Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zaman ışığın bize erişmesini engelleyen şeydir...
& Mevlana Celalettin Rumi şöyle der: '' Geçmiş ve gelecek Tanrı'yı bizim gözümüzden saklar; her ikisini de ateşe atıp yakın. '' On üçüncü yüzyılın spiritüel öğretmeni Üstat Eckhart tüm bunları çok güzel bir biçimde özetlemiştir: '' Zaman ışığın bize erişmesini engelleyen şeydir. Tanrı ile aramızda zamandan daha büyük bir engel yoktur.'' &
Sayfa 72 - @akasayayinlariKitabı okudu
İmparatorluk döneminin Stoacı felsefe düşüncelerinde gerçek ve hafıza farklı bir biçimde kavranmaktadır ve kendiliği incelemenin farklı bir yöntemidir. Öncelikle, diyaloğun ortadan kaybolduğunu ve eğitim bilimsel ilişkinin gittikçe daha önemli bir yere oturduğunu görüyoruz. Bu yeni eğitim oyununda üstat/hoca konuşur, soru sormaz ve öğrenci de cevap vermez, dinlemesi ve sessiz durması gerekir.Sessizlik kültürü gittikçe daha da önemli olur. Pisagorculuk kültüründe öğrenciler eğitimin bir kuralı olarak beş yıllığına sessiz kalırlar. Ders sırasında soru sormamış ve konuşmamıştırlar ama dinleme sanatlarını geliştirmişlerdir. Bu gerçeğe ulaşmanın pozitif koşuludur. Bu gelenek imparatorluk döneminde devam ettirilmiştir. Bu dönemde Platon'daki gibi diyaloğun geliştirilmesi yerine sessizlik kültürünün ve dinleme sanatının başladığını görüyoruz.
Sayfa 45 - Profil KitapKitabı okuyor
Reklam
İşte, evde, sokakta, her yerde hatta uykuda bile o kadar çok sorumluluk yükledik ki kadına... Bu yüzden en büyük emekçiler onlar kadınlardır. Ne demiş Simone de Beauvoir? Kadını götürüp mutfağa ya da süslenme odasına kapatıyor, sonra da ufkunun darlığına şaşıyorsunuz, kanatlarını kesiyorsun, sonra uçamıyor diye yakınıyorsunuz. Simone de Beauvoir Aslında yazı da katılmadığım nokta da var. O kadar çok iş bekliyoruz ve o kadar çok sorumluluk yüklüyoruz ki kadının süslenmeye bile fırsatı olmuyor.. Ve yine ne demiş üstat Neşet Ertaş? Kadın insandır, biz insanoğlu
-Rektöre, delegelere, vekillere lanet olsun! diye haykırdı Joannes. -Bu gece Champ Gaillard'da Üstat Andry'nin kitaplarıyla bir şenlik ateşi yakmalı, diye devam etti bir diğeri. -Memurların masalarıyla da, dedi yanındaki. -Öğretim görevlilerinin değnekleriyle de! -Dekanların tükürük hokkalarıyla da! -Bölüm başkanlarının büfeleriyle de! -Üniversite meclisi delegelerinin sandıklarıyla da! -Rektörün sandalyeleriyle de! -Kahrolsun rektör! diye ekledi küçük Jehan ilâhiye katılarak; kahrolsun Andry, öğretim görevlileri, memurlar, teologlar, doktorlar, buyruk verenler, bölüm başkanları, delegeler, rektör! -Demek dünyanın sonu geldi! diye mırıldandı Üstat Andry kulaklarını tıkayarak.
Bu nasıl bir dünya ? Sürtük filozof oldu , acemi ise üstat...
Sayfa 371Kitabı okudu
Üstat, ayet-i kerimeleri tefsir etmekten son derece haz duyar ve şöyle derdi: "Bir ayet-i celilenin manasını çözmek kadar tatlı bir şey yoktur."
Reklam
80 syf.
8/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Ömür dediğin ne ki, bir masaldan daha kısa.
"Sen geçerken Yıldızlar kaydı her yere Armağan olsun diye gökyüzü Dilini bilmediğim sabahlara çıktım Ne bildimse kalbimden öğrendim Sen geçtin ya sevgilim Umudun gölgesi düştü her yere." (s. 53) Ah, Dünyanın derdini kendine dert bilen şairleri ne çok severim. Kanayan yaraları görmezden gelmeyen, dilini, kalemini derdini anlatmaya
Sen Geçerken
Sen GeçerkenArif Ay · Muhit Kitap · 202128 okunma
Sedid Muhammed es-Selamâsi
Sedid Muhammed b. Hibetullah b. Abdullah es-Selamâsî (v. 1178): Azerbaycan'da bir şehir olan Selamâsi halkındadır. Bu şehir yetiştirdiği meşhurları ile ünlüdür. Münazara ve cedel konularında üstat olan Selamâsî, Irak'ın tanınmış âlimlerinden olup, kendisinden pek çok kişi istifade etmişti. Bağdat Nizâmiyesi'nde müderrislik de yapmıştır.
Sayfa 205 - Sübki, VI, 23; İbn Hallikân, IV, 237.Kitabı okudu
Aşk mektebinde üstat erkekler vardır: Onların elinden geçmeyen kadınlar aşkı tamamıyla öğrenemezler.
Sizin derdinizi dinleyecek hiç kimse olmamalı, hiç kimse size 5 Lira, 5 Dolar, 5 Avro vermemeli ki üstat(!) kapitalist sizin üzerinizde rahatça işini görebilirsin.
Reklam
Üstat dedi ki: “Halk yasalarla yönetilir ve cezalarla yola getirilmek istenirse, onlar kendilerini cezalardan kurtarmaya çalışacaklar; ama hiç utanç duymayacaklardır. Onlar erdemle yönetilir ve terbiye kurallarıyla yola getirilmek istenirse, utanç duyacaklar ve böylece iyi olmaya çalışacaklardır."
Sayfa 406 - SayKitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.