Fakirin biri Peygamber efendimize tabakta bir salkım üzüm getirdi. Efendimiz (s.a.v.) bir tane aldı yedi. Tebessüm etti. Fakir sevindi. Bir tane daha yedi ve yine tebessüm etti. Sahabeler ona bakıyordu. Tek tek yedi ve tebessüm etti. Herkes "Acaba bize neden buyur etmedi" diye düşünürken bütün salkımı tebessüm ile yedi ve bitirdi. Fakir sevinerek kalkıp gitti. Sordular : Ey Allah Resulü; Neden bize de ikram etmediniz o salkımdan? Buyurdu ki : Üzümler çok ekşi idi. Ama ben o fakir üzülmesin diye tebessüm ederek yiyordum. Size versem yüzünüzü ekşiteceğinizden ve fakirin üzüleceğinden korktum.
Ne çok okunacak kitap var. Hergün listeye bir yenisi daha ekleniyor. Bazen ömrüm yetmeyecek diye düşünüyorum ve beklemenin anlamı yok diyorum. Bu sitenin bana kazandırdığı en güzel şey, dostlukların yanında, yeni kitaplar keşfetmek oldu. Unuttuğum, okumadığım, rafa kaldırdığım kitaplar. Evet işte onlardan biri daha.
Yıllardır ara verdiğim Aziz
Biliyor musun ; Bazen güzel bir yalanın içinde kaybolur insan , kandırır kendini .... Yüzleşmek istemez gerçeklerle ...
Yüzleşmeye cesareti olmaz çünkü . Canının yanacağını bildiği için , düşünmek istemez eskileri ....
Özlediği halde önemsemez o duyguyu . Kapatır kendini eve, çıkmaz o anı dolu sokaklardan geçmemek için .
Severek dinlediği müzikleri teker teker siler telefonundan . Siler anlam yüklediği fotoğrafları.... Ve hiçbirşey yaşanmamış gibi , hayatına devam eder.
Unutmak ister . Aslında unuttum deyip kendini kandırır .... Çünkü sadece kendisi bilir geceleri yatmadan önce yüreğinin nasıl yandığını ....
Ansızın aklına gelince hatıralar , gözlerinin nasıl dolduğunu , sadece kendisi bilir....
Biliyor musun , bazen insan kendini bilerek kandırır . Mutlu olabilmek için , ayakta durmak için ....
Bazen insan, sırf sevdiği insanlar üzülmesin diye , mutlu gözükmek zorunda kalır .
Dedim ya ; bazen güzel bir yalanın içinde kaybolur insan. Hemde öyle kaybolur ki , " Unuttum , acımıyor artık " der.
Yaralar kabuk bağladı derken , bı bakarsın ; taze haliyle öylece duruyor yerinde ...
Bazen öyle bir yaralanır ki insan ; bir daha asla sevmeye cesaret edemez .
Bazen öyle bir sever ki insan ,
Yaşadığı acılara bile aşık olur....
"Sözde kızlar/erkekler" gerçek olamamış kızlar/erkekler. Kendi benliğini hep başkalarının gölgesi yapmaya çalışan insanlar. Maddi olarak servet sahibi olanların popüler olma özentileri doğal olarak tiksindirici olabilir. Peki maddi yetersizlik içerisinde olup da züppe veya "sözde" olan insanlara ne demeli...
Özenti, başkasında kendini görme, kıskançlık, gösteriş vb her zamanda olduğu gibi bu gün de toplumumuzun kangren olmuş vakalarından.
Peki hayatta olayları tarafsız ve akılcı bir gözlem ile değerlendirip yol yordam gösteren kaç kişi var?
Kaç kişinin hayatında böyle güvenebileceği bir dostu veya akıl hocası var?
Çok az.
Nadirattan.
Peyami Safa neredeyse tüm romanlarında olduğu gibi bu romanında "Nadir Bey" karakteriyle, bizlere böyle bir arkadaşı tanıtıyor. Bu karakterleri okuyunca gerçekten arkadaşlığın ve dostluğun önemi bir kez daha hatırlıyorum. Bu karakterler her ne kadar yardımcı oyuncu konumunda olsalar bile ben bu tip karakterleri romanın en değerli madeni olarak görüyorum. Benim öyle bir dostum var:) umarım heppinizin de öyle bir dostu olur. Böyle birini bulmak çok çok zor. Dediğim gibi nadirattan bir durum. Ama olmayanlar da çok üzülmesin en azından artık ChatCPT var. Yapay zekaya sorunlarınlarınızı anlatın gayet makul çözümler buluyor sizler için :D
Keşke James Matthew Barrie'nin "Bütün çocuklar büyür, biri hariç." dediği o çocuk ben olsaydım... Kitap bitince tam olarak bu his uyandı içimde. Şimdi bu kış vakti penceremi açık bırakıp Peter'i beklemek geliyor içimden.
