Müjdat Gezen ile söyleşi...
"Efendiler!. Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta reisicumhur olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim..."
Bu, ATATÜRK'ün sanata ve sanatkâra karşı büyük sevgisini gösteren sözlerinden biridir.
"Sanatkâr toplum
Atam bu kitabı boşuna tavsiye etmemiş. Kitabı yıllar önce okumuştum ama gündem beni bu kitabı tekrar okumaya itti. Öğretmenlerimizin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlayıp tekrar okumaya karar verdim. Kesinlikle her bireyin hayatında mutlaka en az bir kere okuması gereken bir kitap. Eğer bugün bu çürümüşlüğü, dibe vurmuşluğu yaşıyorsak
Resmi ideoloji kılığına sokulan Atatürkçülük, kurcalandıkça görülür, ne Müdafaa-i Hukuk yıllarının anti-emperyalist tutumuna sahiptir, ne de çağdaşlaşmak için, çağdaş uygarlık düzeyini bilimsel yöntemlerle ulusal bileşime kavuşarak yakalamayı öneren, tam bağımsızlıkçı kişilik taşıyan tutuma! Benim kestirmeden "İnönücülük" dediğim o "resmi" Atatürkçülük en mükemmel ifade ve uygulamasını 40 yıllarında bulur ki, o da faşizan bir dikta, Tanzimat türünden bir Batıcılık, üstyapısal kültür aktarmalarıyla kişilik kaybını ilerleme sayan tatlısu alafrangalığıdır.
Bir Osmanlı Uygarlığı vardır şimdi : Bu uygarlık ,eski Selçuklu başkenti Konya'nın sahipleri Karamanogulları Beylğiinde, Kastamonu Beylğiinde ve Ak Koyunlularda açılıp gelişmiş olan değerleri tek bir potada eritmektedir. Bu uygarlıkta kültür , Arap ve İran geleneğine alabildiğince bağlı kalmaktadır ; çünkü ilahiyatçılar ve hukukçular, düşüncelerini Kur'an dilinde dile getirir ve mistikler, şairler ve her türden anlatıcılar , sık sık Farsça 'dan yaralanırken , Türk edebiyatı , özellikle çevirirlerle yetişmektedir. Bu edebiyat mistik ya da İran'ın, kimi zamanda Araplarının epik temaslarını geliştirir ve _yurttaşların çoğunun anlamaması bahasına_ Türkçe yazdıklarını Farsça düşünmeye kendini vermiş okumuşlar ulaşır . Aslında hala yolunu aramaktadır bu edebiyat.
İlkokul öğretmenlerini çoğu Snelmanın sözlerinden etkilenerek cehalete karşı mücadelede onun yardımcısı oldular
Bunlardan her biri bir süre sonra ülkede büyük bir kültür ve uygarlık kaynağı oluverdi
Tarih ile beraber yaşayan Türk milleti üstün bir "aile", "toplum" ve "devlet" kültürüne sahiptir. Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin "askeri, siyasi, idari, içtimai, hukuki, iktisadi, bediî, dinî ve kültürel değerlerini mükemmel bir ahenk içinde devam ettirmesi, muhteşem eserlerin vücut bulmasını sağlamıştır. İnsana "erdem", topluma "huzur" sağlayan bu kültür zenginliği Osmanlı döneminde zirve yapmıştır. Dünya tarihinin hiç şüphesiz en görkemli uygarlıklarından biri olan Osmanlı, Akdeniz'i çevreleyen üç kıtada altı yüz yıl hükümran olmuş, İslam'ın bayraktarlığını yapmıştır. Osmanlı Hanedanı bu süre içerisinde Türk kimliği ve İslam ahlakı ile oluşturdukları kültür ve uygarlık üstünlüğünü dünyaya kabul ettirmiştir. Bu emsalsiz hanedanın devlet yönetimindeki başarısı birçok devletin ve ilim dünyasının araştırma konusu olmaktadır. Dünya var oldukça, tarih ilmi yaşadığı sürece bu gerçek ilgi alanı olmaya devam edecektir. Bin yıllık zaman içinde kazandırılan bu kültür hazinesi ne yazık ki bugün tam olarak elimizde bulunmuyor. Dünya tarihine renk veren, çağ açıp çağ kapayan Osmanlı kültür ve uygarlık değerleri bugün tam ve doğru değerlendirilebilmiş değildir. Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesi ile milyonlarca kültür değeri olan belge ve bilgiler karanlığa itilmiştir
Öncellikle bu tarz kitapları okuyacak okur kitlesi en azından belli bir tarih, coğrafya ve batı ile doğu toplumları sosyolojik yaklaşımlarından bilgi birikimine sahip olmalı ve bu tek taraflı kanalize olmamalı ayrıca objektif düşünebilmeli.
İnceleme yapmamayı düşündüm sonuçta profosyonel bir eleştirmen değilim fakat incelemeler ve diğer yorumlarda
"Ölümün gelmesiyle birlikte dünya mutlak ve geri dönüşsüz olarak dağıldı, paramparça oldu. On bin yıllık kültür ve uygarlık, göz açıp kapayıncaya kadar yok oldu, ' köpükler gibi uçup gitti. '
Otuzlu yaşlarınızdasınız ve bir vakfın derslerine katıldığınızı varsayın. Kültür ve Uygarlık isimli dersinizin öğretmeni ile tanışıyorsunuz.Karşınızda kaba saba ayakkabıları, siyah ya da kahverengi uzun etekleri (mevsime göre), griye yakın sarı saçlarıyla Elizabeth Finch duruyor. Ama Elizabeth Finch'i Elizabeth Finch yapan ne kıyafetleri ne