir. İkindi birazdan terk edilecek olmanın hüznünü taşır daima. Duvarlara vuran gölgeler, antik bir zamanın ezgisini okur bizlere. Sonra akşamın eve dönüş seslenişlerini duyarız. Göz artık yetersiz kalır. Işığa ihtiyaç duyarız. Hayat sesleri yerini eve çekilmenin dinginliğine bırakır. Ses kesilir. Kapılar kapanır. Eve döneriz. Gecenin buyurgan sessizliğinden kaçış yoktur. Her ev, mahrem bir masal gibi kendi kapısının içinde kendini anlatmaya koyulur. Avcılar, dişliler, pençeliler dışarıdadır yalnızca. Puhu kuşları ötüşleriyle bacalarda bir yankı bırakır. Ateş Başında bir tütün kokusuna dönüşür akşam. Ekmek bölüşülüyor olmanın kutsallığına kavuşur. Bir kedi zamanda asılı kalacak bir neşeyle kuyruğu ile meşguldür. Gece uzun ve kesintisiz bir masal gibi kendi içine gömülür. Zaman askıdadır, her şey zamanda askıdadır. Taze ekmek ve hane halkı uykudadır.
Reklam
Sigarama tütün diye sararım hasretini Nefes diye ciğerime dolar acılar Güneş ısıtmaz sanırdım sensizliği Sigaramın ucunda o da yanar |Mücahit Danabaş
hepimiz o'nu bekliyoruz.
bazılarımız, galata köprüsü üzerindeki kalabalıktan bunalıp haliç'in kurşuni mavi sularına kederle bakarken; bazılarımız, surdibi'ndeki iki göz odayı bir türlü ısıtmayan sobaya odun atarken; bazılarımız, cihangir'in arka sokağındaki rum apartmanının o hiç bitmeyen merdivenlerini çıkarken; bazılarımız ücra bir anadolu kasabasında,
Dünya bazen bir tütün dumanında, bazen bir göz kenarında, bazen bir ana bekleyişinde saklıydı... Dönen duran dünya. Geçer deriz, geçmez de çoğu şey. Pelesenk olmuş işte dile...
88 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.