Sevgili Peter, sevgili James Matthew Barrie... Böyle diyorum çünkü bizim yıllarca çocuk kitabı diye okuduğumuz bu
Bu kitabı ben bir öneri üzerine okudum. Aslında hiç beklemediğim bir zaman diliminde gerçekleşti her şey. O sıralar hayattan sıkılmaya başladığım ve her günün birbiriyle tamamen aynı olduğu dönemlerdi. Bahsettiğim o anlamsız günlerde, bir adam Peter Pan kitabının önerisiyle çıktı karşıma. İşte dönüm noktalarımdan birisi bu adam oldu. Bu yüzden
Romanları, öyküleri, oyunları, yazıları, mektupları... Bütün kitaplarını büyük bir heyecanla; son kitabı "Hep Genç Kalacağım"ı ise hüzünle okuduğum dev yazar, şair, zorunda bırakıldığından politikacı, çevirmen: Sabahattin Ali.
Sabahattin Ali'nin doğumundan vefatına değin hayatı yer edinmiş kitapta. Öyle kuru bir biyografi tarzında da
Ne güzel bir incelik, ne güzel bir zarafet, ne harika bir iletişim örneği...
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kendisine ne ikram edilse mutlaka yanındakilerle paylaşırdı. Bunu gören yoksul biri "Keşke benim de ikram edilecek bir şeyim olsa da İki Kainat Güneşi'ne ikram etsem." diye düşünüyordu. Bir gün pazarda bir hayırseverin üzüm dağıttığını gördü. Sevinçle aldı. Yıkadı. Bir çanağa koyarak Peygamberimiz'e sundu. Efendimiz (s.a.v.) bir tane aldı yedi. Tebessüm etti. Bir tane daha yedi ve yine tebessüm etti. Sahabeler ona bakıyordu. Tek tek yedi ve tebessüm etti. Herkes ”Acaba bize neden buyur etmedi?” diye düşünürken bütün salkımı tebessüm ile yedi ve bitirdi. Yoksul kişi belki dünyadaki en mutlu en mesut kişisi olarak, sevinerek kalkıp gitti. O gidince sahabeler sordular: "Ey Allah Resulü; neden bize de ikram etmediniz o salkımdan?" Buyurdu ki : "Üzümler çok ekşi idi. Ama ben o yoksul üzülmesin diye tebessüm ederek yiyordum. Size versem yüzünüzü ekşiteceğinizden ve onun üzüleceğinden çekindim.”
Alıntı
Budala, İdiot hatta Aptal olarak da bilinen Dostoyevski nin en kalın romanlarından biridir. Kitabı Dosto, İsviçre, İtalya ve Almanya da da yazmıştır. İlk bölümü İsviçre nin Cenevre kentinde oluşturmuştur. Almanya da devam etmiş, Floransa da da yazımını bitirmiştir. Roman için hazırlık defterleri(3 adet) Rus Hükümeti tarafından itina ile saklanmış
Ben nasıl biriyim nasıl biri oldum böyle? diye defalarca sorar oldum kendime. Son 3 ayda yaşadıklarıma bakıyorum da ne çok hata ne çok yanlış yapmışım. Ben neden böyleyim, neden bu kadar safım 😭😭
İnsanlar bu saflığımı kullanıp yaralıyor beni. Canım yanıyor, içim acıyor. En güvendiğim insanlar bir bir vuruyor beni. Neden bu savaş? Ne istiyorsunuz benden. Kahrolası bu hayata bunca derdi çekmek için mi geldim? Neden bir türlü arkadaştan yana yüzüm gülmedi? Neden Allah'ım neden.
Artık aklımı yitirecegim kimseye güvenemez oldum. Erkeklere kadınlara hep şüpheyle bakar oldum. Biri girecekte hayatıma acıma acı katacak diye korkar oldum. Peki ben temiz miyim? Hiç değilim. Ben seveni sırtından vuran bir kahpeyim! Hislerim hayatıma yön vermek yerine beni yoldan çıkarıyor. Bir çıkış yolu arıyorum, kendimden çıkmak için.
Herkesin ağzında zehir zemberek sözleri sıra sıra canımı yakıyorlar. Ben hiçbir şeyi hak etmiyorum!!! Çok mutsuzum. Yaptiklarimin bedelini ödüyorum. Yaşamak istemiyorum. Ben ne pislik bir insan olmuşum meğer. Ben kimse üzülmesin isterken onlar beni üzmekten hiç cekinmediler. İçim öylesine dolu ki, yok mu aranızda beni çekip vuracak bir kahraman 😭😭😭
A.U
Hacettepe Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği kazanmışım :) Hayalim gerçek oldu, sizlerle paylaşmak istedim. Umarım vatanıma, milletime hayırlı bir öğretmen olabilirim.
İstediği bölümü kazanan arkadaşlarımı yürekten kutlarım, kazanamayanlar da üzülmesin seneye inşallah hakettikleri yerlere gelirler.