Ilk olarak 17. Yüzyılda yayınlanmış ve yayınlandığı tarihten günümüze kadar üzerinde konuşulmuş, çevirisini yapan Ayşe Gür' ün müthiş sunuşu ve kim tarafından yazıldığı hâlâ daha netleşmemiş ( bir rahibe tarafından yazıldı deniliyor) 5 mektuptan oluşan bir eserdir. Mektuplar o kadar tartışılmış ki, bu tartışmaya kimler dahil olmuş görelim.
Jean
"Allah Allaaah!" dedi Veysel. Bayram yalvararak bakıyordu ama aldırmadı. "Olur mu bunun tedavisi kız? Kafanı çalıştır. Kalbin şişmiş diyoruz. Perhiz mi yaptıracaz? Yok tedavi medavi." Peşrev çeker gibi yukarı aşağı çırptı ellerini. "Veleddalin amin."
Trene binerken iki büklüm, yüzü kırışıklarla dolu ama bembeyaz, melek gibi bir teyze vardı yanımda.
Ürkek ürkek benden tarafa bakıyordu ama ben ne zaman bakışlarımı ona doğrultsam hemen gözlerini kaçırıyordu. O söylemeye cesaret edemiyordu
ama ben anlamıştım meramını.
“Teyze elimden tut hadi! Ben yardım ederim sana binerken, ver o valizi de” dedim.
O ürkek bakışlar; gözlerindeki ışıltı ile yüzünde melek gülüşüne evriliverdi birden. Eski, tokalı, kahverengi valizini de ben aldım elime, zaten benim sadece sırt çantam vardı. Bir de beyaz poşetim. Üçüncü vagondaydı yerleri. Kocasının kulağındaki işitme cihazını arkalarından valizi taşırken gördüm. O yüzden amca konuşamamış benimle, teyzem de utancından seslenememiş
belli ki. Koltuklarını bulduk oturttum yerlerine. “Siz otura durun, ben de şu valizleri yerleştireyim” deyip valizler için boş yer aramaya başladım. Vagonun sonunda kapının yan tarafında bir boş yer buldum valizler için. Valizleri oraya yerleştirip tekrardan yanlarına döndüm.
“... Gayril magdubi aleyhim veleddalin. Âmin” dedi, yüzünü avuçlarıyla sıvazlarken.
“Teyzeciğim bir isteğin olursa ben arada dolaşır, gelirim yanınıza”
dedim.
“Ah guzum! Allah senden razı olsun, tekerine daş değmesin inşallah” dedi. Gülümsedi bana, elini öptüm, döndüm kendi vagonuma gittim. Ama teyzenin sesi vagona yayılmaya başlamıştı.
“Pek bi iyi oğlanmış; yardım ediverdi bize, bekâr mı acaba? Sormadım tüh. Bizim de alt komşunun kızı var okulu yeni bitirdi, öğretmen oldu.” cümlenin sonunu duyamayacak kadar ilerlemiştim. Bu sefer de ben gülümsedim...
anne ve babama ne kadar mutlu olduğumu, tüm hayatımın değiştiğini, artık bir sefil değil Karun kadar zengin olduğumu anlatmamak için kendimi zor tutuyordum.
Efendimiz sav buyuruyor ki'
"İmam namazda Fatiha'yı okuduğunda 'veleddalin' dediğinde melekler de 'amin' der.İmamın arkasında bulunan cemaat de 'amin' dediğinde ve onların 'amin'i meleklerin 'amin'i ile örtüştüğünde,meleklerinkine denk geldiğinde Allah o kimsenin geçmiş günahlarını affeder."(Buhari)
"İnsan kendinin hem zengini, hem de fakiridir. Ama insan çoğunluğu işin fakir kuyruğundan tutar. Davaları küçüklükledir. Küçüklükten hoşlanırlar ve yürek karınlarını küçüklükle doyururlar. Küçüklüğün rahatlığında bir hoş olur, eriyip giderler. Küçüklük geçici rahatlık veren sarhoşluk veren bir afyondur. Bir de küçüklüğün arsız rahatlığına kavuşunca, yolunu belini keser...Üstelik dur durak tanıtmaz. İşte o zaman: 'Veleddalin, âmin..' Ne yazık insan çoğunluğu o küçüklük afyonunun rehavetinde gelip gider..."
Saat olmuş 2 zırr zır tel çalıyo önemlidir deyip açtım 🤧🙄 zaten her yerim acıyo hastayım mk hal hatır sorma şeyine tanıştığı çocugu anltyo saaaat 2 veleddalin amin nasi uycm bn şimdi gelde delirme grahambel yeminle bana psikolojik destek borçlusun 😑
Banane senden mk 😬