Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ensar Kır

Ensar Kır
@vontroxell
KKC sevdalısı, Silmarillion aşığı, biraz da potansiyelli okur. (Okuduğum mangalar ve çizgi romanlar çok yer kapladığı için Kütüphane bölmesine bakarak onları geçebilirsin)
Lavis çok tembeldi ve hiçbir fiziksel iş yapmazdı. Bir gece adamın biri aniden ayı işaret etti ve "Gece tanrısına bakın. Yüzü karanlık ve güzelliği yok olmuş," diye bağırdı. Herkes korkmaya başladı. O anda daha önce tutulma gören ve bunun basit sebebini anlayan Lavis bunu fırsata çevirdi. Ellerini gökyüzüne kaldırdı, ve kuvvetli bir sesle "Eğilin ve dua edin. Işık saçan gece tanrısı, kötü karanlık tanrısıyla savaşıyor. Şimdi dua edin ve yüzünüzü toprakla örtün. Gözlerinizi kapatın. Başlarınızı gökyüzüne çevirmeyin, çünkü iki tanrının savaşına şahitlik edenler görme yetilerini kaybedeceklerdir." Ay eski formunu alınca Lavis daha da büyük bir sesle "Şimdi kalkın, dualarınızla yenmesine yardım ettiğiniz gece tanrısına bakın. Şu anda hiç olmadığı kadar parlak." O gece Lavis, halkının da isteği üzerine, kendisine hizmet edilen, en bilge kişi seçildi. Sonra Lavis bir hikaye uydurdu ve kötü tanrı olarak Şeytan'ı yarattı
Reklam
Zamanın başında insanoğlu güneşe baktı. İlk kez kollarını açarak "Gökyüzünün ardında çok ulu, çok sevgi dolu ve iyiliksever bir tanrı var." dedi. Büyük ışık kitlesine arkasını döndüğünde toprak üzerindeki gölgesini gördü ve "Yeryüzünün derinliklerinde kötülüğü seven bir iblis var," dedi. "Birisine sığınırken diğerine karşı mücadele etmeliyim."
Daha genel söylersek, "para kazanmak iyi, para harcamak kötü," sayılmaktadır. Bu ikisinin bir alışverişin iki yönü olduğu düşünüldüğü zaman birinin iyi ötekinin de kötü sayılması çok saçmadır. O zaman insan anahtarın iyi, anahtar deliklerinin kötü olduğunu da savunabilir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Onları dinledikten sonra insanlardan birisi, "Dünya ve her şey insan için yaratılmıştır," diyince dünyanın üç katı büyüklüğündeki dev olan Micromegas ve arkadaşı böylesine küçük atomların böylesine kendilerini yücelttiğini görünce kahkahaya boğuldular. Gezegenin yanından ayrılmadan önce onlara evrenin sırlarının yazdığı bir kitap bırakacaklarını söylediler. Kitabın her sayfası bomboştu.
Locke Lamora küçücük olabilirdi; fakat Camorr’un Belası tüm bu olanlardan çok daha büyüktü. Bela’ya hiçbir silah, büyü veya tahkir dokunamazdı. Parmaklarının arasından geçen servetleri düşündü ve gülümsedi.
Sayfa 431 - Locke LamoraKitabı okudu
Reklam
Bir gün korkuluğa "Boş bostanda tek başına ayakta durmaktan sıkılmıyor musun?" dedim. O da bana "Herkesi korkutmak öylesine güçlü ve sürekli bir keyif ki o haz bana yeter," diye cevap verdi. Aradan bir yıl geçti. Korkuluk artık bilgeye dönüşmüştü, üzerinde bir kuş yuvası vardı.
Eğer bir lokmacık bile sevemezsen beni, Hiç mi hiç sevemezsen eğer, Acımı bağışla - beni hoşgör - Seni seviyorum.
"Kaba kuvvet kullanmak, kendini senden güçlü olanların insafına terk etmektir."
Tek istediğim, dönüp arkama bakarak şöyle demekti: "Bakın! O hayat beni hapsedemedi. Bakın! Sırra kadem basıyorum! Bir daha hiçbir kısıtlama, insanların hiçbir tuzağı beni kapana kıstıramaz. Dinimi reddediyorum! Muhteşem bir an yaşıyorum! Özgürüm!" Ne boş laflar!
Reklam
"Sen bize aitsin," dedi Chani. Paul "Ben bir kehanet hayaline aitim," diye fısıldadı.
Ben sadece bir sembolüm. Tanrılık verildiğinde, sözde tanrının kontrolünde olmayan tek şey budur.
Sayfa 45 - PaulKitabı okudu
Ben güldürmek istiyorum, öldürmek değil. Gülmenin önüne engel olarak dikilenler ölmenin tadına bakacaklar. Birkaç ay içinde tüm denizlerdeki savaş gemileri yok edilecek. Birer hurda yığını olarak denizin dibini boylayacaklar ve bütün uluslar silahsızlandırılacak. Bütün kaleler parça parça edilecek. Ordular dağılacak ve dünya üzerinde savaş son bulacak. GÜÇ, BENİM. BEN, TANRININ DİLEĞİYİM. Tüm dünya benim kölem olacak, ama bu barış ve huzurun köleliği olacak. BEN, GOLYAT'IM.
Kurama göre hiçbir devlet yönetimi anlaşmazlıkları çözüme ulaştırma konusunda halktan daha mantıklı ya da daha iyi değildir. Bu, reform ve gelişmenin bireyden kaynaklanacağı anlamına gelir. Bireyler daha akıllı ve daha iyi olmaktan uzaklarsa devlet yönetimi de akıllı ve iyi olmayacaktır. Kısacası, devlet yönetimleri ve hükümetlerden önce bireylerin çoğunluğu daha akıllı ve daha iyi olmak zorundadır. Oysa halkın durumu bu kuramı yalanlamaktadır. Kolektif akıl ve merhametin sözü bile edilemezken, tam aksine, halk kitlelerini yönetenler en akılsız ve en vahşi olanlar içinden çıkmaktadır.
Biliyor musun, peşimizde bizi takip eden ve avlayan bu kadar çok kişi varken şehrin başlıca iş imkânı olup çıktığımıza bahse girebilirim. Artık Tal Verrar'ın bütün ekonomisi bizi becermek üstüne kurulu.
Sayfa 256Kitabı okudu
54 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.