I bölüm XIII fəsil
Bəzən ən xoş təbiətli, lakin zəif əsəbli adamlarda belə bir hal olur: onlar nə qədər xoş təbiətli olsalar da, öz kədər və hiddətlərinə qapılır, bundan hətta həzz alırlar. Onlar hər necə olsa, heç təqsiri olmayan, çox vaxt da ən yaxın adamlarına, lap onları incitməli də olsalar, ürəklərindəkini açıb söyləmək istəyirlər. Məsələn, qadınlarda elə bir hal olur ki, heç kəs onları incitməsə də, heç bir bədbəxtlik üz verməsə də, bəzən onlar incimək, bədbəxt olmaq ehtiyacını hiss edirlər. Bir çox kişilər var ki, bu cəhətdən qadınlara oxşayırlar, lakin onlar heç də zəif kişi deyillər, qadınlıq hissləri də onlarda çox azdır.
Sayfa 157 - Qanun nəşriyyatıKitabı okuyor
II/On Üçüncü Bölüm
Alizeler Kule boyunca sarmallar çizen, karmakarışık bir yol izleyerek yükselir. Gemiler Kule'nin ufkunda ipe dizilmiş çeküller gibi batıp çıkmazlar, ağaca dolanan sarmaşık gibi burkula büküle yukarı tırmanırlar. Yukarı, hiç de dolambaçsız bir istikamet değildir.
-Herkes İçin Babil Kulesi Rehberi, I. XIII
Sayfa 218 - MonoKL EdebiyatKitabı okudu
*İlyada : Homeros’un İlias, ya da İlyada adlı büyük destanı adını taşıdığı halde, Troya savaşı efsanesinin ancak kısa bir bölümünü yansıtır...
Bölüm I. (A) Sesleniş - Akhilleus’un Öfkesi.
Ozan Musa’lara seslenip konusunu belirtir: Akhilleus’un öfkesi, bu yüzden Akha’lar arasında beliren veba salgını.
Bölüm II. (B) Agamemnon’un Düşü. Toplantı.
Sayfa 154 - Remzi Kitabevi - İlyadaKitabı okudu
Bölüm XIII - UC ŞAPKA- YER: KAZASKER KONAĞI
Müstantik Behçet namuslu ve çirkin olduğu için kimseye kendisini sevdirememiş, hakkının çok așağısında müstantiklikte kalmıştı. Paralı ve mevkili adamların bir rezaletini öğrendiği zaman hayatındaki mahrumiyetlerin intikamını almış gibi sevinirdi.
Burhan, Hidayet 'in maskaralıklarını anlattkça, Behçet sevincinden Burhan't öpmek istiyordu. Burhan da, bir ay evvel Hidayet'in yardımıyla hariciyede mümeyyiz olmuştu. O zaman, bir iki gün Hidayet'i sevmişti. Fakat gün geçtikçe 'kendisine iyilik edecek kadar' onun(Hidayet'in) talihli ve kendisinin iyilik görmeye mahkûm olacak kadar talihsiz oluşunu
affedemiyordu. Ve Hidayet'i çekiştirdikçe hariciyedeki mevkii, Hidayet'in lütfu olmaktan çıkıyor, kendi kıymetinin neticesi oluyordu. Gördüğü iyiliğin ıstırabını azaltmak için şimdi,
zehrinin hepsini döktü.
Sayfa 62
XIII. Bölüm
Halbuki akıllı adamlar her zaman şu düşünceyi savunur "Hiçbir şey kendi gücüne dayanmayan bir itibar kadar zayıf ve gelip geçici değildir".
Sayfa 66 - Dergah Yayınları
XIII. Bölüm
Fakat insanlar basiretsizliklerinden görünüşteki iyiliğin altında yatan gizli zehrin farkına varmaz; ancak vücuttaki bu zehri sonradan hummalı bir ateş takip eder ve maalesef o zaman farkedilir. Bu nedenle kötülükler doğduğunda bunların farkına varmayan bir hükümdar tamamen akıllı değildir. Çünkü bilgelik pek az kişiye nasip olur.
Sayfa 66 - Dergah Yayınları
Kültepe Tabletlerine Göre Eski Çağ Anadolu’sunda Diplomasi ve Uluslararası AntlaşmalarEfe Sıvış · Selenge Yayınları · 20204 okunma
Dante, Zambaklar
_Ölmedim ama diri de değilim.
_Bu rezil durumdakiler yani Araf'ta bulunanlar. Yaşarken kötülük yapmadıkları için Cehennem’e atılmazlar ama iyilik de yapmadıkları için Cennet'e de alınmazlar.
_Cehennem ümidin olmadığı yerdir. Hiçbir ümidin kalmaması, hayatta cehennemi yaşamaya denktir. Cehennemde belki acı çekilir ama ölünmez.
_Tanrıyı
