Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uzima

Uzima
@uzimablog
Sıkı Okur
Gerçek olmak kendine sadık kalmaktır. #osho
55 okur puanı
Mayıs 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Çirkin bir sözcük olan önyargı ile tertemiz bir sözcük olan inancın ortak bir noktası var: Her ikiside mantığın bittiği yerde başlar.
Sayfa 249
Reklam
"Hayvanlar ne iyilik, ne de kötülük yaparlar. Yapmaları gerekeni yaparlar. Biz onların yaptıkları şeylere faydalı veya zararlı diyebiliriz, ama iyi ve kötü sadece yaptığımız şeyi seçme yolunu seçebilen bize aittir. Ejderhalar tehlikelidir, evet. Bize zarar verebilirler, evet. Ama kötü değiller. Onlar bizim erdemlerimizin altındadır, herhangi bir hayvan gibi yani. Ya da ötesinde. Onların bu erdemlerle bir alıp veremedikleri yoktur. "Biz tekrar ve tekrar seçmek zorundayız. Hayvanlar sadece olurlar ve yaparlar. Biz boyunduruk altındayız, onlar hür. Bir hayvanla birlikte olmak demek hürriyeti biraz tanımak demek...
Sayfa 57 - Metis EdebiyatKitabı okudu
Mutlak bir şeyde ne daha fazla vardır, ne daha az, ya hepsi, ya hiçtir; işin doğrusu budur.
Sayfa 44 - Metis EdebiyatKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sanki bütün hayatımız boyunca kapıları kilitleyip duruyor gibiyiz. Yaşadığımız yer evin içi.
Sayfa 178 - Metis EdebiyatKitabı okudu
Yapılan bir eylemin, öyle gençlerin zannettikleri gibi, insanın bir taşı yerden alıp fırlatmasından, o taşın bir yere çarpması veya sıyırıp geçmesinden, böylece de bu işin bitmiş olmasından ibaret olmadığını görebiliyor musun Arren?" dedi, "Taş yerden kaldırıldığında, yer hafifler; onu tutan el de ağırlaşır. Fırlatıldığında, yıldızların dolanımları tepki verir ve vurduğu veya düştüğü yerde evren değişmiş olur. Her eylem, bütünün dengesine dayanır. Rüzgârlar ve denizler, suyun, yerin, ışığın gücü ve bunların hepsinin yaptıkları; tüm hayvanlar ve yeşilliklerin yaptıkları iyi ve doğru olarak yapılmaktadır. Muvazene'nin içindeki tüm bu eylemler. Tayfunlardan, büyük balinaların seslerinden kuru bir daim düşmesine ve sivrisineğin uçmasına kadar her şey, bütünün dengesi içinde yapılmaktadır. Fakat bizim, dünya ve birbirimiz üzerinde gücümüz olduğuna göre, yaprağın, balinanın ve rüzgârın kendiliğinden yaptığı şeyi öğrenmemiz gerekir. Dengeyi korumayı öğrenmemiz gerekir. Aklımız olduğuna göre, cahilce hareket etmemeliyiz. Seçme şansımız olduğuna göre, sorumsuzca davranmamalıyız.
Sayfa 76 - Metis EdebiyatKitabı okudu
Reklam
En Uzak Sahil
Büyük kararlar almak zorunda olduğunda çok dikkatli yap seçimini Arren. Gençken varlıksal yaşam ile eylemsel yaşam arasında bir seçim yapmam gerekti. Ben de ikincisinin üzerine balıklama atladım. Fakat insanın yaptığı her iş, her eylem, kendisine ve sonuçlarına bağlıyor insanı, tekrar tekrar harekete geçmesine neden oluyor. Sonra, iki eylem arasında durup da yalnızca var olabileceği bir boşluğa, şimdiki gibi bir ana çok nadiren rastlayabiliyor insan. Ya da her şey bir yana, kim olduğunu düşünebileceği birana..
