Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Depremden bu yana on bir yıl geçti, işte o gün kesilmişti sütten, unutur muyum!'
Bir Yudum Kitap
Günaydın. İnsan, bugünün meselesini yarına sürüklemekte pek mahirdir. Bunca çabayı meseleyi halletmeye harcasa... Yıldız Ertan, "Sabah saatlerinde çalan alarm gibiydi sanki gerçekliğim. Erteleniyordum." diyecektir. Belki de, gerçekliğimizle yüzleşmenin vakti bugündür sevgili okur. Henüz geç olmadan... Var olun. Yıldız Ertan -
Reklam
Ben, yaşamasını bilmeyenleri severim. Meğerki batmasını bilmeyenler; çünkü bunlardır karşıya geçenler. Ben, büyük hor görenleri severim, çünkü bunlar büyük saygılılardır, karşı kıyıya duyulan özlem okları. Ben, batmak ve kurban olmak için önce yıldızların ötesinde bir neden aramayanları, yeryüzü bir gün üst insanın olsun diye kendilerini
Seni unutur muyum hiç, Beni dinleyen kaç kişi var ki çevremde. Yine gel demen hoşuma gitti, Şımarttın gönlümü gelirim elbet, Hiç kafanı yorma.. Sen sadece şarkılara iyi bak.
“ Akreple Yelkovan ”
Geçmişin hatırına, akreple yelkovan geri döner mi? (Sahnede ki bankta oturan Aslı, cep telefonuyla oynayıp saçma sapan fotoğraflar çekmektedir. Sağ taraftan sahneye giren Alp, Aslıyı görür. Göz göze geldiklerinde fonda bir aşk şarkısı başlar, ardından ışık loş hale gelir. Sahne normale döndüğünde Alp tereddüt eder ama sonra Aslının yanına
MEMLEKETİMİN ŞARKILARI Ben, bizden olan bütün insanların dostu; Adı, haritalarda bile bulunmayan Bir köyündenim Anadolu'nun. Güzel şeylere hasrettir memleketim, Güzel şeylere hasret bu dünya. Yıllardır, kanda ve ateşte mısralarım Yanan şehirlerin, Ağır tankların tekerlekleri arasında. Biliyorum, Yaylım ateşlere girilmiştir
Reklam
"Haftaya salı günü doğum günü kızımın. Biliyorsun değil mi?" "Herhalde biliyorum oğlum manyak mısın, unutur muyum?" "Aldın mı hediyesini?" "Hediyesi hazır. Bizim yayınevinin bastığı Küçük Prens var ya önsözünü yazdığım. Onu getireceğim. Bir şartım var ama. Sen okuyacaksın onu kızına. Bitene kadar her akşam bir bölüm okuyacaksın. Bittiğinde de eğilip kulağına diyeceksin ki; kızım büyükler gerçekten de çok tuhaf, n'olur geç büyü!"
Unutur muyum
Ezilmiş kadınlara takılıp kirpikleriyle Üzgün ve öfkeli, "Yarım kalmış bir şiir bunlardan tamdır" Diyen o yaz buğusu kızı, içli türküyü Unutur muyum, unutur muyum..
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Demek ki bazı acıları ölüm bile unutturamıyor, bazı davranışlar ölümden sonra bile bağışlanmıyor." diyor, Livaneli. Bu sözü okuduktan sonra kitabın kapağını kapatıp yaklaşık bi beş dakika düşündüm. Çünkü benim çokca fazla vardır "bunu ölsem unutmam" dediklerim. Peki ölseler unutur muyum? diye düşündüm. Bazı yaraların üstünü ölüm toprağı bile kapatamaz, değil mi? Hayran bir Livaneli okuru olmadığımdan abartılı bir yorum yapamayacağım. Seveni de çok olmuş, sevmeyeni de. Ama Livaneli'yle bu kitabıyla tanışmadığım için çok şanslı buluyorum kendimi. Çünkü yazar, bu kitabında diğer kitaplarına oranla daha basit bir dil, daha basit bir kurgu ve zayıf bir anlatım kullanmış. Kitap yer yer beni, bazı kesimi olduğu gibi, bazı düşünceler ve aktarımları yüzünden rahatsız etti. Din konusunda yeterli bilgi birikimine sahip olmayanları olumsuz etkileyebilecek tarzda bir anlatımı vardı. Ve müslümanlığa bakış açısı biraz beni rahatsız etti. Ama açıkcası, nefret edilecek türden bir anlatımının da olduğunu düşünmüyorum. Beni en çok yaralayan, Hüseyin ya da Melek Naz olmadı. En çok yaralayan, düşündüren, gözlerimi dolduran Zilan'ın hikayesi oldu. Yaralı kadınların hikayeleri beni hep en derinden etkilemiştir, sanırım kitaba olumsuz yönden bakamamamın sebebi de bu oldu. Yazarla tanışmamış olanlar varsa ilk olarak Kardeşimin Hikayesi ya da Serenad'ı okumalarını öneririm.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,5bin okunma
Şeyhler derler ki: "Râbia dünyaya gelip ahirete gidene kadar kat'iyen Hakk Teâlâ'ya karşı herhangi bir küstahlık yapmamış, (şahsî, nefsanî ve cismanî) hiçbir talepte bulunmamış ve, "Beni şöyle kıl, bana şöyle yap." dememişti. Naklederler ki, (vefatından sonra) onu rüyada gördüler ve: -Münker ve Nekir denilen sorgu melekleri karşısındaki hâlinden bahset dediler. Dedi ki: -O iki civan-merd zuhur edip de: "Men Rabbüke?" (Rabbin kimdir?) dedikleri zaman, dedim ki: "Hemen geri dönüp Hakk Teâlâ'ya deyiniz ki: Bunca halk içinde sen bir kocakarıyı unutmadın. Bütün cihanda sadece sana sahib olan biri olarak seni hiç unutur muyum? Ne diye birilerini gönderip, "Rabbin kimdir?" sualini sorduruyorsun.
1.048 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.