Bakıyoruz da gönlümüze, kırık.
Sevgimiz kime neye belli değil, bölük pörçük.
Yazdığımız aşk mektupları sefil.
Arzuhalcilerin kapısında bekleşir gibi, şöhrete, servete, güvenceye, eşyaya, dünyaya götürecek vasıtaların şefaati için bekleşip durmaktayız.
Ulvi ve süfli âlemdeki her şeyden var içimizde.Fakat akıl arınıyor.Onunla, hayır ve şerri birbirinden ayırmak üzere mükellef kılındık.Ve kalp marifet ve hakikatin aynası olmak yolunda.Vesvese veren şeytan rezil, kaçıyor.Sırtlan gibi tebelleş olan nefis yorulup bitab düşüyor.
“Ve hiç şüphesiz, insanı biz yarattık ve nefsinin/duygusunun ona ne vesvese verip düşündürdüğünü biliriz. Çünkü ilmimizle biz ona şah damarından daha yakınız.”
Kâf Suresi, 16. Ayet
Sayfa 518 - Server Yayınları, 16. BaskıKitabı okuyor