İnsanlarla derin bağlar kurmanın da zararları var, bayım. Ayrılamamak gibi, unutamamak gibi, özlem ve sevgi duygularını kalbinin bütün odacıklarında hissetmek gibi. Her şey tam olarak iyi ya da kötü değildir. Bağ kurmak da öyle.. senden saklamayacağım. Bazen yatağımın küçük köşesine kıvrılıp küçük bir kız çoçuğu gibi ağlıyorum. Özlüyorum, bayım. Özlem bazen beni kahredebiliyor.
Tek yapılması gereken görmemek... bu işin ilacı kesinlikle bu, çünkü unutamamak diye bir şey yok. Sen unutmanın rezillik olduğunu düşünebilirsin; ama insan unutuyor, sen de buna teslim ol...
Sen bilemezsin, paslı hançerdir yalnızlık
Gelir, en can alacak yerimden vurur
Sen bilemezsin, gecenin en uzak bir saatinde
Bir böcek nasıl girer beynime, kımıldar durur?
Sen bilemezsin, çaresizlik nasıl boğar insanı?
Yaşamak bir yerde nasıl çekilmez olur?
Tutunacak bir dal aramaktan, koşmaktan, özlemekten
El yorulur, ayak yorulur, yürek yorulur.
Sen bilemezsin bu türlüsünü ölümün
Bilemezsin, bir tek kibritin cılız aleviyle
Benzine bulanmış bir insan nasıl tutuşur?
Bu belki sevmektir bir yerde, belki unutamamak
Bu, kişinin kendi içinde eriyip, yok olmasıdır
Bilmesen de anlamaya çalış biraz, ne olur.
"Ümit yaşar oğuzcan "
Bazı şeyleri unutamamak, elimizde tuttuğumuz kömüre benziyor. Neremize sürsek siyah, neremize değse kara bir leke. Bulaşıyor, geçmiyor. Ne kirli oluyorsun ne de temiz kalabiliyorsun.
Bilmek ne acı hiçbir şeyin dönmeyeceğini
Çözülmesi ümitlerin gerçekte yumak yumak
Dönmek o paslı çivilerinde hatıraların
Ve unutamamak, hiçbir şeyi unutamamak
İnsanın vefasız bir sevgiliye söyleyebileceği en büyük beddua baktığın her insanda beni hatırla sözüdür. Hatırlanmak ve hatırlatmak yani unutamamak en büyük aşk acısıdır.
Tek bir bedduam var. Sarıldığın her insanda beni hatırla.
Gelir, en can alacak yerimden vurur
Sen bilemezsin, gecenin en uzak bir saatinde
Bir böcek nasıl girer beynime, kımıldar durur?
Sen bilemezsin, çaresizlik nasıl boğar insanı?
Yaşamak bir yerde nasıl çekilmez olur?
Tutunacak bir dal aramaktan, koşmaktan, özlemekten
El yorulur, ayak yorulur, yürek yorulur.
Sen bilemezsin bu türlüsünü ölümün
Bilemezsin, bir tek kibritin cılız aleviyle
Benzine bulanmış bir insan nasıl tutuşur?
Bu belki sevmektir bir yerde, belki unutamamak
Bu, kişinin kendi içinde eriyip, yok olmasıdır
Bilmesen de anlamaya çalış biraz, ne olur.
Rüzgar... Yağmur a Aşık Rüzgar...
Belki de seni aptal sanıyorlar, belki de öyle sesleniyorlar. Ancak seven hep aptal değil midir? Onun, içini acıttığını bildiğin halde onu içinde tutmak. Acıtmadı mı canını yoksa onun senden gitmesi mi daha çok canını acıtırdı?! Bilemeyiz belki o kadar sevmemişizdir, belki de daha çok sevmişizdir. Unutmak istememiş miydin sende bizim unuttuğumuz gibi. Ne aptallık değil mi? Unutmamak, unutamamak. Sevgine, onsuzda sahip çıkmak. Neden sende bizim gibi unutmuyorsun? Bak, biz iyiyiz. En azından senin gibi dürüstçe çekmiyoruz acımızı, hatta acımız o kadar büyükmüş ki, çok güzel yalan söylüyoruz. İnsan bazen hislerini dürüstçe, acısıyla, tatlısıyla yaşamak yerine yalandan güçlü numarası yapar. Sonra da kimse beni anlamıyor diye ağlar sessizce gece yarsı hıçkıra hıçkıra. Biz böyleyiz, sevip aptallaşmak yerine, sevip yalancı olmayı seçdik. Ve bizim aşkar çeke bilmediğimiz acıları başkaları çektiğinde gücsüz deriz, aptal deriz. Peki ya odanın köşesinde, yapayalnız ağlamak bizi ne zaman, nerede kahraman, güçlü yapmşıtır? Biz kendimize dürüst olamıyoruz.
Sevgili,
Ahmet Batman öncelikle bize aptallığımızla bile bize ayna olan kitap yazdığınız için size teşekkür ederim. Ve sevgili, kitap severler, okurlar, içimizde tutduğumuz şeyleri açık açık bize gösteren bu kitabı okuyup kendinize şans vermenizi ve kendinizi daha iyi anlayacağınızı düşündüğüm için bu kitabı size de öneririm.
Teşekkürler)
"Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar. Unutamamak. Belleğin kaçınılmaz intikamı. Herhangi bir iz taşınıyorsa eğer, bu bir zamanlar bir yara açıldığındandır."
-