Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Merhabalar
"Hikaye anlatmanın bizi aritmokrasinin kontrolsüz ölçümlerine ve taş kalpli rasyonalizmine dayalı monokültürden kurtarıp özgür kılabileceğini göstermeyi umuyorum"
Bugün sizlere @monakitap 'ın okuyucularla buluşturduğu #pratikbaşarıdizisi içerisinde yer alan #hikayeanlatmakitabı ile geldim.
Yazar #anthonytasgal ın
Kitabı aralıklarla okuduğum için ilk anlarda ne söylemek istediğini kavramakta zorlandım. Kitaba karşı hala eksik düşüncelerle yaklaştığımın farkındayım lakin zaman sonra yeniden elime alacağıma inanıyorum.
Kitabın ilgi çekici arkeoloji-psikoloji kavramlarını beraber işlemesi. Hatta kitap Freud tarafından da dikkat çekici bir kitap olarak addedilmiş. Arkeoloji de psikoloji de ilgimi hep çekmiştir. Sadece bu nedenle bile okumaya değer bir kitap benim için.
Tevekkeli ben bu kitaba başladığımda Pompei faciasının anlatıldığı videolara ya da yazılara denk geldim şu birkaç günde. Belki ben de kendi zihnimin bana oynadığı tuzaklara alet oluyorumdur Norbert Hanold gibi. Belki de hala yaşadığımız anda geçen olaylar bizim görmek istediğimiz yada kaçtığımız illüzyonlardır bilemeyiz. Şu an bunları yazıyor olmak bile acabaları aklıma getirmiyor değil.
Genellikle aile ve çocuk üzerinde durarak çocuklara nasıl büyütülmesi gerektiğini, onların haklarını ve zor durumda yani istismara maruz kaldıklarında ne yapmaları gerektiğini anlatır. "Mahremiyet ne demektir, diye başlayarak mahremiyete dikkat çeken kitap, çocuğun ilk doğduğu andan itibaren nasıl bir eğitim verilmesi gerektiğini vurgular. Yine mahremiyet başlığı altında "Aile mahremiyeti" adlı bölümde eşlerin birbirlerine karşı nasıl davranması gerektiğini, birbirlerine karşı sorumluluklarını ve mahremiyetin ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Kitabımızın bir diğer başlığı ise "Sosyal medya ve mahremiyet." Bu başlıkta sosyal medyanın zararları, etkileri ve en önemlisi mahremiyetle olan ilişkisi kaleme alınmış. Ebeveynlerin bu konuda dikkatli olması gerektiğini ve çocuğun bu tür tuzaklara düşmemesi için önceden önlem alması gerektiğini vurgular.
Biraz içselleştirdim ve bu nedenle kişiselleştirmiş olabilirim yorumu. Dikkat! Spoiler içerebilir. İzninizle başlıyorum.
•
Geçmiş aslında hiç geçmezmiş efendim!
Çocukluğumuzda yaşadığımız travmalar ile aldığımız yaralar, kimliğimizin ve kişiliğimizin bir parçası haline dönüşerek bizi bir ömür boyu yönlendiriyor ve yönetiyor. O nedenle hangi
Uyan Dostum Uyan!
Bir kıyım oldu yaratılışın ilk döneminde. Kardeş kardeşe kıydı. Tamamen dürtüsel nedenlerden… İnsanın o mücadele etmesi gereken ilkel tarafı yüzünden. Karmaşık, girift, mükemmel bir yapıyı sıradanlaştıran, basitleştiren zayıf noktası... İnsanı ayartılabilir kılan tarafı, aynı zamanda iradeyi ve ihtiyarı çok kıymetli kılan taraf. İlk cinayetten
Ocaklar Sönmesin, Hep Tütsün
Osmanlı tarihçileri IV. Murad ve dönemini nasıl yorumlamışlar bilmiyorum ama Gürcü yazar Yusuf Pağava’nın bu konuda kaleme aldıkları okuru düşünceye sevk edecek ve o döneme ışık tutacak nitelikte. Bir edebiyatçı olayları elbette bir tarihçinin bakış açısıyla değerlendiremez. Tarihçiler belki daha çok olaylar üzerinde durup, bunlar arasındaki
Bir fotoğrafçının hangi düşüncelerle kadraj yakaladığı ve yorumladığına dair güzel bir çalışma.
101 fotoğrafçının kadrajından görselleri ufak analizlerle yorumlamış. Bunu okuduktan sonra artık bir fotoğraf gördüğünüzde dikkat etmeniz gereken detayları biliyor olacaksınız.
Özellikle ülkemizdeki coğrafi ve kültürel zenginliğin göz ardı edilip, modernleşme eğilimiyle kültürel değerlerimizden uzaklaşılmasına değinmesine çok sevindim. İçinde ince ince eleştiriler de mevcut.
