Fakat insanlara karşı işlenen suçlar ve tanrılara karşı işlenen günahlar için hiçbir arınma yoktur, bu yüzden cezalarını çekerler ama mahkemelerde değil eskiden hiçbir yerde mahkeme yoktu, şimdi de hâlâ birçok yerde yok ve var olanlarsa çoğunlukla yozlaşmış durumda Fury'ler tarafından kovalanıp yakalanırlar ve hainlikleri için efsanelerden
"Aslında insanı en çok acıtan şey hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır."
"Dünyada herkesten çok kendini sev, çünkü dünyada her şey kişisel çıkara dayalıdır"
Sayfa 182
Düşünebiliyor musunuz, insanın gidecek hiçbir yeri bulunmamasının ne demek olduğunu düşünebiliyor musunuz sayın bayım?
—Madem gidecektin, ne halt etmeye geldin?
Sayfa 159
"İnsan bazen öyle bir sınıra gelir ki, onu aşamaz mutsuz olur; aşar bu kez belki daha mutsuz olur!.."
Sayfa 181
"Birkaç tavşanın ardından koşan hiçbirini yakalayamaz."
Sayfa 182
Benim oraya hiçbir şey düşünmeden, bir aptal gibi gittiğimi mi sanıyorsun yoksa? Aklı başında bir insan olarak gittim ben oraya Sonya.
Beni mahveden de bu oldu zaten!
— Ben yalnızca bir bit öldürdüm, Sonya, yararsız, iğrenç, herkese zararı dokunan bir bit!
— Ama bu bit bir insan!
Mühendisler ve bilimadamları, öğretmenler ve idareciler, iyi çalışma karşılığında yüksek maaşlar alır ve öylesine alçakgönüllü şekilde vergilendirilirler ki, daha iyisini yapmak ve daha üst düzeyde ödüllendirilmek için sürekli teşvik edilirler. Ancak ideoloji ve politika alanlarında kendileri için çizilen sınırların ötesine geçtiklerinde onları ceza bekler.
İnsan yaratılışı tam bir eşitliğe razı olamaz. Ufak tefek imtiyazların teşvikine de muhtaçtır. Diyebilirim ki, bizzat iyilik dahi,ancak ceza görmesi ve ayıplanması icap eden bir kötülüğün bulunmasıyla kabildir. İleride sık sık adı geçecek olan rahmetli hocam Muvakkit Nuri Efendi tasavvuftan bahsederken“her şeyin zıddıyla maruf ve mümkün olduğunu”söylerdi.
John Locke, doğal hakları Tanrı'ya dayanarak temellendirmekteydi. Ancak buradaki esas mesele, Locke'un aynı hak ve şartların bağlayıcılığını da Tanrı'nın ebedi ödül ve cezasına, yani ahirete atıf ile sağlamış olduğudur. Locke, "Yasa koyucu yoksa yasa yoktur ve ceza yoksa yasanın da amacı yoktur" diyerek sadece ahlakın ontolojisini değil, ödül-cezaya atıf yaparak ahlaki yasanın bağlayıcılığını da Tanrı ve ahiret ile temellendirir.
Sayfa 377 - İstanbul YayıneviKitabı okudu
Bu dünyada otorite ve güç göstermekten daha önemli şeyler vardır.İntikam ceza ve acıdan önemli şeyler....
Neden insanlara bombalarla, kurallı bir kuşatmayla saldırmak daha saygın bir biçim?
Sayfa 645Kitabı okudu
Dialog
Dialog
Nasıl net gözlem yapa biliriz?
Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz?
Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız?
Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız?
Derler insan çözülmez kutu bağlı.
Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.