“Her aptal kendine hayran kalacak daha büyük bir aptal bulur."
Sayfa 79 - BoileauKitabı okudu
En güzel yaralar, umutlu yarınları aralar
Havaya sıçrayana kadar, her şeyin su ve denizden ibaret olduğunu sanan bir balıktım. İnsan dertler senfonisi; En büyük dert benim sandım, Hiç tahammül edemedim, dertlerimden hep iğrendim. Fakat gün geldi, hasta ziyaretlerinde bedenimi sevmeyi, saymayı öğrendim. Esasen konuşmanın değil susmanın, Aldanmanın değil inanmanın, Düşmenin değil kalkmanın, Savrulmanın değil sarılmanın, Sarhoşluğun değil ayılmanın, En çok da; Sevmenin değil ayrılmanın, Ölmenin değil yaşamanın insanı yorduğunu, Ancak, yine de kara bulutlardan sonra yağmurun yağdığını, güneşin doğduğunu öğrendim.
Reklam
En uzun ve en içime sinen alıntılarımdan biri oldu :)
Sizi seven bir kadın tenha bir yerde yaşamaktadır;sizin bakışlarınız onun en büyük bayramıdır, sizin sözlerinizle beslenir. O zaman bırakın o kadın sizin dünyanız olsun, zira siz onun her şeyi olacaksınız;onu gerçekten sevin, onu üzmeyin, bir rakiple kıskandırarak ona eziyet etmeyin. Sevilmek, anlaşılmak en büyük mutluluktur;tek dileğim sizin de bunu bilmeniz, ancak ruhunuzun çiçeğini riske atmayın;sevginizi sunacağınız kalbi iyi tanıyın.
Selam Olsun!
Biz Herakleitos'tan, Pascal'a, Spinoza'dan Heidegger'e, Bergson'dan Augustinus'a, Tanpınar'dan Peyami Safa'ya, zamana, boşluğa, içinde bulunulan dehlize, girişe, çıkışa, katmanlara, içinde yüzülen hale, ani fark edişlere, fark edip çark edişlere, bunların, insanın içinde sessız bir mana alması için sessiz duyuruşlarda bulunan büyük şairlere; Borges'e, Celan'a, Rilke'ye, büyük ustalar Breguet'ye, Şeyh Dede'ye, John Arnold'a, Süleyman Leziz'e, John Harrison'a, Eflaki Dede'ye, George Graham'a ... İsmini bildiğimiz, bilmediğimiz, bilmemenin ayıbını taşıdığımız, ayıp taşımayı bile beceremediğimiz, gözümüzü açan, fikrimize vuzuh veren yaşamış, üretmiş, çabalamış, yapmış, yaşlanmış, yaşlanamadan yaş ve çağ almış, üzerine düşeni fazlasıyla değil; gelmiş gelecek herkes adına yapmış bu nasipli insanlara çok çok borçluyuz... Hepsine sonsuz şükranlar, selamlar. Terleyenlere, yorulup tükenenlere, her şey ve herkes adına muztarib olanlara selamlar ...
Uzun uzun burnumu çektim. "Önemi yok, onu öldüreceğim!" "Ne diyorsun sen küçük; babanı mı öldüreceksin?" "Evet yapacağım bunu. Başladım bile. Öldürmek, Buck Jones'un tabancasını alıp güm diye patlatmak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bi gün büsbütün ölecek." "Bu küçücük kafada ne büyük bir hayal gücü!"
Sayfa 159 - Can YayınlarıKitabı okudu
'' Bu memlekette her şey ciddiyetini ve samimiyetini o kadar kaybetti ki artık hiçbir şey üzerinde düşünmek ve söz söylemek istemiyorum. ''
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.