Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
360 syf.
8/10 puan verdi
İnsanın hayatı söylediği ya da söyleyemediği sözcüklerin arkasındadır aslında. Vera son gece her şeyi anlatmış olsa hayatı yine de trajik son bulur muydu yoksa Charles ona sonsuza dek sahip mi olurdu. Çok güzel, bir solukta okunabilecek bir kitap.
Böğürtlen Kışı
Böğürtlen KışıSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201138,7bin okunma
"Canım. Bugün cumartesi. Haftada kaç gün cumartesiydi ki? Lanet olsun. Sensizlik bana iyi gelmiyor. Şehir mucizevi lakin sensiz sıkıcı..." Nazım'dan Vera'ya
Reklam
Nazım, Vera'ya bir anda vurulmuş ve onun kalbini çalmak en büyük arzusuydu, ona türlü türlü hediyelerle kur yapıyordu; “Ertesi günden başlayarak Nazım atağa kalktı. Bana, henüz genç olduğunu kanıtlamaya karar vermişti. Onu unutmam şurada dursun, kendisinden bir dakika bile kopmama olanak vermiyordu. Günde on kere telefon ediyordu… Hiçbir şey umurunda değildi: Çalışmak da oluşum, evli oluşum, kendisiyle telefonda konuşmamın kimi kez uygun olmayışı ve çoğu kez olanaksızlığı… Açıyordu telefonu. Senaryo bölümünden bir an ayrılmayayım, hemen dört katlı stüdyoda aramaya başlıyorlardı beni, Nazım telefondaydı. Ya kendisi getiriyor ya da şoförüyle kocaman pastalar, kutu kutu çikolatalar, çiçekler gönderiyor ve daha türlü türlü şeyler yapıyordu beni kendisine kadınca ilgi göstermeye zorlamak için. Artık bir çocuğa davranır gibi davranmıyordu bana. Onun gözünde kadın olmuştum artık ve Dumas’nın, Dostoyevski’nin romanlarında kadınlara nasıl kur yapılıyorsa, öyle kur yapıyordu bana.” Ancak Nazım kendi gibi sıradışı bir kadına aşık olmuştu, Vera çikolatalarla tavlanacak bir kadın değildi; Yine elinde çiçeklerle Vera’ya gittiği bir gün Vera'nın iş arkadaşı Rais öğüt verdi ona : “ Eğer onu hoşnut etmek istiyorsanız hıyar çurşusu, çiroz gibi şeyler getirin de bakın o zaman nasıl sevecek sizi.” Ve bu öğütten sonra litre litre turşular Vera'nın masasına doluşmaya başladı, sonrası hepimizin malumu. Nazım turşuyla kalp çalan ilk erkek olarak tarihe geçiyordu…
Berg zavallı bir kadından üstün olmanın bilinci içinde gülümsedi; çünkü kendi karısı hoştu, güzeldi ama bütün benzerleri gibi kuş beyinliydi, bir erkeğin kıymetini takdirden yoksundu. Vera da kendi hesabına aynı sebepler yüzünden gülümsüyordu. Çünkü o da kendisini bu iyi, kusursuz kocadan daha üstün görüyordu. Kocası da birçok erkek gibi hayatı ters tarafından görmekte, kendini çok akıllı bir adam sanmaktaydı. Halbuki Vera'ya göre bütün erkekler aptal, kendini beğenmiş, bencil yaratıklardı.
169 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"951'de bir denizde, genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün..." Nâzım'ın "Otobiyografi" şiirinde geçer bu dizeler. Kitap ve belgesel tam da bu noktadan sonrayı anlatır. Nâzım, 1951'de vatanı terk eder, sürgün hayatı başar. O yıllarda yaşadıkları, yazdıkları, yaptıkları kimi zaman derinlemesine, kimi zaman yüzeysel bir şekilde
Nazım
NazımCan Dündar · İmge Kitabevi Yayınları · 2005559 okunma
Nazım'dan Vera'ya 18 Haziran 1959, Varşova Ve işte ben. Dün sesini işittiğimde dünyanın en mutlu insanı oluverdim. Hep bizi, seni ve beni düşünüyorum. Döndüğümde Rusça’yı gramer kurallarıyla yazacak kadar iyi öğreneceğim mutlaka. Seni böylesine sevmek ve bunu layıkınca yazıya aktaramamak insanı çıldırtıyor. Sen bebeğim benim, anlıyor musun yazdıklarımı? Eğer hastalanmazsam ayın 15’inde yani pazartesi buradan ayrılıyorum. Pazartesi! İşte böyle. Yaz bana, unutma. Ara sıra yani her dakika beni düşün. Öpüyorum seni, sevincim benim.
Reklam
"O zamanlar bugünkü gibi bir adalet anlayışımız yoktu. Şayet seçkin bir ailenin kızı gölde ölü bulunsaydı, anında soruşturma başlatılacağından emin olabilirdin. Peki, ya bir balıkçının kızı olan vera ray? Acı gerçek şu ki kimse gerçekten umursamadı. Daniel kaybolduğunda polisin kılını bile kıpırdatmamış olmasının sebebi de buydu. Neden polisin gücünü yoksullar için harcayacaklardı ki? İşte o zamanların düşünce biçimi buydu. "
Sayfa 211Kitabı okudu
VERA'YA Gelsene dedi bana. Kalsana dedi bana. Gülsene dedi bana. Ölsene dedi bana. Geldim. Kaldım. Güldüm. Öldüm...
