Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Taşı bile severdim Birisi tüy kadar dokunsaydı bana.
Birinci Sekans / Oto - Ön Söz
Yaşamını metro raylarında noktalayan bir genç kız. Peronda, son mesajı: “Yirmi yaşında, gençliğini cebine koy ve tüy, sahip olduğun tek şey o.” Kız yirminci baharında yaşamına son verdiğinde Simenon’un söylediği şu cümle geldi aklıma: “Yaşamak ona acı veriyordu.” Kelimelerin ağırlığı sizde şok etkisi yaratabilir. Nasıl oluyor da yirmi birinci yüzyıla girerken gençlik yarından korkabiliyor? Biz ihtiyar aptalların gençliğe gözünde canlandırabileceği bir gelecek sunmayı beceremediğimizin ezici kanıtı.
Sayfa 15 - Reklam AkademisiKitabı okudu
Reklam
"Günlerce kanatlarını arayıp durmuştu, ne bir toz ne de tüy kalmıştı geriye; kim bilir belki de asıl onlarsız uçacaktı."
Sayfa 165 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Pars, parçalanmış bir hayvandır. Geceleri ormanda dolaştığı zaman vücudunun her bir parçasını, orada onun adına gözlerini dört açsınlar diye ormanın dört bir tarafında bırakırdı. Söz gelimi, bir tüy bir çalılığa takılır, hayvanın geçip gitmesinden sonra orada ansızın gözlerini açarak. Karanlığı onun adına süzmeye başlardı. Bu, yalnızca tüyün kendi çabasıyla oluşan bir şey değildi elbette. Her yanıyla görmeye, duymaya, koklamaya alışmış bir parsın, kendi parçalarına verdiği bir armağandı.
Neden herkes "Ben, ben, ben!" deme peşinde? Sana ben söyleyeyim..
Çünkü insanları yönetmenin en iyi yolu parçalara ayırarak güçsüzleştirmekten geçiyor. Çünkü gerçeğine ulaşmış ve aslının BEN değil BİZ'in parçası olduğunu öğrenmiş insanlar topluluğuna istediklerini yaptırman mümkün değil. O yüzden sen değerlisin, sen önemlisin nidaları eşliğinde büyümen için ipuçları verilirken küçültüldüğünün farkında ol.
Ah, sıskacık, tüy kadar hafif bu çocuğun cesedi ne kadar da sefildi! Karda ölmüş bir serçeyi şiltenin üstüne yatırsalar bu kadar az yer kaplamazdı. Bu arada yeniden nezaketini takınan Bayan Bonnet, yanında aç aç durmamız Charlot'yu hayata döndürmeyecek ki, dedi. Gidip ekmek ve et getirmeyi teklif etti, mum getireceğini de ekledi. İtiraz etmediler. Bayan Bonnet dönünce masayı hazırladı, sıcacık sosisler ikram etti. Acıkan Morisseau'lar karanlıkta minicik, beyaz yüzü fark edilen ölünün yanında iştahla yediler.
Sayfa 37
Reklam
Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında; Yekpare geniş bir anın Parçalanmaz akışında, Bir garip rüya rengiyle Uyuşmuş gibi her şekil, Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil. Başım sükûtu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen; Içim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş; Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim, Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim.
Sayfa 23
"Bunu hiç yapmadın mı? Aklında bir sorunu düşünüp sonra el altındaki ilk kitabı açıp sana söylediklerini okumadın mı?"
Peygamber Efendimizin Beden Yapısı
Başta Hz. Ali olmak üzere, Hz. Aişe ve daha birçok sahabeye göre Efendimizin (sav) fiziki yapısı: "Saçı fazla uzun olmazdı ve tam kıvırcık denilmeyecek derecede dalgalıydı. Saçları, siyah renkli ve misk gibi güzel kokulu idi. Her iki anlamda da alnı açıktı. Genişçe ve buğday renkli idi. Ancak ortasında daima bir Nur parlardı. Yüzü değirmi
Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:«-Ulu Allah (C.C.), kanatlarının biri doğuya, öbürü batıya uza-nan ve ayaklanyedinci kat yere inen bir kuş yarattı. Kuşun üzerinde bütün varlıkların sayısıkadar tüy vardır.Ümmetimden kadın - erkek herhangi bir kimse bana selât-ü selâm getirdiğizaman ulu Allah bu kuşa, Arş'ın altında bulunan nurdan bir denize dalmasınıemreder. Kuş denize dalıp çıkarak kanatlarını silke-leyince her tüyünden birdamla akar. Ulu Allah akan her damladan, üzerime kıyamete kadar selât-ü selâmgetiren kul hesabına istiğfar edecek bir melek yaratır.»
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.