Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dördüncü İvan..
Müthiş İvan... Bu sıfat, onun, adam öldürmeyi bir nevi su içmek haline getirmesinden... Denilebilir ki, bütün tarih süresince, insan kanına onun kadar susamış bir insan gösterilemez. İnsan öldürmek fıstık yemek kadar basit bir iş olsa, bir de fıstıktan başka bir şey yemeyen bir adam bulunsa, Dördüncü İvan'ın ezdiği beyinler kadar fıstık kabuğu kıramaz. Öz tabiri, şu: "- Adamcıkları temizlemeye bayılırım!" En büyük zulmünü, bizdeki Yeniçeriliğin bir nevi kopyası olan ve çürüyüşü bizdekilerle beraber başlayan (Strelets) dedikleri askerlerine karşı gösterdi. Bazı isyan tavırları takı nan ve külhanî edasına bürünen bu askerleri pencerelerden atarak, merdivenlerden yuvarlayarak, duvarlara çarparak öldürür ve sonra vahşi vahşi sırıtarak mırıldanırdı: "- Adamcıkları temizlemeye bayılırım!" Hattâ bir defasında, zıddına giden bir tavır takındığı oğlunu bile tek darbede öldürmüştü. Batı ansiklopedilerinin "Rus topraklarını bütünleştiren, Rus topluluğunu birleştiren" diye kaydettiği, ilk defa "Çar" ismini bulan ve yayan Dördüncü İvan, her şeye rağmen memleketi için geliştirici, düzenleyici ve oldurucu davranışlara girişti ve "fâtih", "kahraman" sıfatlarına lâyık görüldü.
Bir Yamyamın Mantığıyla; Şöyle demiş bir yamyam, köyüne gelen Batılı bir antropologa: “Biz insanları yemek için ve ancak ihtiyacımız miktarınca öldürüyoruz. Ama ya siz... Sanırım yamyamlar arasında araştırmalar yapan bilim adamı, bu sözler karşısında utanmış, sıkılmış ve bu sözlerin Batı medeniyetini eleştiren çarpıcı mantığı karşısında afallamıştır. Kendi vahşi tabiatını nasıl da masum bir edayla ortaya koymuş. Sanki insan yemek, garip bulsak bile, anlayışla karşılayacağımız cinsten bir gelenek. "Yamyam baba-oğul sofrada yemek yiyorlarmış. (Anlıyorsunuz tabii, ıspanak, kereviz mereviz değil, yine insan eti yiyorlar) Baba oğluna: -Yoksa anneni hiç sevmiyor musun? diye sormuş. -Yoo, demiş oğlan, çok severim. -O halde, demiş baba, neden bir tabak daha yemiyorsun?"
Reklam
STERN: Sayın Cumhurbaşkanı, sizler Avrupa geleneği ve hoşgörüsüne sahip, tüm dünyaya açık bir Müslüman olarak tanınıyorsunuz. Şimdilerdeyse Batı basınında Bosna Hersek'in İslamlaştırılmasına ilişkin haberler çıkıyor. Bunlar sadece dedikodudan mı ibaret? İZETBEGOVİÇ: Tamamıyla açık konuşacağım; bunlar dedikodudan ibaret değil. Komünizmin elli
Sayfa 222 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Vahşi Batı filmlerindeki bufalolara benziyoruz artık. Yanımızdaki vurulup, düşüyor. Gözucuyla bakıp, yolumuza devam ediyoruz...Ruhsuz... Duygusuz...
Sayfa 197Kitabı okudu
Güzel, iyi alışkanlıkları olan gençleri sevmek: İşte bana göre duyarlı ve iyi bir insana yakışan budur; ama bu amaçla kiralanmış bir erkekle ilişki kurmak, ancak vahşi ve geleneklerden göreneklerden habersiz, cahil birisinin yapacağı iştir. Ayrıca çıkar gözetmeden sevilmenin güzel bir şey olduğunu, parayla kendini satmanın da aşağılık bir şey olduğunu söylüyorum.
Yabani hayatın basitliğini, doğal hislerini, erdemlerini yaşamak; kendimi medeniyetin yapay alışkanlıklarından, önyargılarından, kusurlarından arındırmak istedim... vahşi batı topraklarının ıssızlığı ve görkemi içinde, insan doğasına ve insanın gerçek ihtiyaçlarına dair daha yerinde bir bakışa sahip olmak istiyordum. Istırabın hazzını ve tehlikenin yenileyici gücünü deneyimleyebilmek adına, tercihim bu toprakların kış kıyametini yaşamaktı. ESTWICK EVANS - 1818 YILININ KIŞ VE BAHARINDA, BATI EYALETLERİ VE TOPRAKLARINDA ALTI BİN BEŞ YÜZ KİLOMETRELİK YAYAN BİR YOLCULUK
Sayfa 188 - Siren YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Karpat Dağları
"Bizim Karpatlar'ımız sizin Batı'nın uygarlaşmış dağlarına hiç benzemez. Doğa tuhaf ve görkemli neye sahipse, hepsini tüm haşmeti ile gözler önüne serer. Sürekli karlar- la kaplı fırtınalı dorukları bulutların arasında kaybolur; geniş köknar ormanları denize benzeyen göllerin ayna gibi yüzeyine eğilir; bu göllerden tek bir sandal geçmemiş, onların gökyüzünün maviliği gibi derin, billursu sularını hiçbir balıkçı ağı bulandırmamıştır; insan sesi orada kırk yılda bir duyulur, vahşi hayvan çığlıklarının karşılık verdiği bir Moldavya ezgisidir bu: Ezgi ve çığlıklar, basit bir uğultu sayesinde kendi varoluşunun farkına vardığı için tam bir şaşkınlığa düşen münzevi bir yankı yaratacaktır. Kilometreler boyunca, yalnızlığın her adımda gözlerimizin önüne serdiği ve zihnimizde şaşkınlıkla hayranlığın yer değiştirdiği şu beklenmedik güzelliklerle kesilen karanlık orman kubbesi altında yol alınır. Orada tehlike her yerdedir ve binbir farklı tehlike söz konusudur; ama insan korkmaya vakit bulamaz, bu tehlikeler öyle yücedir ki."
"Vahşi Türkler uygar Ermeni milletini yokettiler" gibi bir görüş aslında Ermeni tezi bakımından kendi ayağına kurşun sıkar, çünkü "tehcir" ve "soykırım" veya buna benzer kavramlar emperyalist Batı uygarlığı ile birlikte literatüre girmişlerdir.
İslamiyet doğduğu zaman, örgütlendirici ve modernleştirici bir ortam meydana getirmiştir. Hıristiyanlık, Avrupa’nın vahşi kabileleri arasında bir uygarlaşma ve modernleşme etkisi yaratmıştır. Gerek Haçlı Seferleri, gerekse 16. yüzyılda Protestan kiliselerinin kurulmasıyla sonuçlanan dini devrim (Reformasyon) Batı dünyasını Orta Çağın uyuşukluğundan silkip çıkaran önemli etkenlerdir.
Sayfa 10
İdris peygamber Kitâb-ı Mukaddes kaynaklarında Hanok adıyla anılır. Dinler tarihi İdris peygamberin tıpkı Hz. İsa gibi göğe çekildiğini söyler. Tevrat'a göre iyi insanlarla Tanrı arasında bir aracıdır. Bir meleğin kanadında yedi kat göğe yolculuğa çıkar ve bu yolculukta bütün yaratılışın sırlarına ve tabiattaki unsurlara vakıf olur. Melek Vreveil
Sayfa 140Kitabı okudu
797 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.