360 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Çok Sevdiğim bir arkadaşım daha ilk çıktığı zamanlarda almıştı. Çok güzel olduğunu söylüyör ve beni okumam için teşfik ediyordu. Nedense kitabı hiç merak etmemiştim. Geçen sene CNR Kitap Fuarı'na gittiğimde ( tabi gitmek denirse son gün ve akşam gittim yarım saat bile dolaşmadan fuar kapanmaya başlamıştı ama neyse
Böğürtlen Kışı
Böğürtlen KışıSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201138,7bin okunma
3. Nazım'ın Küçük Hırsızlıkları Nazım Hikmet ile evladı arasına kilometreler girmişti fakat Vera’nın ilk evliliğinden olan kızı Anyuta yanı başındaydı işte. Onun sevgisini ve güvenini kazanmak öz çocuğuyla arasına giren esafelerin azalmasına vesile olacaktı bir nevi. Vera, Nazım’ın vefatının ardından paylaştığı anıda küçük bir çocuğun kalbine
Reklam
6. Turşuyla Bir Kadının Kalbini Çalmak Nazım, Vera'ya bir anda vurulmuş ve onun kalbini çalmak en büyük arzusuydu, ona türlü türlü hediyelerle kur yapıyordu; “Ertesi günden başlayarak Nazım atağa kalktı. Bana, henüz genç olduğunu kanıtlamaya karar vermişti. Onu unutmam şurada dursun, kendisinden bir dakika bile kopmama olanak vermiyordu. Günde on kere telefon ediyordu… Hiçbir şey umurunda değildi: Çalışmak da oluşum, evli oluşum, kendisiyle telefonda konuşmamın kimi kez uygun olmayışı ve çoğu kez olanaksızlığı… Açıyordu telefonu. Senaryo bölümünden bir an ayrılmayayım, hemen dört katlı stüdyoda aramaya başlıyorlardı beni, Nazım telefondaydı. Ya kendisi getiriyor ya da şoförüyle kocaman pastalar, kutu kutu çikolatalar, çiçekler gönderiyor ve daha türlü türlü şeyler yapıyordu beni kendisine kadınca ilgi göstermeye zorlamak için. Artık bir çocuğa davranır gibi davranmıyordu bana. Onun gözünde kadın olmuştum artık ve Dumas’nın, Dostoyevski’nin romanlarında kadınlara nasıl kur yapılıyorsa, öyle kur yapıyordu bana.” Ancak Nazım kendi gibi sıradışı bir kadına aşık olmuştu, Vera çikolatalarla tavlanacak bir kadın değildi; Yine elinde çiçeklerle Vera’ya gittiği bir gün Vera'nın iş arkadaşı Rais öğüt verdi ona : “ Eğer onu hoşnut etmek istiyorsanız hıyar çurşusu, çiroz gibi şeyler getirin de bakın o zaman nasıl sevecek sizi.” Ve bu öğütten sonra litre litre turşular Vera'nın masasına doluşmaya başladı, sonrası hepimizin malumu. Nazım turşuyla kalp çalan ilk erkek olarak tarihe geçiyordu...
8. Nazım Hikmet Gemisi Nâzım Hikmet vefat ettikten sonra Sovyetler Birliği tarafından sürekli Çanakkale ve İstanbul Boğazlarından giriş ve çıkış yapan bir gemiye "Nâzım Hikmet Gemisi" adı verilmiştir. Ölüm-doğum günlerinde ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü gibi özel günlerde Vera Tulyakova'ya, altında gemi kaptanı ve mürettebatının imzasının olduğu bir başsağlığı ve/veya tebrik mektubu yollanmıştır.
Nazım, Galina ile evliyken aşık oluvermiş Vera'ya. Velhâsıl kaçmış sevdiğine terk edip Galina'yı. Galina diyor ki; 'Kalbinden rahatsızdı, üşütmesin diye kazak örüp gönderdim, kutu kutu portakallar gönderdim Vera'sının yanındayken sağlığı da iyi olsun diye. Çok canım yandı ama o çok mutluydu, hatta yeniden şiir yazmaya başlamıştı, hatta bülbül kesilmişti bizim oğlan' diyor. Bu da 'acımı dindirmeye, yanık kalbimi serinletmeye yetti' diyor. Böyle derin hissiyatları görünce ne desem anlamsız gibi gelmeye başlıyor bana. Sevdiğin, kocan, sevgilin, başkasına kaçıyor; sen şiir yazmaya başladı diye mutlu oluyorsun, üşütmesin diye de kazak örüyorsun. Düşünsene, elinde iki tane koca tığ, kanepenin birinde, terk edildiğin evde oturuyorsun, seni terk eden boncuk gözlüye kazak örüyorsun. O kazağı örerken neler hissetti acaba? Sen nakış işliyorsun, o orda Vera'nın saçını seviyor. Sen bir nakış daha işliyorsun, o bir mısra daha yazıyor Vera'sına. Neler düşündü acaba o kazağı örerken, terk edildiği evde, bir başına? 114 yaşındasın. Insan ölünce doğuyor aslında. Ölünce unutulmuyor. -alıntı
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.