Sayfa 43 - Metis EdebiyatKitabı okudu
Özgürlük ağır bir yüktür, ruhun yüklenmesi gereken büyük ve garip bir sorumluluk. Kolay değildir. Verilen bir armağan değil, yapılan bir seçimdir; bu seçim de zor bir seçim olabilir. Yol, yukarıya, ışığa doğru çıkar; ama yüklü yolcu oraya hiçbir zaman varamayabilir.
Sayfa 148 - Metis EdebiyatKitabı okudu
"...bunlar bizden çalan adamlar değil. Bunlar bedelini ödeyenler." Her zaman öyle olmaz mı? Biri veya birileri bir karar alır kötü niyetle olması şart değil hatta bazen hatalı olması da yeter bir sözü çiğnemeye gerek yok sadece yapılan bir değişiklikle olur bazen de ama bedelini ödeyen başkaları olur. Yıllar sonra arkamızdan gelenlere biz ne bırakıyoruz ne bırakıcaz... Doğruları mı doğru sandığımız yanlışları mı, iyilik mi iyilik sandığımız kötülük mü...
Doğruyu bilmek adına deneyimi feda etmek... Bilgi, korkak beyinlerde deneyimi öldüren bir zehir gibi yayılır, eğer sürekli bilgiye dayalı hareket etmeye önem verirsen asla özgürleşemezsin, özgürleşemezsen deneyimleyemezsin, deneyimleyemezsen değişemezsin, değişemezsen aslasenleşemezsin. Ama bilgi sürekli değişir ve ancak deneyim seni güncelleyebilir.
"... her zaman dönüş de, gidiş yolculuğu kadar önemli olacaktı. Onun için gitmek yeterli değildi, işin yarısıydı yalnızca; dönmeliydi o. Böyle bir eğilimde, anlaşılabilir olanın uç noktalarında atılacağı dev araştırmanın doğası, belki de şimdiden hissediliyordu. Eğer dönüşün olanaklı olduğuna, kendisi dönmese bile yolculuğun doğasının dünyanın çevresini dolaşmak gibi bir dönüşü içerdiğine derin bir inancı olmasaydı, o yıllar sürecek serüvene büyük olasılıkla atılmazdı. Bir ırmakta iki kez yıkanamazsın, yeniden eve dönmek de olanak dışıdır. Bunu biliyordu; aslında bu, dünyaya temel bakışıydı. Ama o, bu geçicilik kabulünden dev kuramını geliştirmişti; buna göre en çok değişebilen şey, en derin sonsuzluktu, ırmakla olan ilişkiniz ve ırmağın kendisiyle ve sizle olan ilişkisi de salt bir özdeşlik yokluğundan hem çok daha karmaşık hem de daha güven verici bir şeydi. Genel Zaman Kuramı eve dönmenin mümkün olduğunu söylüyordu, yeter ki evin şu ana dek hiç bulunmadığınız bir yer olduğunu anlayın."
Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg'u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağına varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünyanın haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam Dünyanın kendisini hiç görebilir mi?"
Geceme eşlik eden Siddhartha, iç sesime de eşlik eder gibi şöyle diyordu: "Hikmetini ve içyüzünü öğrenmek istediğim şey, Ben’di. Kurtulmak, alt etmek istediğim şey, Ben’di. Ama alt edemedim, sadece yanılttım, sadece kaçtım ondan, sadece saklanıp gizlendim. Doğrusu, dünyada benim bu Ben’im kadar, bu yaşıyor olduğum, başkaları gibi ve başkalarından ayrı biri olduğum, Siddhartha olduğum bilmecesi kadar kafamı başka hiçbir şey kurcalamadı. Ve dünyada kendim kadar, Siddhartha kadar az bildiğim başka hiçbir şey yok!"
Geri19
147 öğeden 136 ile 147 arasındakiler gösteriliyor.