Ufak bir eleştiri de kendisine ekleyelim. Kitabın kapak fotoğrafı için nü bir çalışma seçmesi çok anlamsız olmuş. Tamamen satış politikası kaynaklı, insan libidosuna hitap eden bir görsel. İçeriği nü çalışma yoğunluğunda olsa pek tabii anlayabilirim ama gayet gündelik bir içeriğe sahipken, okuru böyle tuzaklara düşürmesi, kitap içinde eleştirdiği “modernizm” akımına kendisinin de düştüğünün göstergesidir. Ama kaygılarını da anlayabiliyorum. Bazen bu sanat bile olsa, realiteye uydurup oyunu kurallarına göre oynamak zorundasın.
Fotoğrafçılık hobisine sahipseniz veya meraklıysanız, tavsiye ederim.
Ahh Muhsin ahhh....
70' li yıllarda sol görüşlü üniversite öğrencisi Muhsin'in üzerinden Türkiye 'nin sosyal ve siyasi hayatına, sağ/sol çatışmasına, din ile sendikaların toplum üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor Türkali. O dönemi eğrisiyle /doğrusuyla öyle güzel anlatmış ki yazara hayran olmamak elde değil. Yaşanan siyasal ve toplumsal olayların karakterler üzerinde ki etkisini, psikolojilerini, tarafsız ve eksiksiz bir şekilde yansıtmış yazar.
Benim dikkat ettiğim önem verdiğim nokta, o dönemi, savunulan ideolojiyi tarafsız bir gözle kaleme alıp, aktarmasıydı.
Muhsin ; ağa oğlu hem de " Hacı" ağa oğlu. Babası ile ayrı yollardan giden, bir türlü araları düzelmeyen, yaşadığı şehirden, ailesinden üniversiteyi bahane ederek kaçan, kafasını devrime takmış ama bu yolda suya-sabuna dokunmayan bir karakter Muhsin. Ne baba ocağına ait olabiliyor ne de içine girmeye çalıştığı topluma.
Benim kitapta hayran olduğum karakter ise Nedim Hoca ; muhteşem bir adam. Küçük yaştan itibaren çok iyi eğitim almış, bununla kalmayıp kendini yetiştirmiş, devamlı okuyan, pek çok şeyi çözmüş aydın bir kişilik Nedim Hoca.
Velhasıl kelam ; çok güzel bir dönem romanı okdum. Geçmişini bilmeyenin, geleceği de geçmişin tekrarından ibarettir. Kısır bir döngü gibi aynı tuzaklara düşülür, aynı acılar yaşanır....
Kitap ; genel olarak iç monolog şeklinde yazıldığı için okunması zor gibi gelse de, bence zor değildi.
KİTAP TAVSİYEM
ALINTILAR
Sahip çıkın ruhunuza,hayallerinize ve umutlarınıza...(Ömer Faruk Morkoç)
Biliyorum fena hırpaladılar seni.Yüreğini yerle bir eden ihanetlere uğradın;bedenin iflas etti,hasta oldun.Ama hepsi senin tekâmülünde ilerlemen içindi...(Adevviye Şeyda K.)
Her şeyin Allah'tan ve illa bizim hayrımıza olduğuna,şüphesiz bir inançla ve
Roman ile kişisel gelişim arası bir tat verdi. İsmi fazlasıyla dikkat çekiciydi benim için, temin ederken. Hele de sokağa çıkma yasağının bile büyükşehirlere vurduğu bir dönemde o şehirlerden birinde bir abdal hayatı sürmek isteyen biri olarak bakınca daha bir lezzetli geldi. Günümüz tüketim çılgınlığı, faiz lobisi , bankaların kirli bir düzen sunduğu insanoğlunun bu tuzaklara düşme eğiliminin yanlışlığını tek bir din değil de birçok dini harmanlayip peygamberlere atıfta bulunarak daha da güzel bir hale getirmiş. Son kısımda teşekkür ettiği kişilere bakarsak romanin kahramanları da tamamen gerçek kişilerden oluşuyor. Bir eksi yanı olaylararasi geçişlerin çok net olmaması ya da kopuk olmasıydı. Bir diğeri ise Suelo'nun arada parayla ilgili işler içinde bulunarak tezat yaşamasiydi.
" İnsanların yalnızca kalplerini açıp ellerindeki fazlalıkları , ihtiyacından daha az şeylere sahip olanlara vermeleri için yakariyorum. Bu dileğim gerçek olsaydı çöp toplamama kesinlikle gerek kalmazdı."
Dikkat spoiler içerir!
Susanna Tamaro'nun eserlerinde en çok işlediği konu insanların yaptığı ruhsal yolculuklardır. Ona göre ruhunun kendini iyileştirmesi için insanın kendisini kabul ederek, (eksileriyle ve artılarıyla) dua etmesiyle olur. Her insanın kendisiyle bir yolculuk yaparak kendi köklerine, kendi geçmişine sahip çıkması gerektiğini
